AYM, Can Atalay kararının gerekçesini açıkladı

AYM, Can Atalay'ın ikinci bireysel başvurusuna ilişkin "ihlal" kararının gerekçesini açıkladı.

AYM, Can Atalay kararının gerekçesini açıkladı
Yayınlanma:

Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Gezi Parkı davası kapsamında mahkum edilen Türkiye İşçi Partisi (TİP) milletvekili Can Atalay'a ilişkin ihlal kararının uygulanmaması üzerine yapılan ikinci başvuruda, "seçilme ve siyasi faaliyette bulunma", "kişi hürriyeti ve güvenliği" ile "bireysel başvuruda bulunma" haklarının ihlal edildiğine dair gerekçeler ortaya konuldu.

AYM Genel Kurulu, 21 Aralık'taki toplantısında, Gezi Parkı davasında 18 yıl hapis cezasına çarptırılan Atalay'a yönelik ihlal kararının uygulanmaması üzerine yapılan ikinci bireysel başvuruyu değerlendirip sonuca bağlamıştı.

Mahkeme, Atalay'ın "seçilme ve siyasi faaliyette bulunma", "kişi hürriyeti ve güvenliği" ile "bireysel başvuruda bulunma" haklarının ihlal edildiğine hükmetmiş ve ayrıca Atalay'a 100 bin lira tazminat ödenmesini kararlaştırmıştı.

AYM'nin açıkladığı gerekçede, Anayasa Mahkemesi kararına uymama durumunun, Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme, yargı organları ile idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlama yetkisiyle çatıştığı vurgulanarak, önceki ihlal kararının gereğinin yerine getirilmediği belirtildi.

Kararda, Anayasa'nın 153. maddesinin son fıkrasına atıfta bulunularak, Anayasa Mahkemesi kararlarına uyma zorunluluğu altında olan kamu makamlarına ve ilk derece mahkemesine herhangi bir takdir yetkisi tanınmadığı ve istisna bulunmadığı ifade edildi.

AYM'nin kararında, Yargıtay'ın yeniden yargılama yetkisinin bulunmamasına dikkat çekilerek, Atalay'a yönelik Anayasa Mahkemesi ihlal kararının gönderildiği ilk derece mahkemesinin Anayasa Mahkemesi kararına uymayarak görevini yerine getirmediği ve adaleti sağlamadığı belirtildi.

Anayasa'nın 153. maddesinin öngördüğü çerçevede, Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığının, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için gerekli işlemleri içerdiği vurgulanarak, Anayasa Mahkemesi kararının reddedilmesi ve hukuka aykırı bir şekilde uygulanmamasının, Anayasa'ya aykırı bir tutum olduğu ifade edildi.

Sonuç olarak, ilk derece mahkemesinin dosyayı Yargıtay'a göndermesi ve Yargıtay'ın Anayasa'ya aykırı bir karar alarak süreci şekillendirmesi, Anayasa'ya açıkça aykırı bir durum oluşturmuş ve bu durum, başvurucunun bireysel başvuru, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları ile kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ihlaline yol açmıştır. Önceki ihlal kararının uygulanmaması ve yargının gereğinin yerine getirilmemesi, Anayasa'nın 153. maddesi ile çelişen bir tutum oluşturmuştur.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.