Dostluk ve Barış Ödülü Papandreou ve Livaneli'nin

Çankaya Belediyesinin bu yıl ilk kez düzenlediği Çankaya Uluslararası Dostluk ve Barış Ödülü Yunanistan eski Başbakanı Yorgo Papandreou ile aydın, sanatçı ve yazar Zülfü Livaneli’ye verildi.

Dostluk ve Barış Ödülü Papandreou ve Livaneli'nin
Yayınlanma:
Güncelleme:

Ödül törenine, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de katıldı.

Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen: “Çankaya Uluslararası Barış ve Dostluk ödülleri Cumhuriyetin kuruluş felsefenin ve Atatürk çizgisinin bir simgesidir.”

Çankaya Belediyesinin bu yıl birincisini düzenlediği Çankaya Uluslararası Dostluk ve Barış Ödülü töreni, ATA Sahne Sanatları ve Gösteri Merkezi’nde yapıldı. Ödül jürisi tarafından ödüle layık görülen Yunanistan eski Başbakanı Yorgo Papandreou’ya ödülünü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sanatçı, yazar Zülfü Livaneli’ye ise ödülünü İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener verdi.

Savundukları değerler, liderlik ettikleri çalışmalar ve sürdürdükleri diyaloglar ile uluslararası dostluğun ve barışın sağlanmasına katkıda bulunan kişileri onurlandırmak adına verilen 1. Çankaya Uluslararası Dostluk ve Barış Ödülü’nün ilkine Yunanistan Eski Başbakanı Yorgo Papandreou ve sanatçı, aydın yazar Zülfü Livaneli uluslararası dostluğun geliştirilmesine katkıları dolayısıyla layık görüldü. 

Törenin açılış konuşmasını yapan Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, ''Güçlü bir devlet olan Türkiye’nin, Millet İttifakı iktidarında dış politikada temelleri Atatürk tarafından atılan, ulusal çıkarı, uluslararası hukuku ve meşruiyeti temel alan akılcı, barışçı ve yüzü batıya dönük Cumhuriyet felsefesine döneceği açıktır. Çankaya Uluslararası Barış ve Dostluk Ödülleri işte bu kurucu felsefenin ve Atatürk çizgisinin bir simgesidir'' ifadelerini kullandı. Taşdelen, şunları söyledi:

“Uluslararası Çankaya Barış ve Dostluk ödülleri vereceğimiz bu gecenin ev sahibi Çankaya. Çankaya, cumhuriyetimizin kurulduğu ilçe, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün var ettiği ve O’nun devrimlerine sıkı sıkıya bağlı ilçe ve öyle olmaya da devam edecek. Egemenliği kayıtsız şartsız millete veren cumhuriyetimiz, bağımsızlığını kazanmış bir millet olarak padişahın kulluğundan eşit yurttaşlığa, ümmetten ulusa geçerken her alanda devrimler ve atılımlarla yeni devletin temellerini attı. Bunlardan birisi, dış politikaydı. Yeni devleti kuran Mustafa Kemal Atatürk ve kurucu kadro, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışına bizzat şahitlik etmiş, yapılan yanlışlardan ve çekilen acılardan büyük dersler çıkarmıştı. İşte bu yaşanmışlık ve çıkarılan bu dersler yeni devletin dış politikasının da temellerini oluşturmuştu.

“CUMHURİYETİN TEMELLERİ AK PARTİ İKTİDARINDA TERS YÜZ EDİLDİ”

Yeni devlet, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemde izlenen maceraperest, hayalci ve ütopik politikalarının aksine, akılcı ve gerçekçi anlayışı benimsemişti. Bu anlayış ulusal çıkarı, her uluslararası olayda uluslararası hukuku ve meşruiyeti temel alırken, milli sınırları korumayı komşu devletlerin egemenliğine saygı gösteren iç işlerine asla karışmamayı esas almıştı.

Cumhuriyetin yönü Batı, yani çağdaş uygarlıktı. Bu temel, barışçı bir temeldi. Bu dış politika sayesinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti on yıllar boyunca itibarlı, saygın ve güvenilebilir bir devlet olarak uluslararası siyasette yer aldı. Cumhuriyetin temellerini attığı bu politika ne yazık ki AK Parti iktidarında ters yüz edildi. Cumhuriyetin hayata geçirdiği bu dış politikanın bütün prensipleri reddedilerek yerine gerçeklikten kopuk Neo Osmanlıcı ideoloji temelli ve baş döndüren bir hızla duruma göre değişen çok pragmatik bir dış politika anlayışı hayata geçti.

“BU ÖDÜL ATATÜRK'ÜN BARIŞ FELSEFESİNİN BİR SİMGESİDİR”

Bir devletin kurucu felsefesi o devletin güvenliği ve esenliği için partiler üstü olmak zorundadır. Milli bir tutum, milli bir anlayışı benimsek durumundadır. Çünkü dış politika siyasal partilerin değil devletlerin oyun sahasıdır ve kaybeden siyasal parti olmaz devletin kendisi olur. Güçlü bir devlet olan Türkiye’nin, Millet İttifakı iktidarında dış politikada temelleri Atatürk tarafından atılan, ulusal çıkarı, uluslararası hukuku ve meşruiyeti temel alan akılcı, barışçı ve yüzü batıya dönük cumhuriyet felsefesine döneceği açıktır.

Çankaya Uluslararası Barış ve Dostluk Ödülleri işte bu kurucu felsefenin ve Atatürk çizgisinin bir simgesidir. Bu kapsamda değerli jüri üyelerimizin ilk ödüllerini Yunanistan eski Başbakanı Sayın Yorgo Papandreou ve değerli sanat insanı, yazar ve aydın Zülfü Livaneli’ye verilmesini çok değerli buluyorum. Sayın Papandreou ve Livaneli hayatlarını demokrasi, insan hakları ve sosyal adalete adamışlardır. Ülkelerinde demokrasinin askıya alındığı dönemlerde özgürlük mücadelesinin bayraktarlığını yapmış, barışın, demokrasinin tekrar vücut bulması için kendi hayatlarında çok ağır bedeller ödemişlerdir. Bu mücadeleyi uluslararası seviyeye çıkararak küresel barışa da çok büyük katkılar sağlamışlardır.

Her türlü haksızlığa ve her türlü adaletsizliğe karşı dünya barışının ve halkların kardeşliğinin korunmasına ve geliştirilmesine hizmet eden bu ödülümüzün ilham kaynaklarından birisi Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve Yunanistan eski Başbakanı Venizelos’tur. Birbirleriyle çok kısa bir süre önce savaşmış olan bu iki halk, bu iki büyük liderin öncülüğünde barışın ve ortaklaşmanın simgesi olmuşlardır.

“CUMHURİYETİN BARIŞÇIL FELSEFESİNİ TEKRAR HAKİM KILMALIYIZ”

Şimdi cumhuriyetimizim ikinci yüzyılın arifesindeyiz. İkinci yüzyılda cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmak, tek adam rejiminden güçlendirilmiş parlamenter sisteme, demokrasiye tekrar geçmek, haksız ve çarpık ekonomik düzeni üretim, planlı kalkınma, sosyal adalet, rekabet ve fırsat eşitliğine dayanan halkın ve ülkenin çıkarlarına hizmet eden halkça bir ekonomik düzene çevirmek ve dış politikada ulusal çıkarı, uluslararası meşruiyeti temel alan akılcı, barışçı ve cumhuriyetin barışçıl felsefesini benimseyen bir anlayışı tekrar hakim kılmak gibi görevlerimiz var. Siz değerli genel başkanlarımızın liderliğinde bu güzel, çalışkan, yiğit insanların bütün bunları başaracağına inanıyorum.

ÖDÜL ZÜLFÜ LİVANELİ VE PAPANDREOU'YA VERİLDİ

Konuşmanın ardından 1. Çankaya Uluslararası Barış ve Dostluk ödülleri sahiplerini buldu. Ödül, Yunanistan eski Başbakanı Yorgo Papandreou ve Zülfü Livaneli’ye verildi. Yunanistan eski Başbakanı Yorgo Papandreou, ödülünü aldıktan sonra şunları söyledi:

“Bu ödülü almak gerçekten büyük bir onur. Çünkü Alper Taşdelen sadece harika bir belediye başkanı değil aynı zamanda barış ve demokrasi değerlerine sıkı sıkıya bağlı birisi. İçinde yaşadığımız zamanlar hepimizi derinden etkiliyor bir taraftan insanlık büyük ilerleme kaydediyor; bilgide, refahta, teknolojide. Ama diğer taraftan büyük problemler de yarattık; iklim değişikliği, pandemi, uzun süren çatışmalar, insanların ülkelerinde sürülmesi ve daha nice eşitsizlikler. Bu zorluklarla karşı karşıya kalınca bazıları, ‘Bu yabancı düşmanlığıyla, şiddetle ve hatta demokrasi ile barışı unutarak üstesinden gelinir’ diyorlar. Ama ben bu görüşleri sorgularım. Çünkü bu tarz otoriter yanıtlar sadece adaletsizlikleri geliştirir, özgürlükleri kısıtlar. Benim cevabım şu; başka bir yol da var. Buna kalpten inanıyorum, çünkü rahmetli İsmail Cem ile birlikte Türk-Yunan ilişkilerinin seyrini değiştirmeyi başardık. Biz ve insanlarımız birbirlerine ellerini uzattılar. İsmail’le Samos Adası’na diktiğimiz o zeytin ağacını dün gibi hatırlıyorum. Kendimizi, barış ve istikrara adamıştık. Sadece iki ülke için değil. Bütün bölge için bir vizyondu o ve Türkiye’nin güvenli bir Avrupalı geleceğe giden bir yoldu. Öyle bir Avrupa ki, daha fazlası bir değerler ailesi; demokrasinin, insan haklarının, hukukun üstünlüğünün ve adaletin ortak gelecek için düşündüğümüz değerler. Biliyorum ki hem saygıdeğer Kılıçdaroğlu hem saygıdeğer Akşener bu değerler için mücadele ediyorlar." 

BU ÖDÜLÜ İSMAİL CEM ADINA ALIYORUM 

Yorgo Papandreou'nun ardından söz alan Zülfü Livaneli ise ödülü Eski Dış İşleri Bakanı ve CHP Genel Başkanı İsmail Cem'e adadı.  

Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği iki önemli sözü hatırlatan Livaneli, “O dönemde bir generalin söyleyebileceği daha ileri bir söz olamaz. Birincisi; ‘İnsanlığın medeniyeti tektir ama kolları vardır.’ Bu müthiş bir felsefi görüş. İkincisi de şu; ‘Eğer vatan savunması için şart değilse her savaş bir cinayettir.’ Ve Venizelos da bunu taktir ettiği için 1934’te Oslo’ya Nobel Barış Ödülü Komitesi’ne Atatürk’ü barış ödülüne aday gösterdi. Burada eğer ömrü vefa etseydi benim yerime sevgili dostum İsmail Cem olacaktı, ben de bu ödülü İsmail Cem için alıyorum” dedi. 

Kaynak:Basın Bülteni

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.