Prof. Dr. Aziz Konukman'dan seçim sonrası dikkat çeken açıklama: Bedeli emekçiye ödettirilecek

ÖZEL HABER: AYBALA ALMİNA MELEK

İktisatçı Prof. Dr. Aziz Konukman, "Para politikası ve maliye politikası arasında bir koordinasyon yok. Nakit kredilerindeki taksit sınırlamaları, kredi faizinin yükselmesi, krediye herkesin kolayca ulaşamaması gibi para politikasındaki sıkılık mevcutken maliye politikasında ipin ucu kaçmış durumda." dedi.

Konukman, uygulanan sıkı para politikasından kur hareketlerine, sıcak para çalışmalarından enflasyona kadar birçok madde hakkında anadolugazete.com.tr'ye özel açıklamalarda bulundu.

"MALİYE POLİTİKASINDA İPİN UCU KAÇMIŞ DURUMDA"

Maliye politikasındaki harcamalara ve ek bütçe kullanımına dikkat çeken Konukman, "Merkez Bankası'nın son enflasyon raporunda, orta vadeli programda, 2024 için yıl sonu TÜFE enflasyonu yüzde 33'dü. Bunu yüzde 36 olarak revize ettiler. Tabii, bu iyimser bir durum. Çünkü, para politikası ve maliye politikası arasında bir koordinasyon yok. Nakit kredilerindeki taksit sınırlamaları, kredi faizinin yükselmesi, krediye herkesin kolayca ulaşamaması gibi para politikasındaki sıkılık mevcutken maliye politikasında ipin ucu kaçmış durumda." dedi.

"DÖVİZ BULUNAMADI, SICAK PARA DA GELMEDİ"

Üst üste iki sene ek bütçeye gidildiğini anımsatan Konukman, "Bu yılki ocak-şubat aylarındaki bütçe açıklarına göre birçok kalemde, cari transferler başta olmak üzere seçime dönük harcamalar için öne kaydırıldı. Çok zorlamalar var. Genel seçimler öncesinde olduğu gibi suni yöntemlerle kuru aşağı doğru çekme ya da en azından dondurmaya yönelik faaliyetler vardı. Döviz satışlarıyla, sıcak para geliyor gibi beklentilerle, kur korumalı mevduatlarla kurun ateşini söndürmüşlerdi. Ancak seçimin hemen ardından kur patlamıştı. Bu sefer seçim öncesinde politika faizini artırmak zorunda kaldılar. Çünkü döviz bulunamadı, sıcak para da gelmedi, kaynak tükenmeye başladı. Kurun ateşini söndürmek için seçim öncesinde, beklentinin de üzerinde faiz artırıldı." ifadelerini kullandı.

"RASYONEL POLİTİKALAR BİREBİR UYGULANDI"

Rasyonel politikaların birebir uygulandığını ancak beklenen sonucun alınamadığını ifade eden Prof. Dr. Konukman, uygulanan politikalardaki asıl hedefin 'sıcak para'nın gelmesi olduğunu ancak suni yöntemlerle sabit tutulmaya çalışılan kurun yatırımcılar açısından uygun görülmediğini dile getirdi.

Konukman, "Kur serbest bırakılsaydı ve olması gereken yerde sabit kalsaydı sıcak para için de getiri sağlayabilirdi. Döviz yüksek kurdan bozulacaktı, en az bir yıl boyunca kur sabit kalacaktı ve TL cinsinden finansal araçlara yatırılacaktı. Bu esnada da politika faizi de reel olarak artı olacaktı. Enflasyonun üzerinde bir politika faizi verilmesi gerekir. Ancak bu iki madde gerçekleşmedi. Gerçekleşmemesindeki birinci neden kurun istenilen düzeyde olmamasıydı. Çünkü seçim öncesinde kurun patlaması seçmende kriz algısını ortaya çıkaracaktı. Ancak korunan kur, sıcak para için cazip bir kur değildi. İkincisi, enflasyon düşürülemedi, faiz arttı. Ancak reel faizin eksi olduğu bir yerde sıcak paranın gelişi garanti olmuyor. Politika faizi artsa bile enflasyon düşürülmezse bu sorun devam edecek." diye konuştu.

"ENFLASYON YÜKSELDİĞİ SÜRECE SICAK PARA İÇİN İSTENİLEN ORTAM OLUŞTURULAMAZ"

"Ortodoks politikalar, mutlaka ama mutlaka mali disiplinin sağlanması gerektiğini söylüyor. Türkiye, burada mali disiplini sağlayamayınca diğer enflasyon artırıcı faktörleri de izole edemeyince enflasyon ayağı yükseliyor." diye konuşan Konukman, "Enflasyon yükseldiği sürece para politikasında istediğiniz kadar tedbir alın, sıcak para için istenilen ortam oluşturulamaz." ifadelerini kullandı.

Geçen seneki OVP'nin 2023 hedefinin yüzde 25 civarında olduğunu, buna göre enflasyonda büyük bir sapmanın gerçekleştiğini söyleyen Konukman, "Merkez Bankası görevini yerine getirmiyor. MB, BDDK Başkanı'nın hedeften neden saptığını açıklamak zorunda." dedi.

"BEDELİ EMEKÇİLERE ÖDETTİRİLECEK"

AK Parti'nin IMF’li veya IMF’siz kemer sıkma politikasını uygulayacağını dile getiren Konukman, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın IMF'siz bir kemer sıkma politikasını tercih edeceğini düşünüyorum. Çünkü, IMF, bir tasarruf zorlaması yapar. Kendi alacaklarını garanti etmek için 'emekçinin ve kendinin kemerini sıkacaksın' diyor. İkinci neden ise ücretlerin öngörülen enflasyona göre belirlenmesi durumu var. Peki, toplu sözleşme ne olacak? Toplu sözleşmede enflasyon farkı veriliyor, refah payı veriliyor. Refah payı verilmese bile toplu sözleşme zammı var. Bu durumda, mevcut toplu sözleşmenin kaldırılması söz konusu olur. Ancak bu durumda da emekçilerin en büyük hakkı elinden alınmış olur. IMF'nin bu ifadeleri, hafife alınacak ifadeler değil. Benim gelecekte gördüğüm şey, IMF'li veya IMF'siz bunun bedeli emekçilere ödettirilecek." diye konuştu.