Her yıl 11 17 Ekim tarihleri arasında Âhilik haftası kutlanır. Kutlamaların merkezi Kırşehir İli’dir. Devlet tarafından kutlamalar Kırşehir’de başlatılır. Hafta süresince Ülkemizin her köşesinde kutlamalar devam ettirilir. Diğer yerlerde yapılan etkinliklere, Kırşehir destek verir. Âhilik kültürünün yaşamasına katkıda bulunmaya çalışırlar. Basından öğrendiğimize göre, bu sene kutlamalar, devlet olarak Trabzon İlimizde başlatılacakmış. Hafta süresince diğer yörelerimizde devam ettirilecekmiş. Bu kararı alanlara deli desek deli değiller. Âhiliği bilmez desek yanılmış oluruz.

Aslında Âhiliği iyi bilirler. İyi bildiklerinden şüphe duymuyorum. Ama niye Âhilik haftasını sulandırırlar. Niye sulandırırlar? İşte onu bilemem. Önce bir hatırlatma yapayım. Umarım aynı anlayışla hareket etmiyor olsunlar. Bakın geçmişte ne oldu. Cumhuriyet Halk Partisi ve Demokrat Parti ve Millet Partisi seçimlere katılıyorlar. Demokrat Parti ülkede ezici bir çoğunlukla seçimleri kazanıyor. Ama Kırşehir’den seçimleri, parti genel başkanının Kırşehirli olması ve halk tarafından çok seviliyor olması nedeniyle Millet Partisi, yani Osman Bölükbaşı kazanıyor. Bölükbaşı hapiste olduğu halde yine kazanıyor. Kırşehirliye ödün vermek, vaatlerde bulunmak etki etmiyor. Demokrat Parti bu durum karşısında Kırşehir’i cezalandırmak istiyor.

Meclis çoğunluğu ellerinde olması nedeniyle, bir yasa çıkarıyorlar, Kırşehir’i ilçe yapıyor. İlçelerini de Ankara ve Nevşehir’e bağlıyorlar. Kırşehir’i de İlçe olarak, Nevşehir’e bağlıyorlar. Hem de Kırşehirli olan bir BAKAN teklifi ile  bu olayın Kırşehirliye büyük bir saygısızlık olduğu kabul edildi. Zaman içinde, Kırşehir tekrar İl yapıldı. Yalnız Kozaklı ve Hacıbektaş ilçeleri elinden gitti. İlçelerimiz daha geri verilmedi. Haksızlık devam ediyor. Hacıbektaş ve Kozaklı ilçelerini Kırşehirli geri istiyor. İstemeye de devam ediyor. Ayrıca Kırşehir’in ilçe yapılmasının acıları bitmedi.

Demokrat Partinin bir kamburu olarak onlarla yaşıyor. Kırşehir bu acıyı unutmadı. Onlar da yüzlerindeki kara lekeyi daha silemediler. Yeri ve zamanı gelince yurdun her köşesinde bu olay, siyasetin bir ayıbı ve de en çok Demokrat Partinin bir ayıbı olarak anlatılır. İnsanları uyarmak adına söylenir durur. Basından okuduk ki, şimdi de bu hükümet, Kırşehir’de başlatılan Âhilik haftası kutlamalarını, bu yıl Trabzon’dan başlatacakmış. Bu demektir ki, gelecek senelerde ise bir başka İlden başlatılma şeklinde sürdürülecektir. Bu karar kabul edilemez bir karardır. Hem Âhilik felsefesine vurulan bir darbedir. Hem Kırşehir halkına büyük bir saygısızlıktır.

Hem de Türk Ulusunun saygı değer esnaf ve sanatkârlarına ve iş adamlarına ve tüccarlarına bir saygısızlıktır. Efendiler Âhilik, Anadolu’da sekiz yüz yıllık bir geçmişe sahiptir. Orta Asya’ya, Selçukluya ve Osmanlıya, ve Türkiye Cumhuriyetine çeki düzen vermiş, esnaf hayatına ve ticaret hayatına yol göstermiş bir anlayıştır. Yamak, çırak, kalfa, usta dönemlerinden geçilen ve “şet kuşatma” töreninden sonra, esnaf, tüccar, sanatkâr ve işadamı olunan bir anlayıştır. Ahlaki, doğruluğu, dürüstlüğü, işinin ve sanatının ehli olmayı öğütleyen bir anlayıştır. Âhi örgütü tarafından yetki almayan hiç kimse, kendi başına, şehirlerde iş kuramaz. İş hayatına başlayıp ta işini kötüye kullananın derhal, çalışma hayatına son veren bir anlayıştır.

Bu gün Âhilik, dünya sigortacılığının, sendikacılığının, bankacılığının ve sanayiciliğinin temelini teşkil eden bir felsefedir. Esnaflarımızın ve tüccarlarımızın ahlâklı, doğru, dürüst ve ehliyetli olarak çalışmalarının ve iş yapmalarının temel anlayışıdır. Kiremit tozunu biber diye, demiri çelik diye, sakatat etlerini sucuk diye, pamuğu yün diye, şekeri bal diye, soba borusu isini karabiber diye, tavuğu hindi diye, ve saymaya kalktığımız zaman bu sayfalara sığmayacak kadar çok hileli yiyecek, giyecek ve eşyaları alan, yapan, satan esnaf, sanatkar ve iş adamlarının var olduğu bir kısır döngü ortamında yaşıyoruz. Âhilik anlayışından çok uzaklaştığımız dönemleri yaşıyoruz.

 Gerçek esnafa ve tüccara ihtiyacımız olduğu bu dönemde, uyarıcı ve yol gösterici bir anlayışı, yüz yılların süzgecinden geçerek günümüze gelmiş olan bu anlayışı, daha da çok yaşatmak ve daha düzenli sürdürmek zorundayız. Şimdi hiçbir gerekçe ile hiç bir kimsenin, Âhilik geleneğini, kültürünü yozlaştırmaya ve giderek yok edilmesine hakkı yoktur. Âhilik haftası Kırşehir’den başlatılır. Bu yıllarca böyle olmuştur. Bundan böyle de Kırşehir’den başlatılmalıdır. Eğer Âhilik geleneğinden bir yarar bekliyorsanız, Âhilik haftasını, her yıl olduğu gibi, yine Kırşehir’den başlatırsınız. Hafta içerisinde, yurdun her köşesinde de bu haftanın kutlanmasını sağlarsınız. Şunu açık söyleyeyim. Âhilik geleneğini hükümet çoğunluğunuza güvenerek, başka başka İllerde başlatma gibi bir karar almaya hakkınız yoktur. İşi sulandırmaya hakkınız yoktur.

Ahi Evren Türbesi Kırşehir’dedir. Ahi Evren Mahallesi Kırşehir’dedir. Ahi Evren çeşmesi Kırşehir’dedir. Ahi Evren İlköğretim Ookulu Kırşehir’dedir. Ahi Evren stadı Kırşehir’dedir. Ahi Evren Caddesi Kırşehir’dedir. Ahi Evren sokağı Kırşehir’dedir. Ahi Evren Camisi ve külliyesi Kırşehir’dedir. Âhi Evren adlı işyerleri Kırşehir’dedir. Âhi Evren açık hava gösteri alanı Kırşehir’dedir. Ve de Âhi Üniversitesi Kırşehir’dedir. Elbette daha başka sayamadıklarım da var. Kırşehir Ahi Evren ile siz bilseniz de, bilmeseniz de bütünleşmiştir. Âhi Evren ile birlikte yaşamaktadır. Türkiye’nin hangi İlinde böyle bir yapılanma vardır?

Şunu bunu bahane ederek aldığınız karar da, yapacağınız uygulama da yanlıştır. Bu kararınızda bir düzeltmeye gitmeyecek olursanız, siz de geçmişte Kırşehir’i ilçe yapanlardan olursunuz. Alnınıza yapışacak bu kara lekeden asla kurtulamazsınız. Şunu da hatırlatmakta fayda var. Türkiye’nin neresinde bir Kırşehirli varsa, Kırşehirliler Derneği, Vakfı varsa, bu konu üzerinde seslerini duyurmak ve sırası gelince de yükseltmek zorundadır.