Ankara’dan Hindistan’a uzanan merhamet zinciri

Türk insanının adeta merhametli yüreğinin bir temsilcisi Harun Celal Arslan. Ankara’dan Hindistan’a başlayan merhamet yolculuğunu ve yaşadığı serüveni gazetemiz aracılığıyla sizinle paylaştı.

Ankara’dan Hindistan’a uzanan merhamet zinciri
Yayınlanma:
Güncelleme:

Türk insanının adeta merhametli yüreğinin bir temsilcisi Harun Celal Arslan. Ankara’dan Hindistan’a başlayan merhamet yolculuğunda bayramlar paylaşma hissinin doruğa çıktığı zamanlardır diyerek Türkiye Diyanet Vakfı öncülüğünde çıktığı bu yolda yaşadığı serüveni gazetemiz aracılığıyla sizinle paylaştı.

Avukat Harun Celal Arslan Türkiye Diyanet Vakfı gönüllüsü olarak Kurban Bayramında Hindistan’a gitti. Oradaki hayatı kaleme aldığı yazısında Hindistan’ın tarihinden ekonomisine, geleneklerinden, ülke insanının hayat biçimine kadar birçok konuyu gazetemiz aracılığıyla sizlerle paylaştı.

ekran-resmi-2018-10-04-10.28.49.jpg

İŞTE AVUKAT HARUN CELAL ARSLAN’IN HİNDİSTAN’DA Kİ İZLENİMLERİ
HİNDİSTAN’DA YAŞAYAN KARDEŞLERİMİZE ULAŞTIRDIK


Harun Celal Arslan “Bayramlar insanoğlunun içinde vuku bulan paylaşma hissinin doruğa çıktığı zamanlardır. Bu vakitte insanlar ellerinde, gönüllerinde maddi ve manevi olarak ne varsa karşılık beklemeden verirler. Bilhassa bu günler Anadolu coğrafyasında farklı bir mana taşımaktadır. Çünkü Anadolu’da paylaşmak sadece bayramlara has bir durum değildir. Ancak Anadolu insanı kalbinde taşıdığı engin merhamet ile bu dönemlerde sadece komşusuna, akrabasına değil dünyanın bir ucundaki bir mazluma bile el uzatabilmektedir. Bunu bilhassa muhtelif sivil toplum kuruluşları  marifetince  yapılan kurban bayramı organizasyonlarına gösterilen yakın alakadan görebiliriz. Bu kurban bayramı organizasyonunda da bu duruma müşahit olduk. Kurbanlarımızı topladık ve milletimizin yüce gönlünden kopan emanetleri Hindistan’da yaşayan kardeşlerimize ulaştırmak için Türkiye Diyanet Vakfı gönüllüsü  olarak yola koyulduk” dedi.

ekran-resmi-2018-10-04-10.28.39.jpg

İNANÇ ÇEŞİTLİLİĞİ BAKIMINDAN EN ZENGİN OLAN ÜLKE

Arslan” Dünyanın inanç çeşitliliği bakımından en zengin olan ülkesi Hindistan'a içimde bir korku barındırarak yola çıktım. Korkumun sebebi fiziksel bir zarar doğması ihtimalinden ötürü değildi. Daha çok gönül dünyam ve maneviyatım açısından bir tedirginlik vardı üzerimde. Bu kadar farklı inançların olduğu bir coğrafya üzerinde, kendisine kutsallık atfedilen bir canlıyı inancımızdan ötürü kurban edecektik. İster istemez bu husus da birçok tereddüdü beraberinde getirdi. Allah’ın bizleri hayırlarla karşılaştırması duası ile evimden dışarı ilk adımımı attım. Derin bir mistisizmin hüküm sürdüğü Hindistan'a yolculuğumuz 19 Ağustos günü başladı. Dualar dilimde, milletimizin emanetleri elimde, ülkemizin selamı gönlümde yola koyulmuştum” dedi.

hindistan-(2).jpg

SABAH SPORUNA ÖNEM VERİYORLAR

Kurban yolculuğuna çıkmadan önce birçok insan tarafından şahsıma “Hindistan’da nasıl kurban keseceksiniz?” sorusu yöneltildi. Çünkü Hinduizm’de kutsal olan bir varlığı kesmek bizim için bayram niteliği taşıyordu. Açıkçası ben de acaba nasıl olacak düşüncesiyle yola çıkmıştım. Türkiye Diyanet Vakfı tarafından gönderilen iki kişilik bir ekip olarak 4 farklı bölgede kesim faaliyetlerini gerçekleştirecektik. Havalimanında uzunca bir müddet beklediğimiz sıranın akabinde Yeni Delhi İndira Gandhi Havalimanı’ndan çıkış yaptık. Çıkış yaptığımız zaman saat 6 olmasına rağmen şiddetli bir sıcak yüzümüze çarptı ve bu andan itibaren Hindistan organizasyonumuzun çok kolay olmayacağını anlamıştık. Sıcaklığın böyle bir hisse kapılmamıza sebep olması mübalağa gelebilir. Lakin kolay olmayacağını düşündürtecek kadar şiddetli ve nemli bir sıcaktan bahsediyorum-ki sabah saati olmasına rağmen bu kadar etkiliydi. Akabinde Türkiye Diyanet Vakfı'nın ortak kuruluşundan bizi karşılamaya gelen Muhammed Şafi isimli arkadaşımızla sanki kırk yıllık hasret çeken iki kardeş gibi sıkı sıkı sarıldık. Gözlerindeki ışık, yüzündeki mutluluk hasretin bittiğinin göstergesi gibiydi. Havalimanındaki büyük kalabalıktan çıktıktan sonra refüjün üzerinde spor ve meditasyon yapan insan gruplarını seyrettik. Müthiş bir dikkat ve şevk hali ile sabah aktivitelerini gerçekleştiren bu insanların hepsi birbirlerinden fit görünüşteydiler.

hindistan-(3).jpg

UZUN SÜRE TÜRK HAKİMİYETİ HİNDİSTAN’DA DEVAM ETMİŞ

Bu bayram daha önce gittiğim gönül coğrafyalarımızın hiç birine benzemeyen bir yerdeydim. Bu bayram, milletimizin emanetlerini ulaştırıp gönüllerimizi daha da ısındırmak ve kardeşlerimizle yakınlaşmak için Hindistan'daydım. Hindistan  büyük  medeniyet köklerine sahip bir ülke. Milattan önce 2000 yıllarında atılan ilk medeniyet tohumları o günden bugüne dek varlığını sürdürmektedir. Müslümanların Hindistan’a gelişi ise 700’lü yıllara tekabül etmekte. Ardından hepimizin tarih derslerinde öğrendiği gibi Gazneliler’in fetihleri görülmüştür. Gazneliler’in Sultan Mahmut döneminde başlattıkları seferler sonucunda Hindistan tamamen fethedilmiştir. Hindistan’da uzunca bir süre Türk hakimiyeti devam etmiştir. Bunun ardından Babür Şah tarafından burada Babür Devleti kurulmuş ve uzun bir müddet hüküm sürmüştür.

ÜLKE VE İNSANLAR

Hindistan nüfusunun %40’ına yakın bir kısmı, evde elektrik ve su hizmetlerinden yararlanamamaktadır. Devlet ülkenin her yerinde alt yapı – üst yapı çalışmalarına ciddi bir yatırım yapıyor olsa da bu sıkıntılara çare olamamıştır. Kamu harcamalarının büyük bir kısmı alt yapı faaliyetlerine yöneliktir. Zaten havalimanından çıktığın andan itibaren her yerde çalışan iş makinesi görmek mümkün. Hindistan ekonomisi dünyanın Çin’den sonra en hızlı büyüyen ekonomisi olup, gayri safi yurtiçi hasılaya göre de dünyanın en büyük 6. Ekonomisidir. Hızlı büyümenin getirmiş olduğu en büyük sorun da gelir dağılımındaki adaletsizlik olmuştur. Dışı süper lüks özel kaplama araçların dolaştığı caddelerin bulunduğu yerin hemen yanında, onlarca aile köprü altında hayatlarını sürdürmeye çalışmaktadır. Her ne kadar dünyanın en büyük 6. ekonomisi olsa da halkın %50-60’ı günlük 2-3 Amerikan dolarının altında bir gelire sahiptir. Zıtlıkların dört bir yanı kapladığı Hindistan’da en güzeli ve çirkini, en zengini ve fakiri, en çalışkan ve tembeli kolaylıkla her yerde görebilirsiniz. Bir yanda göze hoş gelen bir mimariye sahip binalar, öbür yanda ucube yapılar sizi şehrin en güzel noktasında bile karşılamaktadır. Bir yanda güler yüzü ile yüzünüzde güneş açtıran insanlar varken öbür yanda buz gibi bir yüzle size muamelede bulunan insanlarla karşılaşabilirsiniz. Gizemin, tezatlıkların, farklılıkların diyarı Hindistan belki de bu özelliği ile gelişmesini ve ilerlemesini sürdürmektedir. 

ÜLKEDE CİDDİ TRAFİK PROBLEMİ VAR

Ülkenin her yerinde ciddi bir trafik problemi var. Her ne kadar havaalanına yetişmek için 10 kilometre mesafede bir yola 4 saat önce çıksanız da uçağınızı kaçırabilirsiniz. Şehirlerin trafiklerini insanlarına benzetiyorum. Trafikte bir yere ulaşabilmek için ciddi bir mücadele var. Aynı şekilde  hayatta kalmak için de ciddi bir mücadele var. Ciddi bir yaşam kavgası var. Hayat mücadelesinde ufak bir zafiyet sizi yarıştan koparabilir. Bahsettiğimiz üzere dünyada inanç çeşitliliğinin en fazla olduğu Hindistan’da 30 milyondan fazla farklı inanç biçimi olduğu söyleniyor. Fakat bütün mazlum coğrafyalarda olduğu gibi burada da Müslümanlar birçok sıkıntı ve zor şartlar altında hem dinlerini muhafaza etmeye hem de hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Allah yardımcıları olsun. 

NÜFUSUNUN YAKLAŞIK YÜZDE 10’UNDAN FAZLASI MÜSLÜMAN

Nüfusun yaklaşık %10’undan fazlasının Müslüman olduğu ülkede; özellikle uzun yıllardır sorunların hüküm sürdüğü Keşmir gibi bölgelerde Müslüman halk ciddi bir zulüm ve baskı altında yaşıyor. Devlet yönetimi 4 yıla yakın zamandan beri Hinduizm etkisi altında. Bu da diğer inanç gruplarına mensup olan vatandaşlar açısından ciddi sorunlar doğuruyor. Çeşitli bölgelerde hangi durumda olursa olsun kurban kesmek kabul edilen bir davranış değil. Fakat Müslümanların yoğun olarak yaşadıkları bölgelerde devletin gözetiminde, onlar tarafından daha önce belirlenmiş alanlarda kurban kesimine izin veriliyor. Aynı zamanda büyük ağaçların olduğu, tabiri caizse kuşun dahi uçmakta zorlanabileceği Müslüman köylerinde diğer din mensuplarının göremeyeceği şekilde milletimizin emanet ettikleri kurbanları kestik.

KURBAN İZLENİMLERİ 

 Çok büyük bir coğrafyaya sahip olan Hindistan’da, Türkiye Diyanet Vakfı’na emanet ettiğiniz kurbanları kardeşlerimize ulaştırmak ve onlarla mesafelere rağmen kalplerimizi yakınlaştırmak için  4 farklı bölgede faaliyet gösterdik. Hindistan’da kurban bayramı bu sene muson yağmurlarının yoğun olduğu bir döneme denk geldi. Bu yağmurlar sonucunda on binlerce insan hayatını kaybetti, milyonlarca insan da evlerinden uzaklaşmak zorunda kaldı. Yardımlarımız doğrudan selden etkilenen ve ciddi fakirlik çeken insanlara ulaştırıldı. Binlerce hisse kurban kesildi. Kardeşliğimiz pekiştirildi. Belki insanların evine bu yıl ilk defa kırmızı et girdi. Ama inanıyorum ki Türkiye sevgisi  hiç çıkmamak üzere bu insanların gönlünde yer edindi. Kesim bölgelerimizden birisi olan Kerala eyaletinin Gudallur şehrinde beni derinden etkileyen bir manzaraya şahit oldum. Gudallur bölgesi Hindistan’ın en güzel çayının üretildiği tarlaların bulunduğu bir bölge. Havası Delhi’ye göre fazlasıyla soğuk. Mont giymeden dışarıda dolaşmanız belli saatlerde çok zor. Bizim Karadeniz yaylalarını andıran bir yapısı var.  Fotoğrafta görmüş olduğunuz çocukların aileleri uçsuz bucaksız çay tarlalarında günlüğü yaklaşık 3 Dolara çalışıyor. Tek odalık kulübelerde hayatlarını sürdürüyorlar. Yavrucuklara "EidMubarak" dedikçe boş gözlerle bizlere baktılar. Başta Hindu olduklarını düşündüm fakat ekibimiz olmadıklarını söylediler. Çocuklar bayramdan habersizdi. Hamdolsun Türkiye Diyanet Vakfı bize bu sene bayramı unutan gönüllere bayramı hatırlatma imkanı verdi. 

 Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.