Süleyman Göksu

Süleyman Göksu

Berat Gecesi

Berat Gecesi

Bu yıl Berat Kandili, 7 Nisan Salı’yı 8 Nisan Çarşamba’ya bağlayan gecedir. Yüce Allah’ın kullarına lütfettiği en büyük nimetlerden biri zamandır. Zaman, insanın hayat hikâyesini bütünüyle kuşatan bir imkân ve fırsat alanıdır. Bu sebeple, her anı kıymetli ve değerlendirilmeye layık eşsiz bir sermayedir. Vaktinin kıymetini bilip onu boşa harcamayanlar, hayatının her safhasında Allah’ın rızasını gözetip Resûlüllah’ın rehberliğine tabi olanlar, Rabbimizin ikramına mazhar olacaktır. Zamanı boşa geçirmek ise bir insan için en büyük ziyan, en büyük hüsrandır.

Yılın hangi ayı, hangi günü ve hangi saati olursa olsun kulluk bilinciyle geçirilen her anımız değerlidir. Fakat bazı vakitler vardır ki ilâhi lütuf zamanları olarak bahşedilmiş, duaların kabulüne ve günahların affına vesile kılınmıştır. Bu zaman dilimleri Allah’ın insanlara olan sonsuz rahmetinin bir eseridir.

Üç aylar, bizi hem ruhen hem bedenen Ramazan’a hazırlamaktadır. Bu ayların başı olan Recep ayı, Regaip ve Miraç geceleriyle bereketlenir. Ortası olan Şaban ayı ise Berat gecesiyle af ve mağfirete açılır. Allah Resûlü (s.a.s) Berat gecesinde yapılacak ibadetin, dua ve niyazın affedilmemize vesile olacağını bizlere şöyle müjdelemiştir: “Şaban ayının on beşinci gününü oruçlu geçirin. Gecesinde ise ibadete kalkın. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ en yakın semaya tecelli ederek fecir doğuncaya kadar: ‘Bağışlanma dileyen yok mu, onu bağışlayayım! Rızık isteyen yok mu, ona rızık vereyim! Musibete uğrayan yok mu, ona afiyet vereyim...’ buyurur.”

Berat gecesi, kalbimizin en derin yerinden Rahmân’a doğru bir yol açma vaktidir. Berat gecesi, tövbe etmenin, Rabbimize yönelip rahmet ve mağfiret dilemenin tam vaktidir.

Bu mübarek geceyi değerlendirmenin en temel şartı; hayatın karmaşasından biraz olsun kendimizi kurtarıp kulluğumuzu sorgulamaktır. Ne ile meşgulüm, hangi uğurda yaşıyorum, niyetlerim ve amellerim beni nereye götürüyor diye kendimize sormaktır. İç dünyamıza dönmek, geçmişimizin muhasebesini yapmak, tefekkür etmektir. Rabbimize itaatkâr bir kul ve iyi bir insan olmaya söz vermektir. Nefsimizin esaretinden kurtulmak, hata ve günahlarımızdan pişmanlık duymaktır. İşte o zaman bu gece bizim için gerçek manada bir fırsata dönüşecek ve kurtuluş beratımız olacaktır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de Cenâb-ı Hak Peygamberimize hitaben şöyle buyurmaktadır: “Ayetlerimize inananlar sana geldiğinde onlara de ki: ‘Selam size! Rabbiniz merhamet etmeyi bir lütuf olarak kendine yazdı. Gerçek şu ki, sizden kim bilmeyerek bir kötülük yapar da ardından tövbe edip kendisini düzeltirse, bilsin ki Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.’”

Ebedi hayatta kurtuluş beratını alabilmek için bu gecenin feyzinden ve bereketinden istifade edelim. Her nefes alıp verişimizde Allah’ın rızasını gözetelim. Ömrümüzü Kur’an ve sünnet ölçüsüne göre şekillendirelim. Unutmayalım ki, kulluk şuuruyla geçirilmeyen her anımız bize zarar ve ziyan olarak geri dönecektir.

Bu mübarek gecenin aziz milletimize, İslam âlemine ve bütün insanlığa hayırlar getirmesini; büyük sıkıntılar yaşatan salgın virüsten kurtulmamıza vesile olmasını Cenâb-ı Hak’tan niyaz ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Süleyman Göksu Arşivi

Cennet

17 Kasım 2021 Çarşamba 00:03