Veli Sarıtoprak

Veli Sarıtoprak

Ayhan: Betonun değil toprağın kıymetinin farkına varalım

Ayhan: Betonun değil toprağın kıymetinin farkına varalım

Başkanın bu haftaki konuğu önemli ve ünlü bir kadın lider. Müzikal belgesel yapımında bir Türkiye markası. Sanatçı, girişimci iş kadını, sıkı bir sivil toplumcu, TÜSİAV Onur Kurulu Üyesi, Tohumluk Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı sevgili Pınar Ayhan köşemizi onurlandırdı. Çok güzel bir söyleşiye buyurun.

Tohumluk Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Ayhan ile röportajımızı gerçekleştiriyoruz.

Veli Sarıtoprak: Sayın Ayhan, kurucusu ve yönetim kurulu başkanı olarak Tohumluk Vakfı’nın neyi amaçladığını bize kısaca anlatabilir misiniz?

Pınar Ayhan: Kırsal kalkınma konusunda geliştirdiğimiz projelerimizle farkındalık yaratarak kent ve kırsal arasında köprü görevi görmeyi amaçladık. Sorunları doğru ve bütüncül bir yaklaşımla değerlendirerek harekete geçen bir yapıyız.

veli1.jpg

Veli Sarıtoprak: “Köylü ve kentli birbirinden öğrenmelidir” ülküsü nasıl ortaya çıktı ve Tohumluk Vakfı nasıl kuruldu?

Pınar Ayhan: Vakfımız resmî olarak, bundan üç yıl önce kuruldu; ama hazırlıkları çok daha öncesine dayanıyor. Ben, son altı senedir “Orada Duruverseydi Zaman” ve “Kemal” adında iki müzikal belgesel sahneliyorum. Tarihî hikâyeleri müzik ile edebiyat ile; Yani hayatın içinde var olan olgularıyla birlikte anlatıyorum. Son yüzyılımızdan, bizi biz yapan hikâyeler bunlar. Bugünü anlamlandırmaya çalışırken ve geleceğimizi doğru tasarlama çabası içindeyken, geçmişte başardıklarımızdan ve yok edici, yıkıcı tecrübelerimizden faydalanmamızı sağlayan gösteriler oldu hepsi de.

Sahnede 1930’lu yılların köklü değişim, dönüşüm dinamizmini anlatırken her defasında coşku ve heyecan yaşıyorum. İstisnasız her gösteride aynı duyguları izleyicinin de yaşadığına şahit oldum. Bu hikâyeler sayesinde hepimiz geçmişte, dünyada bile örneği çok az olan girişimlere öncülük ettiğimizi fark ettik. İnsana, doğaya, çevreye, sanata, kültüre, üstünlüğü dünya çapında kabul gören bir lider sayesinde pek çok devletten önce değer vermeyi öğrendiğimizi; Köy enstitüleri gibi bir eğitim devriminin, dünyada bir “eğitim rönesansı” olarak adlandırılacak kadar önde gittiğini, asil ve onurlu bir millet olmanın ne demek olduğunu hep birlikte anlayıp idrak ettik. Ancak bir süre sonra okumanın, anlamanın ve sahnelerde öğrendiklerimizi anlatmanın yeterli olmadığını; bir şeylerin eksik kaldığını anladım. Asıl öğrenmenin “yapmak” ile geldiğini, yine geçmişin kahramanları öğretti bana.

Köy Enstitülerinin eğitim ilkesini “İş içinde, iş için, işle eğitim.” olarak tarif eden İsmail Hakkı Tonguç’a, “Duyarsam bilirim. Görürsem hatırlarım. Yaparsam anlarım.” diyen Konfüçyüsler, Hasan Âli Yüceller, Mustafa Necatiler, Reşit Galipler ve onlar gibi pek çok duayen toplum mimarı da eşlik edince, sanatımı sahneden sahaya taşımaya karar verdim. İşte bu anlayış ve ihtiyaç ile köylere gitmeye ve yitirdiğimiz sosyal iletişim ağını bir bir, ilmek ilmek dokumaya başladık. Ardından benim gibi düşünen; toplumun ihtiyaçlarını kendininkinin önüne koyabilen, ülke, vatan, toprak, doğa, insan diyebilen birbirinden değerli dost ile vakfımızı kurmaya karar verdik.

Veli Sarıtoprak: Hangi alanlarda projeleriniz var. Bu projeleri gerçekleştirirken birlikte çalıştığınız kurumlar var mı?

Pınar Ayhan: İlk projemizden sonra bir yandan Başkent Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Fenerbahçe Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi gibi eğitim kurumlarıyla protokol yapıp, gerçekleştirilecek projeler için akademisyenlerin desteğini alarak bilimin ışığında kırsal kalkınma için çalışmalara devam ediyoruz. Öte yandan ArtAnkara ve İstanbul Contact gibi önemli çağdaş sanat etkinliklerinde “Kırsalda Sanat/Doğadan Sanata Aktarım” temalı projeler gerçekleştiriyoruz. İzmir’deki Vişneli Köy tiyatromuzun, köylülerce sahnelenen “Dünyayı Kurtaracağız” adlı oyunu ile kuraklık, susuzluk, iklim değişikliği, doğru ve yanlış tarım uygulamaları, toplumsal cinsiyet eşitliği gibi konuları özgün ifadelerle izleyiciye aktarıyoruz. Senaryosu gönüllülerimiz tarafından yazılan oyunumuz, ilk defa Ankara’da gerçekleşen Uluslararası Eko İklim Zirvesi’nde sahne aldı. O günden bu yana tüm Ege bölgesinde davetler alıyor. Ayrıca senaryosu yine gönüllülerimiz tarafından yazılan “Dünyamız Her Şeyimiz” isimli çocuk oyunumuz Bursa’da Dedeköy Çocuk Tiyatrosu tarafından ilk kez sahnelendi. Şimdi de Ankara’da yaşayan Genç Tohumluk gönüllülerimizin oluşturduğu bir ekiple “Dünyamızın Mirası” isimli tiyatro oyunumuzu sahnelemeye hazırlanıyoruz.

veli2.jpg

Bir başka projemizde ise Kayseri’nin Yahyalı Yatılı Bölge Okulunda okuyan 115 kız çocuğuna, arzu ettikleri spor dalının malzemelerini bağışladık. Bu projeyi “Adım Adım” platformunun “İyilik İçin Koş” etkinliğine katılarak gerçekleştirdik.

Tüm Türkiye’den gönüllülerimiz, “Haydi Kızlar Spora, Kırsaldan Yeni Ufuklara” projemiz için koştu ve bağış toplamamıza yardım etti. Bursa Dedeköy’de, köylülerimizle birlikte Pazar ürünleri geliştirip belediyenin köylülerimiz için satış alanı açmasına aracı olduk. Kızılcahamam’ın Taşlıca Köyünün girişindeki 20 metrelik bir duvarına ise ressam gönüllülerimiz sayesinde, köyün efsaneleşmiş hikayelerini resmettik.

2023 yılının sonlarına yaklaşırken de iki önemli ve güzel projemizi hayata geçirdik. Bunlardan ilki Hasat Defilemizdi. Köyden kente göçle birlikte unuttuğumuz tohum, toprak ve geleneksel hayatın yanı sıra o dönemin giysilerini de unutuyoruz. Bu sebeple vakıf gönüllülerimizle beraber günlük yaşamda da giyilebilecek modern dokunuşlarla bezenmiş 70 parçalık bir koleksiyon hazırladık. Aralık ayının başında bir defile ile bu çalışmalarımızı taçlandırdık. İkinci olarak da Modacı Arzu Kaprol ile Müşküle Köyü’nün kadınlarının iğne oyalarını alıp Arzu Kaprol’ün tasarımını yaptığı gömleklere işledik. Onun mağazalarında satılacak olan bu gömleklerin gelirinin yüzde ellisi vakfımıza bağışlanacak. İğne oyalarının eğitimlerini de Bursa Olgunlaşma Enstitüsü eğitmenleri veriyor. Bu doğrultuda geçtiğimiz günlerde lansmanımızı gerçekleştirdik. Sonraki süreçte bu üç kurumun paydaşlığında enstitü eğitimcilerini, etkinlik yaptığımız köylerdeki kadınlarla buluşturmak istiyoruz. Onların iğne oyası eserlerini Arzu Kaprol’un tasarımlarında kullanıp köydeki kadınlarımıza da üretim ve pazarlama alanı açmayı hedefliyoruz.

Veli Sarıtoprak: Gönüllülük esasına dayalı bir oluşumsunuz. Bu süreç nasıl işliyor? Hangi illerde aktifsiniz ve Tohumluk Vakfı gönüllüsü nasıl olunuyor?

Pınar Ayhan: Öncelikle betonun değil toprağın kıymetinin farkına varmış, betonda yaşayanlarla toprakta yaşayanların birbirinin dilini anlaması, eşit sosyal haklara sahip olmaları gerektiği bilincinde olan ve bu işler için “Sahada olmaya ben de varım!” demeye hazır olan herkes aslında bizim doğal gönüllümüzdür.

İşin resmiyetteki kısmı için de Vakfımızın web sitesinden gönüllülük formumuzu doldurduktan sonra Vakfımız tarafından gönderilen taahütnameyi imzalayıp tarafımıza iletmiş olan herkes artık bir Tohumluk gönüllüsüdür. Tohumluk Vakfı tam adından da anlaşılacağı gibi eğitim, kültür, sanat ve sosyal yardımlaşmayı esas alan bir oluşumdur. Vakfımız bünyesinde bu oluşumların çalışmalarını sürdüren 13 komite ve 5 il sorumlusu bulunmaktadır. Gönüllülerimiz üyeliklerini tamamladıktan sonra ilgi alanı ve profesyonelliklerine göre istedikleri komitelerde çalışabilirler.

Merkezimiz Ankara fakat İstanbul, İzmir, Kayseri, Bursa, Eskişehir gibi illerimizdeki gönüllülerimizle tek yürek olarak çalışıyoruz. Yakın zamanda Kastamonu, Diyarbakır, Denizli ve Mersin’de gönüllülerimizle birlikte olacağız.

Veli Sarıtoprak: Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. Yılında ne gibi projeler yaptınız?

Pınar Ayhan: Uzun zamandır devam eden projelerimiz var. Geçen sene başlattığımız “Yüz Köye Yüz Fidan” projemiz, 2024 Nisan ayında hayata geçirilecek “Ata’ya Mektup” isimli iki projemiz var. Ata’ya Mektup projesinde yüz köyden yüz mektup istedik. Çalışmaları devam ediyor.

Bu yılın Kasım ayında “Yüzde Yüz Atatürk ve Cumhuriyet” sergimiz sanatseverler ile buluşturduk.

Yine uzun zamandır devam eden “100. Yılda 100 Kahraman” projemizin galasını birkaç gün önce gerçekleştirdik. Bir seneyi aşkın süredir yazımı, anlatımı, teknik kısmının tamamı vakıf gönüllülerinden oluşan bir ekiple birlikte bildiğimiz ve bilmediğimiz yüzden fazla ismin kısa hayat hikayeleri oluşturuldu, anlatıldı ve çekimleri yapıldı. Gelecek nesillere ışık ve umut olması için kısa videolar haline getirildi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Veli Sarıtoprak Arşivi