Şair Osman Paksoy: Kırşehir eğitimde markadır

  Yazar ve şair aynı zamanda bir öğretmen olan Osman Alpsoy, Kırşehir’in küçük bir il olmasına rağmen hatırı sayılır bir tanıtımı olduğuna...

Şair Osman Paksoy: Kırşehir eğitimde markadır
Yayınlanma:
Güncelleme:

  Yazar ve şair aynı zamanda bir öğretmen olan Osman Alpsoy, Kırşehir’in küçük bir il olmasına rağmen hatırı sayılır bir tanıtımı olduğuna inandığını belirterek, ekonomik olarak çok iyi durumda olmamasına ve üstelik çok göç vermesine karşın eğitim, öğretim anlamında çok iyi bir yerde olduğunu ve bir marka haline geldiğini” söyledi. Yörem, yurdum, toprağım, memleketim: Kırşehir…  Eğitim ve kültürde marka şehir: Kırşehir… Dadaloğlu yazmış. Şemsi Yastıman bestelemiş. “Biter Kırşehir’in gülleri biter… Güzelleri çoktur, kendine yeter” demişse de bir istisna ile işte bu güzel kızlardan birisiyle gönül dostu kardeşimiz Erzurum-Narman’lı öğretmen Şair Osman Alpsoy Allah’ın emri, peygamberin kavli üzere evlenmiş. Helâl olsun Kırşehir kızına, akıllılık etmiş, eşine Kırşehir’i, kültürünü sevdirmiş ve içine iyice sindirmiş ve Kırşehir sevdalısı yaparak, kitabını bile yazdırmış. “Eğitim ve kültürde marka şehir: Kırşehir” diyenler çok haklılar. Bu röportajımla huzurunuza getirip tanıtacağım Kırşehir sevgisi ve sevdasıyla dolu ve donanımlı önder, örnek kişi ve eğitimcidir. Şair Osman Alpsoy’dan bahsediyorum. Buyurunuz birlikte okuyoruz: *Duran Erdoğan: Elinde “Her Yanım Hüzün” şiir kitabıyla duran şair Osman Alpsoy kimdir? Öncelikle sizi kısaca tanımak ve okurlarıma tanıtmak istiyorum? *Osman Alpsoy: Şair Osman Alpsoy; 1962 yılında Erzurum ili, Narman ilçesi, Sülüklü Köyü’nde dünyaya geldi. İlk, orta ve lise tahsilini Narman’da tamamladı. Kırşehir Eğitim Yüksekokulu’ndan 1984 yılında mezun oldu. Konya ili, Kulu İlçesi, Beşkardeş Köyü İlkokulu’nda göreve başladı. 1989 yılında eş durumundan tayin isteyerek Kırşehir Çiçekdağı Kabaklı Köyü İlkokulu’nda 1996 yılına kadar çalıştı. 1996 -2005 yıllarında Çiçekdağı İlçesi Atatürk ilköğretim Okulu’nda çalıştı.1999 yılında Anadolu Üniversitesi Türkçe öğretmenliği bölümünde lisans tamamladı. 2005 yılı Temmuz ayında Kırşehir Cacabey İlköğretim Okuluna tayin oldu. 2006 yılında uzman öğretmen oldu. 2013 yılında 30 Ağustos İlkokuluna tayin oldu. Halen aynı okulda çalışmaktadır. Evli ve üç çocuk babasıdır. *Duran Erdoğan: Kitabınızı elbette konuşacağız, ama öncelikle soruyorum: Mûsikiyle aranız nasıl? Türkü söyler misiniz? *Osman Alpsoy: Radyo ile büyüdüğümden halk müziğine daha yatkınım ve ilgi duyarım. Evet, herkes gibi biraz da olsa söylerim. Bence bir Yozgat sürmelisi veya bir ‘Köprüden Geçti Gelin’ gibi bir türkü bilmeyene kız verilmemeli. *Duran Erdoğan: Elbette eğimci birisine pek sorulmaz, ama konuya girmek adına bilerek soruyorum: Şiir, edebiyat ve güzel sanatlarla aranız nasıl? Eserinizi anlat dersem, bizimle ne paylaşırsınız? *Osman Alpsoy: Şiir ilgi alanımdır.’ Her yanım hüzün’ adlı bir şiir kitabım var. Yazmak için okumayı çok seviyorum. En çok etkilendiğim Abdurrahim Karakoç’tur. *Duran Erdoğan: Doğal mısınız? Aynaya bakınca kendinizi nasıl buluyorsunuz? *Osman Alpsoy: Evet, oldukça doğalım. Birileri beğensin diye değil kendi prensiplerime göre yaşarım. Nerede nasıl davranılması gerektiğine dikkat ederim. Klasik olmayı severim. Aynaya baktığımda, kendine güven duyan ve samimi buluyor, gün geçtikçe daha da olgunlaştığımı ve duygusal olduğumu görüyorum. *Duran Erdoğan: Hayvan ve tabiat, toprak, ağaç, çiçek sevginiz? *Osman Alpsoy: Köyde büyüdüğüm için hayvan ve doğa sevgisi ile iç içe büyüm. Ama köpekten çok korkarım. Çünkü savunma gibi bir lüksünüz yok. Öte yandan güzelce düzenlenmiş park ve bahçeleri veya doğal çevreyi çok severim. Evde çiçek büyütemiyoruz soluyor. Çiçek olan balkonları çok severim aslında. *Duran Erdoğan: Bir fıkra anlat dersem kısaca ne anlatırsınız? *Osman Alpsoy: Fıkrayı çok severim. Adamın biri eczaneye sinek ilacı almaya gitmiş. Eczacı sormuş: “Sineğinizin neyi var?” *Duran Erdoğan: Olmazsa olmaz özel zevkleriniz, kurallarınız var mı? *Osman Alpsoy: Uyumlu giyinmek. Evde veya başka bir yerde her şeyin derli toplu olmasını isterim. Değilse düzeltmeye çalışırım. *Duran Erdoğan: En sevdiğiniz yemek, şair yazar, coğrafi bölge nedir? *Osman Alpsoy: Erzurum usulü mantı (hıngel), Abdurrahim Karakoç, Safranbolu –Bartın arası harika manzaralıdır. *Duran Erdoğan: En son okuduğunuz kitap? *Osman Alpsoy: Ulaş Salih Özdemir  ‘Tarihte Az bilinen Gerçekler’ *Duran Erdoğan: İçki, sigara ve sair bağımlılıklar konusunda da bir eğitimci olarak düşüncelerinizi almak çok önemli? *Osman Alpsoy: Hiç biri ile ilgim olmadı. Sokakta yürürken bile sigara içen birini görünce kaldırım değiştiririm. Dumanından rahatsız oluyorum. *Duran Erdoğan: Sizce internet, televizyon ve akıllı telefon nedir ne değildir? *Osman Alpsoy: Teknoloji çok güzel, ama amacına göre kullanılmalıdır. Maalesef insanlar faydalı olarak kullanmıyorlar. Özellikle sokakta yürürken kafalarını telefona eğmiş yürüyen gençleri görünce acıyorum. Önünü göremeyen geleceği nasıl görecek. *Duran Erdoğan: Sporla aranız nasıl, hangi takıma ilgi duyarsınız? *Osman Alpsoy: Masa tenisine ilgi duymuşumdur. Hatta köy okulunda masa yaptırmıştım. Futbola ilgim yok. *Duran Erdoğan: Samimiyet ve öfke denilince ne anlatırsınız? *Osman Alpsoy: İnsanlar her işinde samimi olmalı. Ben hep öyle oldum. Öfke ile kalkan zararla oturur. Sabırlı olmak gerekir. Özellikle trafikte kazara bir durumda arabadan inip küfür ve kavga edilmesine çok üzülürüm. Azcık sabırlı olsak her şey düzelir. *Duran Erdoğan: “İyi ki”leriniz nelerdir? *Osman Alpsoy: “İyi ki”i öğretmen olmuşum, iyi ki sevgi dolu ailem var. İyi ki iyi insanlarla karşılaşıyorum. *Duran Erdoğan: “Keşke”leriniz nelerdir? *Osman Alpsoy: “Keşke” küçükken bir enstrüman çalmayı öğrenseymişim. Bir de genç yaşlarda kitap bastırsaymışım. Bir de sosyal yönden girişken yetişseydim. Çok çekingen büyüdüm. *Duran Erdoğan: Gönül zengini misiniz? *Osman Alpsoy: Oldukça gönül zenginliğine önem veririm. Paranın pulun değeri yoktur bende. *Duran Erdoğan: Neden korkarsınız? *Osman Alpsoy: Değer verdiklerimin zarar görmesinden korkarım. Elimde olmadan insanların kırılıp ama sebebini anlatmadan tavır takınmalarından korkarım, üzülürüm. *Duran Erdoğan: Sizce mutlu ve mükemmel yaşantının formülü nedir? *Osman Alpsoy: Sadakat, sevgi ve ilgi yeterlidir bence! Mutlu olmak için ille de zenginlik gerekmez. Bir lokmayı paylaşmak bile mutlu eder insanı. *Duran Erdoğan: Kaza ve kader sizce ne anlama gelir? *Osman Alpsoy: Kaza, Allah tarafından bilinen ve bize çizilen yol, kader ise bunun uygulanması ve olayların yaşanmasıdır. Biz cüzi irademizi kullanırız ötesi kaderdir. *Duran Erdoğan: Ölüm ve ölümsüzlüğü tarif eder misiniz? *Osman Alpsoy: Her canlı ölümü tadacaktır. Ölümsüzlük ise geride adını hatırlatacak bir şeyler bırakmaktır.   *Duran Erdoğan: Hedefleriniz nelerdir? *Osman Alpsoy: Daha çok şiir kitabı çıkarmak ve insanlara faydalı olmaktır. Bir şeyler verebilmek. *Duran Erdoğan: Bir ömür Kırşehir’de yaşıyorsunuz. Sizce Kırşehir’in eksiği-fazlası neler? Küçük bir il olmasına rağmen hatırı sayılır bir tanıtımı olduğuna inanıyorum. Eğitimde iyidir mesela. *Duran Erdoğan: Milletvekili seçimlerinde aday olmayı düşünür müsünüz? *Osman Alpsoy: Siyaset benim mizacıma uygun değil. Hem o kadar para bizde olmaz zaten. *Duran Erdoğan: Kırşehirliler sizi tanır mı? *Osman Alpsoy: Kırşehir’den evli oluşum ayrıca öğretmen oluşum nedeniyle çoğu tanır. *Duran Erdoğan: Hanım köy açısından bakılınca Kırşehirli’siniz. Kırşehir sayenizde maddî ve manevî anlamda ne kazandı? Hizmetleriniz nelerdir? *Osman Alpsoy: 32 yıllık öğretmenliğimin sadece 4 yılı Konya’da geçmiştir. Gerisi hep Kırşehir’de olduğundan erdemli öğrenciler yetiştirdiğime inanıyorum. *Duran Erdoğan: Kırşehir halk kültüründeki yarenliklerden bildiğiniz birisini bizimle paylaşır mısınız? *Osman Alpsoy: Onbirli diye tabir edilen birisi aracı arızalanan bir tanıdığını sanayide bir arkadaşına gönderir. Adamcağız dükkânda öyle bekler tamirden sonuç yok. Telefonla gönderen şahsı arar ve arabasının tamir edilmediğini söyler. O da sanayide dükkâna gelir. Tanıdığı tamirciye der ki: “Lan dürzü, niye bu adamın arabasına bakmıyorsun? Tamirci: Nöörim gardaşım! Senin adam şöyle güzel bir lâf etmedi ki! *Duran Erdoğan: Sizce bir kelimeyle Atatürk kimdir? Atatürkçülük nedir? *Osman Alpsoy: Atatürk dahî bir liderdir. Atatürkçülük; Atatürk’ün ilke ve inkılâplarına bağlı olmaktır. *Duran Erdoğan: Yardımsever misiniz? Cömertlik ve pintilik kavramları sizce ne çağrıştırır? *Osman Alpsoy: Elimden geldiği kadar yardımsever olmaya çalıştım, çalışıyorum da! Peygamberimizin buyurduğu gibi; Elinizi çok açıp saçıp savurmayın, çok da sıkıp pinti olmayın! Fakir büyüdük ama asla pinti olmadım. Her şeyimle cömertçe yaşamaya çalışıyorum. *Duran Erdoğan: “Mucurlu’ysan geç yukarı!” deyimini irdeler misiniz? *Osman Alpsoy: Mucurluların gittiği yerde hatırlı biri olduğuna inanıyorum. Çünkü bizim Anadolu töresinde vardır. Değerli kişiler baş tacı edilir. Aşiretlerde de bu vardır, misafir yukarı bir yere buyur edilir. Kapı kenarına doğru sıra takip eder. *Duran Erdoğan: “Pekmez akıllı Kırşehirli” sözünü duydunuz mu? Ne dersiniz? Osman Alpsoy: Bir diğer efsane de, hemşerimiz Ankara’ya pekmez satmaya gelmiş. Yanından geçen bir adam evine iki parça cam götürürmüş, cam oraya buraya kaymakta zorluk çıkarmış. Bu durumu fark eden Kırşehirli,  “hemşerim o cam öyle gitmez, şuradan iki kilo pekmez al, sana söyleyim (söyleyeyim) demiş. Adam iki kilo pekmez aldıktan sonra, hemşerimiz, “camların arasına, parmağınla birkaç yerine, köşelerine pekmez sür rahat götürürsün” demiş. Adam camları evine rahatça götürmüş. Evinde camları birbirinden ayıramamış. Tekrar pekmezciye gelip durumu anlatmış. Hemşerimiz de “şuradan iki kilo pekmez al da kolayını söyleyim” demiş. Adama, “camların arasına sıcak su dök, hemen ayrılır”  demiş. İşte hemşerimiz pratik zekâsına, uyanıklığına karşılık olarak, “pekmez akıllı” demişler. Sözde alaycı bir söz etmişler,  ama bence yanılmışlar. Kırşehir yıllardır eğitimde kaliteyi yakalamış. İlk sırayı kaptırmamıştır. *Duran Erdoğan: O yemekler ‘imam bayılmış, hünkâr beğenmiş’ ama Kırşehir’in ‘höşmerim’ini yeterince tanıtabildik mi? *Osman Alpsoy: Televizyon gezici yemek programlarıyla tanıtılabilirdi. Mesela hiç de tanımadığım ‘kaburga kebap’ diye bir şeyi meşhur ettiler. *Duran Erdoğan: Kırşehir halk kültürünün şeyh Edebali ve Aşıkpaşa’dan günümüzde Neşet Ertaş gibi topluma kazandırılmış değerlerimize sizce yeterince sahip çıkılıyor mu? *Osman Alpsoy: Neşet Ertaş son yıllarda daha ön planda tanındı. Ancak bu yetmez. Diğerleri de çeşitli etkinliklerde tanıtılabilir. *Duran Erdoğan: Sevgili Osman Alpsoy hocam. Beğenerek ve zevkle okuyacağımı umduğum “Her yanım hüzün” kitabınızı tekrar-tekrar okuyacağımı sanıyorum. İnanın ömrümün en güzel röportajını Kırşehir sevdalısı birisiyle yaptığıma inanıyor ve Gazetem Anadolu okurları adına zat-ı âlinize çok teşekkür ediyorum. *Osman Alpsoy: Sayenizde Kırşehir, Kırşehirli, benim gibi Kırşehir sevdalısı olanların sesi, soluğu oluyor ve tanınıyoruz. Asıl ben sana çok teşekkür ediyorum Duran hocam.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.