Bahattin Demiray

Bahattin Demiray

Çocukların cennet bahçesi

Çocukların cennet bahçesi

Günümüzde nasıl iyi bir ebeveyin olmalıyız hiç Düşündük mü?

Yaşamımız, çocuklarımıza yaptıklarımız gerçekten de doğru mu…

Çabamız gayretimiz çocuklarımıza kariyerli okutmak ve iyi bir iş sahibi olmasını sağlamak. Bu düşüncemiz yanında hayat yolumuz üzerindeki çocuklarımıza yapılan mühendisliklerden haberimiz var mı? Evlerimiz acaba cennet bahçesi gibi bir ev mi yoksa cehennem çukuru gibi bir yer mi..

Evlerimizi Cennet bahçesi gibi bire ev yapmak için neler yapmalıyız?

Engelleri düşündüğümüzde, Filmlerdeki oyuncularla futbolcularla şarkıcılarla saatlerce olduğu zaman, gereken bir modeli verdiğimizin idraki içinde miyiz. Ayrıca filmlerde atılanlar, filmlerde konu olan, senaryolardaki kötülüklerin uyanıklıkların toplum ahlakının yozlaşmasına bir neden olduğuna kaçımız farkındayız. Hatta onlarla birlikte keyifle seyrederek çocuklarımıza kötülük yaptığımızın bilincinde miyiz.

Çevredeki arkadaşlarının alışkanlıklarından ve kötü alışkanlıklardan nasıl korumanın yol ve yöntemlere karşı uyanmalıyız.. Cennet bahçesi gibi ev olması için, Akşamları sanal televizyon v.b. yapılarla değil de, başbaşa saatlerimizi onlara tahsis ederek, geçmiş şahsiyetlerden onlara örnekler sunmak, Tarihi, Milli Dini, kahramanların hayatını anlatmak, onlarla arkadaş olup gün içindeki yaptıklarını eleştirmeden, irdelemeden doğruları anlatmak, duygu ve düşüncelerini almak, onların ifade etmelerine, değer vermek sanal alemden, filmlerden, her türlü oyunlardan, boş laf ve faydasız işlerden, uzak tutma, yanlışa düşmemeyi örneklerle öğretme en başta gelen görevimiz olmalıdır.

Her şey para ve kariyer değildir. ‘’Bir annenin çocuğunun derste kopya çektiğini söylediğinde ve ne yapmalıyım?’’ diye sorduğunda. Öncelikle doğru söylediğinden dolayı onun iki yanağından öp ve ona deki Sevgili Peygamber Efendimiz s.a.v. Aldatan bizden değildir. Böyle aldatmak bizleri kim yapar diye sor? Dediğimde teşekkürü bir borç bildiğini söylemiştir.

Gece uykuyu tam alması için belirli saatler koymalı ayrıca gündüz yapacaklarında daima yanlış olur mu olmaz mı, gidilen yerler konuşulan konuşmalar ve de yapılan işlerde daime doğru, güzel, hareket etmeyi öğretmeliyiz. Bizlerin sonsuz saadete konuşması için Ebû Bekr-i Sıddîkın Eshabı kiramın, ehli beytin yoluna inanmak ve bu yolda bulunan büyüklerin yaşamları sıkıntıları ve çektiklerini yaşam biçimimize koymak varılan yoldur.

Her ibâdeti seve seve yapmalıyız. Kul hakkına dikkat etmeliyiz. Hakkı olanları ödemeğe, çalışmalıyız. Üzerimizde kimsenin hakkı kalmamasına çok dikkat etmeliyiz! Cahillik, gaflet, kötü alışkanlıklar, öfke ve asabiyet, kıskançlık, haset, isyan, yalan, fitne fesad, ideolojik kirlenme, cimrilik, aç gözlülük, hırs, ırkçılık, kibir, kin, nefret, iki yüzlülük, nankörlük, gıybet, dedikodu, sabırsızlık, vefasızlık, anarşistlik, malayanilik v.b. duyguları örneklerle her anne ve baba çocuklarına anlatmalıdır.

İslamiyet’i, dinini iyi bilen ve Âhireti düşünen doğru âlimlerle öğrenmeli, mübârek insanların sözleri ve kitâplarından, yaşamda ders almamızı sağlayan menkibelerden, medyaya bırakmadan anlatarak vermemiz gerekir. Öyle ni’metlere ancak bu hedefin yerleştirilmesi ile de kavuşabilir.

Bu büyükleri cânı, gönülden sevmek varken artistleri, şarkıcılar futbolcuları v.b. insanlara zamanı verip dostluk bağı kurmakla sevmek niye! Sevgili Peygamberimiz s.a.v Efendimiz kişi sevdiği ile beraber hadisiyle bize kimleri seveceğimizi 1400 yıl önce bildirmiştir. Sonsuza kadar bu zamanımızı verdiğimiz sanal veya gerçek insanlarla olmak da var…

Nasıl bir binanın temeli olmadan bina olmaz ise ahiret saadetinin temeli, evimizdeki tek sermayemiz olan çocuk ve torunlarımıza bu yaşam biçimini, duygu ve sevgiyi vermekten geçtiğini bilmeliyiz. Enbiyâ sûresi 35 ve Ankebût sûresi 57 âyetlerinde (Her canlı, ölümün tadını tadacaktır. Ölümden kurtuluş yoktur. Hadîs-i şerîfte, (Ömrü uzun, ibâdetleri de çok olana müjdeler olsun!) buyuruldu. Dostu dosta ölümle kavuşturuyorlar. Bunun için, Allahu Teâlâ’nın âşıkları, ölümü düşünerek tesellî buluyor, üzüntüleri azalıyor. Ankebût sûresinin 5. âyetinde, (Allahu Teâlâ’ya kavuşmak isteyenler!

Biliniz ki, Allah’u Teâlâ’ya kavuşmak zamânı herhâlde gelecektir) Geride kalanlar ve nefse esîr olmayanlar, bizlere her türlü maddi ve manevi yardımı esirgemeyen ebeveynlerimiz en kıymetlimiz bizler için yaptıkları her türlü çabalarına karşılık, bizlerinde onlar gibi saf temiz ve içten gelerek yardım ve fedakarlıkta bulunmamız gerekmez mi?

Duâ ederek ve sadaka vererek her ân onlar gibi yardım da hayırda güzel ahlakta acele etmeliyiz! Hadîs-i şerîfte, (Mezârdaki ölü, denizde boğulmak üzere olan kimse gibidir, babasından, anasından, kardeşinden ve arkadaşlarından gelecek bir duâyı hep beklemektedir) buyuruldu. Onların ölümünü görerek, kendi ölümümüzü de düşünmeli. Elimizden geldiğince Allahu Teâlâ’nın beğendiği amelleri yapmağa gayret etmeliyiz.

Dünyâ kazançlarının Allahu Teâlâ’nın yanında kıymeti olsaydı, düşmanı olan kâfirlere ondan kıl ucu kadar vermezdi. Allahu Teâlâ, bizleri, kendisinden başka her şeyden yüz çevirmekle ni’metlendirsin!

Yalnız kendisine bağlanmakla şereflendirsin!

Bu duâmızı, Peygamberlerin efendisi s.a.v. hürmetine kabûl buyursun.Allah Evladlarımızı mutluluk versin Hoşça kalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bahattin Demiray Arşivi