Orhan Aksakal

Orhan Aksakal

Ne zaman bu hale geldik

Ne zaman bu hale geldik

Son günlerde artık gündemimiz cinsel taciz, çocuk istismarı ve hayvanlara işkence haberleri. Sahi biz ne zaman bu hale geldik. Sahi biz uzun zamandır böyleydik de farkında mı değildik?

Türkiye önce Ankara Polatlı’da kaçırılan ve cinsel istismara uğrayıp vahşice öldürülen 8 yaşındaki Eylül Yağlıkara’nın bir elektrik direğinin dibine gömülmesi ile adeta şoka uğradı. Çünkü olay çok vahimdi ve bu olayı gerçekleştiren alçak ve cani küçük çocuğu öyle bir hale sokmuş ki zavallı acıya dayanamadığı için iç organları parçalanmış ve kemikleri kırılmış. Böyle bir vahşeti insan hayal bile edemiyor.

Bu nasıl bir ruh halidir, bu nasıl bir kafa yapısıdır. Bunu tahayyül bile edemiyor insan. Bu çocuğu o hale getirecek duruma sen nasıl geldin ve bu işkenceyi yaptın. Bunu yaparken hiç vicdanın sızlamadı mı, hiç mi kalbinde en ufak bir merhamet duygusu yoktu. Yazarken bile inanın parmaklarıma ağrı girdi ve ruhum daraldı.

Bir diğeri olay ise 4 yaşındaki Leyla Aydemir, Ağrı'da ailesiyle bayram ziyareti için gittiği dedesinin köyünde kaybolduktan 18 gün sonra köyde ölü bulundu. Onu öldürenler kim ise henüz ortaya çıkmadı. Bu garip minik yavrumuzu öldürenler ise onu aç bırakarak cezalandırmışlar. Bu nasıl bir vicdandır, bu nasıl bir insanlıktır ki bu küçük yavrucağı bunu reva gördünüz.

Hal öyle oyunca Türk milleti olarak gerek sosyal medya üzerinden gerekse protestolarla devletin artık bu işe el atmasını ve böylesine canileri, böylesine barbar katilleri cezaevlerine atmak orada beslemek yerine idam etsinler diye sürekli gündeme getiriyoruz. Buna her kesimden destek gelirken, bir Allah’ın kulu çıkıp neden idam getiriyoruz demiyor. Herkes bu işin arkasında ve çocuğa yapılan cinsel istismarların idamla cezalandırılmasını istiyor.

Bir diğer konu ise hayvanlara yapılan işkenceler sonunda öldürülen ve vahşice yakılan hayvanlara yapılan muamele. Yani insan olarak ağzı dili olmayan ve kendisini anlatamayacak olan Cenab-ı Allah’ın yarattığı dilsiz dostlarımıza bunu nasıl reva görüyoruz.

Hadi sevmekten vazgeçtik, hadi bir kap su bir kap yemek vermekten vazgeçtik öldürmek, işkence etmek ve onlara olmadık eziyetleri yapmak nasıl bir insanlıktır. Bunu yapan insanlar nasıl ellerinden gelip te bu insanlık dışı eziyeti yapabiliyorlar. Benim aklım almıyor inanın.

Lütfen unutmayalım ki dünya sessiz dostlarımızla güzel ve onlarla yaşanırsa gerçekten güzel oluyor. Onlara merhamet edeceğiz ki Allah’ta bize merhamet etsin. Artık bu ruhu halini bir yana bırakalım desem de yarın veya ertesi gün mutlaka bu haberleri yine okur ve görürüz.

Artık hükümet bir karar almalı. Hayvanlara işkence edip öldürenlere gerekli kanunları çıkarıp en ağız cezayı vermeli bunun başka yolu yok. Zaten çocuklara olan işkenceyi ve onları katledenleri düşünmek dahi istemiyorum.

Pazartesi günü yeni hükümet kuruluyor ve yeni bir sisteme geçiyor. Artık Mecliste bizi temsil edecek vekiller bu konularda gerekli adımı atar ve istenen idamsa idam, müebbetse müebbet cezalarını onaylar ve biran önce bu sapıklar aramızdan ayıklanır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Orhan Aksakal Arşivi