77 yıl sonra Filistin'in durumu: Ölü sayısı 44 bini aştı!

77 yıl önce, 29 Kasım 1947'de Birleşmiş Milletler (BM), Filistin topraklarını Arap ve Yahudi devletleri olarak ikiye bölmeyi öngören BM Bölünme Planı'nı kabul etti. Bu tarih, sadece bölgedeki geleceği şekillendiren bir kararın alındığı gün olmakla kalmadı, aynı zamanda Filistin halkının özgürlük mücadelesinin de bir dönüm noktası oldu.

BM'NİN 1947 KARARI: FİLİSTİN'DE ADALETSİZLİK

1947 yılında Filistin'de yaklaşık 1,35 milyon Filistinli ve 630 bin Yahudi yaşıyordu. Filistinliler, topraklarının kendilerine ait olduğunu savunuyor ve bölgeye yeni gelen Yahudi göçmenlerinin kendi topraklarında bir devlet kurmalarını kabul etmiyorlardı. Yahudiler ise, Filistin'de bir devlet kurma talebini dile getiriyorlardı.

BM'nin 29 Kasım 1947'deki bölünme planı, aslında Filistin'in bölünmesinden çok, Yahudi devletinin kurulmasına zemin hazırlamayı amaçlıyordu. Filistinli nüfusun sayıca Yahudi nüfusunun iki katından fazla olmasına rağmen, BM, Filistin topraklarının yüzde 56’sını Yahudi devletine verirken, yüzde 42’sini Arap devletine bırakıyordu. Kudüs ve Beytüllahim ise, uluslararası tarafsız bölge ilan edilerek, yönetimi BM'ye devrediliyordu.

YAHUDİ DEVLETİ KURULDU, FİLİSTİNLİLER HÂLÂ İŞGAL ALTINDA

BM'nin bu kararına rağmen, Filistinli Araplar bu bölünmeyi reddetti, karar uygulamaya geçmedi. 1948’de Yahudi örgütleri, Filistin topraklarının büyük bir kısmını kontrol altına alarak İsrail Devleti’ni kurdu. Filistinliler ise, topraklarının dörtte üçü üzerinde kayıplar yaşadı. Ürdün Batı Şeria’yı, Mısır ise Gazze’yi işgal etti.

Gazze'de son 15 günde 523 Filistinli hayatını kaybetti I Gazzelilerin çadırları denize sürüklendi

İsrail’in 1967'de gerçekleştirdiği Altı Gün Savaşı'nda Batı Şeria, Gazze, Doğu Kudüs, Sina Yarımadası ve Golan Tepeleri'ni işgal etmesiyle, Filistinlilerin yaşadığı topraklar daha da küçüldü. BM'nin 1967'de aldığı 242 sayılı kararı ile İsrail'in işgal ettiği topraklardan çekilmesi istense de, İsrail bu topraklardan çekilmeyi reddetti. Bugün, Batı Şeria’daki işgal ve Gazze’deki abluka devam etmekte, Doğu Kudüs ve Golan Tepeleri ise hâlâ İsrail'in kontrolünde.

ULUSLARARASI FİLİSTİN HALKIYLA DAYANIŞMA GÜNÜ!

Filistin’in 1947'deki bölünme planı, sadece Filistinlilerin toprak kaybına uğramasına değil, aynı zamanda onların bağımsızlık mücadelesinin de başlamasına yol açtı. BM, 1977'de aldığı kararla, 29 Kasım'ı "Uluslararası Filistin Halkıyla Dayanışma Günü" olarak ilan etti. Bu karar, dünya genelinde Filistin halkının haklarına dikkat çekmek ve onların bağımsızlık mücadelesine destek olmak amacı taşıyor.

Her yıl, 29 Kasım’da sivil toplum kuruluşları, hükümetler ve uluslararası organizasyonlar, Filistin halkının hakları için çeşitli etkinlikler düzenliyor. Bu etkinliklerde, Filistin halkının kendi kaderini tayin etme hakkı, bağımsızlık ve egemenlik talepleri vurgulanıyor. Ayrıca, Filistinli mültecilerin evlerine geri dönme hakkı ve uluslararası toplumun bu hakları tanıması gerektiği mesajı veriliyor.

BUGÜN FİLİSTİN'İN DURUMU!

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları 418. gününde I Can kaybı 44 bin 282'ye yükseldi

29 Kasım, Filistin halkının mücadelesine olan uluslararası desteğin simgesi olarak her yıl Uluslararası Filistin Halkıyla Dayanışma Günü olarak anılıyor. Ancak Filistin sorununun çözümü için gereken adımlar hala atılmamış, dünya genelinde bu meseleye duyarlılık artmış olsa da, Filistinlilerin işgale karşı verdiği mücadele devam ediyor.

CAN KAYBI ARTIYOR!

İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 45 bine yaklaştı.

Filistin halkı, bağımsızlık ve özgürlük talepleriyle uluslararası camianın desteğini beklerken, tarihi Filistin topraklarında hâlâ işgal ve ayrımcılık koşullarında yaşamaya devam ediyor.