İade şartının düşürülmesi

Ebu Basir ve arkadaşları müşrikleri canlarından bezdirmişti. Kureyş müşriklşeri Peygamberimiz Aleyhisselama bir yazı yazarak Ebu Süfyan b.Harb ile gönderdiler:...

İade şartının düşürülmesi
Yayınlanma:
Güncelleme:

Ebu Basir ve arkadaşları müşrikleri canlarından bezdirmişti. Kureyş müşriklşeri Peygamberimiz Aleyhisselama bir yazı yazarak Ebu Süfyan b.Harb ile gönderdiler: "Allah ve akrabalık aşkına, Ebu Basir ve arkadaşlarına muhakkak haber sal ki, bundan böyle her kim Medine'ye senin yanına gelirse o emniyettedir; onun için, geri çevrilme yoktur. Biz anlaşma şartlarından, iade şartını düşürdük!" dediler. Onların Medine'ye kabul edilmelerini and vererek dilediler"(Vakıdi:2/283)-(İbn İshak,İbn Hişam:3/447)-(A.Köksal:5-6/339-340)-(A.Cevdet Paşa:1/236) "Kureyşliler Peygamber'e (s.a.v), Ebu Basir ve arkadaşlarını toplumuna kabul etmesini isteyen bir mektup gönderdiler. Geri istemeyeceklerine de söz verdiler."(E.Siraceddin:276) Ebu Basir'in ölümü ve Medine'ye dönüşleri: "Allah Resulü (s.a.v), bir yazı yazarak; Ebu Basir, Ebu Cendel ve Müslümanlardan yanlarında bulunanlara, artık memleketlerine ve ailelerine dönmeleri, Kureyşten her hangi bir kişiye ve kervanlarına dokunmamalarını bldirdi. Yazı, Ebu Basir'e ölüm döşeğinde iken gelmişti. Mektubu okurken ruhunu teslim etti. Cenaze namazlarını kıldılar ve oraya gömdüler. Ebu Basir'in kabrinin üzerine bir mescid yapıldı. Ebu Cendel, arkadaşlarıyla birlikte Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına, diğerleri ailelerine döndüler. Medine'ye dönenler, 70 kişi idi. İçlerinde Velid b.Velid b.Mugıre de vardı. Yolda parmağı koptu Medine'ye gelince vefat etti.(Vakıdi:2/283-284)-(A.Köksal:5-6/340)-(A.Cevdet Paşa:1/236-237)-(E.Siraceddin:276) Ne ilahi hikmetti!? (N.Fazıl:89 Ümmü Külsüm Hatun: "Kadınlardan Medine'ye kaçan Ümmü Külsüm Hatun, azılı düşmanlardan Ukbe b.Ebu Muayt'ın kızıdır. Annesi Erva bt.Küreyz olup, Hz.Osman'ın da annesi idi. Medine'ye hicret etti. Efendimizin hanımı Ümmü Seleme'nin yanına vardı. Resulullah'a haber verildiğinde Ümmü Külsum: "Ya Resulullah! Beni geri çevirme!" dedi. Resulullah Aleyhisselam: "Yüce Allah, kadınlar hakkındaki ahdi bozar, hükümsüz bırakır!" buyurdu. Mümin kadınların kafirlere döndürülmesini yasaklayan bir ayet indi. Anlaşmada kadınlardan hiç bahsedilmiyordu. Bunun üzerine (Mümtehine 10.) Ayet nazil oldu. "Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman, Siz de onların inanmış kadınlar olduklarını öğrenirseniz onları kafirlere geri göndermeyiniz. Bunlar onlara helal değildir. Onlar da bunlara helal olmaz. Onların (kocalarının) sarfettiklerini (mehirleri) geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kafir kadınları nikahınızda tutmayın." Yani ehli kitab olmayan kadınları."(Vakıdi:2/285-286-287)-(İbn İshak,İbn Hişam:3/449-450)-(A.Köksal:5-6/340-343)-(E.Siraceddin:277) "Hudeybiye antlaşmasıyle ortaya çıkan durumu düzenleyen bu ayate göre, Müslümanlara sığınan mümin kadınlar, kafirlere iade edilmeyecek, kendilerine ayette belirlenen esaslar uygulanacaktır. Ayet, iade edilecek olanların sadece erkekler olduğunu, mümin kadınların kafirlerin nikahında kalamayacakları için, antlaşma kapsamına giremeyeceklerini açıklamaktadır." (H.Karaman,heyet,meal:549) "Resulullah (s.a.v), Mekke'den gelen erkekleri geri çeviriyordu, ancak kadınları geri çevirmiyordu. Ümmü Külsüm'ün iki kardeşleri Velid b.Ukbe ile Umare b.Ukbe Medine'ye Peygamberimiz Aleyhisselama geldiler ve "İade şartını yerine getir, kardeşimizi ver!" dediler. Peygamber (s.a.v): "Anlaşmanın o hükmünü, Yüce Allah kadınlar hakkında bozdu, ortadan kaldırdı!" buyurdu. Onlara teslim etmedi.(Vakıdi:2/286-287)-(İbn İshak,İbn Hişam:3/449)-(A.Köksal:5-6/343-344) "Ümmü Külsüm Medine'ye gelince, Zübeyr b.Avvam, Zeyd b.Harise ve Abdurrahman b.Avf ona talib oldular. Bir anneden doğma kardeşi Hz.Osman'a danıştı. O da Peygamber'i işaret etti. Efendimiz Zeyd b.Harise ile evlenmesini istedi ve o da onunla evlendi. Zeyd'den Zeyd ve Rukıyye isimlerinde bir oğlu ve bir kızı oldu. Ümmü Külsüm den sonra, annesi Erva Bt.Küreyz, Medine'ye hicret edip geldi.(A.Köksal:5-6/344)-(E.Siraceddin:277) "Ümmü Rumman öldü. Abdul-Kabe annesinin ölümünden sonra Medine'ye geldi Müslüman oldu ve Abdurrahman adını aldı."(E.Siraceddin:277) "Kafir kadınları nikahınızda tutmayın. ..(Mümtehine:10) Yani ehli kitab olmayan kadınları. Ömer b.Hattab, Zeyneb bt.Ebu Ümeyye?yi/Kureybe bt. Ebu Ümmeyye b.Mugıre'yi boşadı. Onunla, Muaviye b.Ebu Süfyan evlendi. Bu ikisi Mekke?de şirk üzere idiler. Yine Ömer b.Hattab, Huzaa kabilesinden olan Cervel'in kızını /Ümmü Külsüm bt.Cervel'i de boşadı. Onunla Ebu Cehm b.Huzeyfe evlendi. Bu ikisi şirk üzere idiler."(Vakıdi:2/287)-(İbn İshak,İbn Hişam:3/452) "Iyad b.Ganm el-Fihrı o gün Ümmül-Hakem bt.Ebu Süfyan'ı boşadı. Onunla Abdullah b.Osman Sakafi evlendi. Abdurrahman b.Ümmül-Hakem'i doğurdu."(Vakıdi:2/287) Zıhar: Kocanın, eşine: "Sen bana anamın sırtı gibi ol!" yeminidir. Cahiliye devrinde bu söz söylendi mi, artık o eş ona haram olur, bu söz boşama sayılırdı. İslam'da ilk zıhar yapan Ubade b.Samit'i kardeşi çok yaşlı ve hırçın olan Evs b.Samit/Sabit hanımı amcasının kızı Havle (Huveyle) bt. Salabe'ye yapmıştır.(A.Köksal:5-6/348)-(H.Karaman,heyet,meal:541) Havle hatun Peygamberimiz aleyhisselama baş vurdu ve yalvardı: "Sen bana anamın sırtı gibisin!" dedi. "boşama sözünü hiç kullanmadı!" dedi. Hz.Peygamber'den tekrar kocasına dönmesi için hüküm istedi. Efendimiz: "Sen ona haram olmuşsundur!" buyurdu. Havle hatun Allah'a yalvardı ve Peygambere vahiy (Mücadele:1-4) geldi: (A.Köksal:5-6/349-351)-(H.Karaman,heyet,meal:541) "Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah'a şikayette bulunan kadının sözünü Allah işitmiştir."(Mücadele:1) "İçinizden zıhar yapanların kadınları, onların anaları değildir. Onların anaları ancak kendilerini doğuran kadındır. (Mücadele:2) "Kadınlardan zıhar ile ayrılmak isteyip de sonra söylediklerinden dönenlerin karılarıyla temas etmeden önce bir köleyi hürriyetine kavuşturmaları gerekir. Size öğütlenen budur. (Mücadele:3) "Buna imkan bulamayan kimse, hanımıyla temas etmeden önce ard arda iki ay oruç tutar. Buna da gücü yetmeyen altmış fakiri doyurur." (Mücadele:4)(H.Karaman,heyet,meal:541)-(A.Köksal:5-6/352) "Böylece Allah, o eski geleneğin, yanlış bir zandan ibaret olduğunu, böyle sözlerle kadının, kocasının anası olamayacağını bildirdi. Ancak böyle bir söz söyleyene de fakirlerin lehine olmak üzere bir ceza koydu. Konan cezalar 3. ve 4. Ayetlerde belirtilmiştir.(H.Karaman,heyet,meal:541) "Havle'nin kocasının, köle azad etme ve aralıksız iki ay oruç tutma ve de altmış fakiri doyurma imkanının olmaması sebebiyle Resulullah onlara 15 sa hurma yardım etti. Havle hatuna da; Ümmül-Münzir bt.Kays'a uğra! Ondan yarm vesk (15 sa) hurma al, onu altmış fakire sadaka olarak ver. 60 yoksulu doyurunca, kocanın evine dönersin" buyurdu. (A.Köksal:5-6/352-354)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.