Ferhat Ünal

Ferhat Ünal

Hocaların hocası Avşar Cihan!

Hocaların hocası Avşar Cihan!

2014 yılı Nisan ayında Kırşehirliler Vakfı Genel Kurula giderek yeni başkanı belirlemiş, vakıfta yeni bir dönem başlamış, kongre dönemi büyük vaatler verilmiş ve kollar sıvanarak taşın altına elini koyma dönemi başlamıştı.

Yeni başkanın yönetiminde Coşkun Aşkun'un olmasından dolayı daha öncede Kırşehirliler Federasyonu'nda gençler olarak güzel çalışmalara imza attığımızdan Coşkun Ağabeyimizin daveti üzerine Kırşehirliler Vakfı'nda gençlik kollarını ekip olarak oluşturduk.

Şahsıma basın, medya tanıtım gibi görevler o dönemki Kırşehirliler Vakfı Gençlik Kolları Başkanı tarafından verilmişti.

Hiçbir şekilde bugüne kadar basında adı geçmediğinden, bir yerlerde ismi zikredilmediğinden Kırşehirliler Vakfı'nın olduğundan haberi olmayan hemşerilerimiz vardı.

Kırşehirliler Vakfı tarafından gerçekleştirilen çalışmaları ve faaliyetleri insanlara anlatma, vakfı tanıtma ve gerçekleştireceğimiz organizasyonlarla vakıf üyelerini tanıştırabilirdik onun telaşını yaşadık bir süre. Bildiğiniz üzere halkın gerçekten sesi olan sivil toplum kuruluşlarının tanıtılması ve benimsetilmesi gerçekten çok kolay bir iş değildir. Bu durumun içinden çıkmaya çalışırken, aklıma Kırşehir'deki basın ve medya kuruluşlarının telefon numaraları ile mail adreslerini alıp tek tek konuşma fikri geldi.

Numaraları aldım tek tek aradığım gazetelerin ve yerel medya kuruluşlarının bazılarından ellerinden geldiği kadar yardımcı olacaklarını söylediler.

aralarında Aşıkpaşa Gazetesi'nden öyle biri ile görüştüm ki adeta bana her konuda yardımcı olacağını, hiç bu durumu kafama takmayacağımı ifade ediyordu. Telefondaki o ses Çınar Kırşehir Gazetesi Yayın Danışmanlığını başarı ile sürdüren, vefakar isim Avşar Cihan hocamdan başkası değildi.

Kendisi o dönemler Aşıkpaşa Gazetesi Yayın Danışmanlığı ve köşe yazarlığını yapıyordu.

Takvimler 2 Kasım 2015 yılını gösterirken Avşar Cihan hocam Çınar Kırşehir Gazetesinin kuruluşunda yer alarak yeni bir gazetecilik anlayışı ile Kırşehirli hemşerilerinin karşısına çıkacaktı.

O kadar saygılı bir gazeteci, usta kalem ve işini severek yapıyordu ki anlatamam. İş ahlakı damarlarına kadar işlemiş yaptığı işten ödün vermiyordu. İş dışında eve bile iş götürür eserlerini ertesi güne yetiştirmek isteyen emekçi bir insandı.

Bir gün rahmetli Hocam Avşar Cihan'a bir soru sordum. Çok iş koliksiniz eve iş götürdüğünüzde eşiniz Sevda Hanım ne diyor? diye. Avşar Cihan'ın cevabı netti. İşine ve mesleğine aşık, yazmadan duramayan o isim: "Sorma evlat oda artık beni böyle kabulleniyor!" dedi.

Bazen arardım kendisini hocam haber var gönder yarına güzel haber hazırlayım eve götürüyüm rahat rahat ertesi güne hazırlayım derdi. Her şeyden önce işini severek yapıyordu, hatayı ve yanlışı kolay kolay kabul etmezdi. Yaptığı işi kaç kez kontrol ettiğini ben Ankara'da yaşamama rağmen görüyordum.

Aşıkpaşa Gazetesi'nden Avşar Cihan Hocam ayrılınca ben kendimi sadece bir köşe yazarı olmama rağmen sahipsiz hissettim, yalnız hissettim.

Baktım bu iş böyle olmayacak Avşar Cihan Hocama telefon açtım. "Ben artık sizin olduğunuz gazetede yazmak istiyorum. Siz nerde ben ordayım!..." cümlesini ifade edince.

Bana direk olarak "Olmaz sen Aşıkpaşa Gazetesi'nde yazmaya devam etmelisin. Sonra yanlış anlamaya neden olmayalım. Bu hiç etik olmaz" dedi.

Hocamızın esnaflığa ve gazeteci meslektaşlarına o kadar saygısı vardı ki anlatılmaz yaşanır.

Çınar Kırşehir Gazetesinde yazdığı tüm makaleleri okumuşumdur.

Okumadığım üç beş yazı vardır en fazla. Kırşehir'in duayen gazetecisi Cihan, farklı bir tarzda yazıyordu. Kimseyi ne yerden yere vuruyordu ne de gökyüzüne çıkarıyordu. Neyse onu yazıyordu kısacası.

Artık bu güzel kalem aramızda olmayacak.

Kırşehir çok büyük değerini kaybetti bence.

Öğretmen, gazeteci, yazar , hocamız bu meslek dallarını kırk yıllık iş hayatına sığdırarak tüm Kırşehirli hemşerilerin kalbine girebilmiş ki cenaze esnasında katılanlar dan anlaşılıyor.

Bazen o keşkeler var ya beni öldürüyor çok geç tanıdım ama bana çok değer kattı hocam. Benden yana hak var ise helal olsun sende biz öğrencilerine, çıraklarına hakkını helal edersin inşallah.

İlk öğrenildiğinde gerçeği idrak edemeyip, bir kaç dakika beynim mantığım durduktan sonra, hele kayıp ettiğimiz çok yakınsa, çıldıracakmışsınız gibi ve dünyanın sonu gelmiş gibi acı hissediyorsunuz yüreğinizde. Hayat bir anda o kadar basit, her bir büyük sorun o kadar ufak görünüyor ki anlatamıyorum. O zaman işte asıl sorun korkumuzla karşı karşıyayız aslında tek problemimiz o ölüm. Zaman geçtikçe vücudumuzdaki acı azalacak düzen bu işte insan ona göre programlanmış sanki garip.

O sevdiğimiz insanı hep hatırlıyoruz, en güzel şekliyle. Onun bize ölmüş gibi değil de başka bir yerde belki , buradan daha güzel bir yerde başka bir cisimde yaşadığı ve varlığının etrafımızı doldurduğunu hissediyoruz.

Ne zaman ki ilk vefat edeni kabre koyarsınız. Etrafınızdaki onca kalabalık gider kuytu köşede, işte o zaman anlarsınız eksildiğinizi. Birlikte yaptığınız şeylerde artık tek başınıza kaldığınızı. Bazen gidene olan sevgi öyle büyür ki, içiniz de daha fazla taşıyamazsınız bunu. Yazarsınız, çizersiniz, ağlarsınız ama hepsinde ve anlarsınız ki ölüm geride kalanlar içindir. Gidenin, hiçbir şeyden haberi yoktur bir kaç gün önce Avşar Cihan Hocamı Kırşehir Aşıkpaşa Mezarlığı'nda defnettik üst tarafta anlattığım gibi kabre yerleştirildi bir kuytu köşede (Oğlu) Bekir Barış Cihan, (Eşi) Sevda Cihan ve kızları ağlıyordu. Zor bir durum başına gelen bilir. Benim babam vefat ettiğinde metanetin çok iyi diyenler oldu.

Geride kalan bir ailem vardı onları kanatlarım altında toplayıp acımı yüreğime kazıyarak yaşama devam ediyorum. Daha bana ustalığı öğretmenden, yapacak olduğumuz işleri tamamlamadan, planlarımızı uygulayamadan böyle gitmek oldu mu Avşar Cihan?

Senin aramızdan ani ayrılman bizleri derinden yaraladı. Sen hakka yürüdün ama hala bizim kalbimizdesin ve her zaman da öyle kalacaksın.

İnsan sevdiğinin kıymetini öldüğü zaman çok daha iyi anlıyor.

Sen şimdi Çınar Kırşehir Gazetemizde olsan öyle bir kenardan bizlere baka kalsan. Biz senin yerine çalışıp senin işlerini de yapsak. Sen sadece gülümsesen, bizim sana olan özlemimizi dindirsen olmaz mı?

Kırşehir değerlerini tek tek kaybediyoruz.

Kırşehir Anekdotları Yazarı değerli hocam Duran Erdoğan yakın bir zaman önce aramızdan ayrıldı.

Babaların Babası Ahi Babamız Mustafa Karagüllü ve Avşar Cihan da aramızdan ayrılan Kırşehir'in sayılı değerleriydi.

Saydığım bu isimler Kırşehir'in dışında bence Türkiye'nin büyük değerleri.

Ben daima böyle durumlarda şu lafı kullanıyorum.

Çocuk olarak dünyaya gelip yaşayıp görüp bu dünyadan göçüyoruz. Bu benim için senin için onun için bunlar şunlar için. Ağlayıp üzmeyin kendinizi. Güçlü olup onu içinde yaşat sev say her an düşün.

Öte dünyada yaşamına devam ediyor. Dünyada olup bitenler hakkında kendilerine bilgi verilir. Hatta mezarı başına gidilip konuşunca, seni net biçimde duyar; ama cevap veremez.

Rahmetli Avşar Cihan hocamıza Allah'tan rahmet, kederli ailesine ve Basın camiamıza baş sağlığı diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ferhat Ünal Arşivi