Selami Mutlu

Selami Mutlu

Suç ve suçlu cenneti Türkiye!

Suç ve suçlu cenneti Türkiye!

53 Yeni hapishane daha yapıyoruz. Ama suçlular ranzalarda üst üste yerde koridorlarda yatıyorlar. O kadar suçlu var ki hapiste Devlet artık yeni hapishaneler yapmakla çözüm arayışı içersinde. Artık devlet mevcut yükü bu ekonomik krizde kaldıramaz durumda. O nedenle af teklifiyle 256.000 mahkûmu kapsayacak, cezai indirim sağlayacak affa yükleniliyor. Amaç görünürde bu olmasına rağmen perde arkasında başkaca amaçlarda var. Af isteyen iktidarın küçük ortağının amacı başka. Büyük ortağının da amacı başka. Her iki ortakta kendi yandaşını kurtarma peşinde. Kader kurbanları diye seslendirmeleri ise işin maskesi.

Yapılması düşünülen afla çıkacak olanlar ise vicdanları sızlatıyor. Uyuşturucu ve zehir satanları affedip karikatür çizeni içeride tut, tweet attı diye adamı hapse at ve sonra kalkıp kader kurbanlarını affediyorum diye ortaya çık. Bunun adına özel af, yandaş affı denir. Bu şekliyle çıkacak olan af toplum vicdanını yaralar. Kader kurbanlarını affedeceğiz maskesiyle Devleti soyanları yolsuzluğa bulaşanları affetmek tıpkı kedinin pisliğini örtmesi gibi bir anlayış taşır.

Bireye karşı işlenen suçları ancak onun mağduru olan affedebilir. Devlet, siyasetin çizeceği yol haritasına alet edilmemelidir. Şeker niyetine köşe bucak zehir satan uyuşturucu çeteleri için aftan yararlanacak yaklaşık 50 bin kişi var. Bunlar ıslah edilip eğitildi mi ki siz bunları af ediyorsunuz. Çıkanlar yine aynı işlerine devam etmeyecekler mi sanıyorsunuz. Eğitilip topluma kazandırılmadıkları için toplumun içine sokulan dinamit görevi göreceklerdir. İçerdeyken adamları denetleme-eğitme-meslek edindirme sonrada çıkışta takibini yapma sonra kader kurbanları adı altında toplumun içersine salıver.

Toplumu korku salarak sindirerek değil, yaşatarak – eşitleyerek- eğiterek ve ıslah ederek ancak Adalet sağlanabilir. Aksi tutum ile idare yolunu seçenler bu günkü gibi adeta suç cennetine dönüşen ülkeyi yaratırlar. Türkiye neden bir suç cennetine dönüşüyor derseniz,  görmezden gelip boş verdiğimiz nedenlerden başlamak gerekir. Şayet insanların kırmızı ışıkta geçmesini önleyemiyor aman boş ver diyorsanız,  yaşadığınız ülkenin de bir suç cennetine dönüşmesinin yolunu başlatmış olursunuz.  Burada kırmızı ışık bir sembol kurallara uymayı belirleyen bir sembol.  Asıl olan şudur. Bir ülkede Devlet tarafından konulan kurallar rahatlıkla ihlal ediliyorsa o ülkede suç işlemek alelade bir alışkanlık ve üstün bir davranış haline gelir. Çünkü sarsılan Devletin otoritesidir. Sonuçta dejenere olan bilinç altımızda ki kurallara saygı duygusudur.

Otoritesini koruyamadığınız devletin hiçbir fonksiyonunu da koruyamazsınız. Yukarda belirttiğim örnek küçük suçlar olarak görülebilir. Ancak küçük suçları önleyemezseniz ilerde işlenecek büyük suçlara da kapı açmış olursunuz. Büyük suçları da önleyemez olursunuz. Sonuçta ülkemiz suç işlemekten endişe duyulmayan bir suç cennetine dönüşür. Yargılarken bile suçlularla mücadelede yılgınlığa düşen kanun uygulayıcıları, sanıklara yok kravat takmıştı-yok saygılı davranış sergilemişti gibi sanık lehine tavır ortaya koyarsa Adalet denkleminde ki Erezyon’u da hızlandırmış olurlar.

Okulda, iş yerinde, sokakta, deniz kenarında kamu otoriteleri koydukları kuralları titizlikle takip edildiğinin kanaatini vermeleri gereklidir. İşlenen suçlar karşılık olarak ceza gibi bir yaptırımla karşılaşmayınca çıkan  kaos ortamı ile suç işlemenin boyutu büyür. Sosyal çevre, cehalet, eğitimsizlik ve ekonomik sıkıntıların yarattığı stres, suçu çeşitlendirir boyutunu da büyütür. Burada Devletin yapacağı suçlulara af değil tam aksine suç-ceza işlemini uygulamaktır. Devletin suç işleyenin cezasını uygulamak, onu ıslah evlerinde eğitmek, meslek sahibi yaparak cezai sürenin bitiminde elinden tutup işe yerleştirip bunun takibini de yapmaktır.

Bizde af konusu kamusal yarardan ziyade siyaset malzemesi yapılarak hayata geçirilmektedir. Siyasetin arenasında top gezdirilerek küçük ortak aracılığı ile seslendirilen af, belli ki tarafların uygun göreceği bir zamanlamayla uygulamaya konulacaktır. İlk akla gelen affın kapalı kapılar arkasında görüşüldüğü ve anlaşmaya da varıldığı kanısıdır. Affı siyasi malzeme yapıp ülkeyi suç ve suçlu cennetine çevirmeyiniz. Bırakınız suçlu cezasını çeksin ancak hapishaneleri eğitim yuvalarına dönüştürerek mahkûmlarımızı topluma kazandırma yollarını kurun. Kendi siyasi ikbaliniz, geçmişteki suçlarınız için örtü olarak kullanmayınız.                          

Önceki ve Sonraki Yazılar
Selami Mutlu Arşivi