Beşiktaş’ı Şampiyon yapanlar

Geçen yıl aynı dönem Galatasaray’ın şampiyon olduğu zaman buna benzer bir yazı yazmıştım. Galatasaray’ı kimler şampiyon yaptı diye. Sıralamam şöyleydi: 1) Aziz Yıldırım, 2) Hamza Hamzaoğlu, 3) Duygun Yarsuvat. Bana göre bu yıl da Beşiktaş’ı şampiyon yapanlar sıralaması şöyle: 1) Aziz Yıldırım, 2) Şenol Güneş, 3) Slaven Biliç. Şimdi Aziz Yıldırım’ı hep neden 1. Sıraya koyduğumu merak ediyorsunuz.  Çünkü hep bastığı dalı kesiyor sayın Aziz Yıldırım. Neden mi? Şöyle izah edelim. Sayın Aziz Yıldırım Fenerbahçe’ye 1998 yılında başkan oldu, 18 yıl içerisinde zaman zaman başarılı dönemler geçirdi, iyi ve doğru işler yaptı. En son bir çok yanlıştan sonra yabancı teknik adamdan vazgeçip Aykut Kocaman’ı Fenerbahçe’nin başına geçirdiğinde en doğru ve son doğru işini yapmıştı. Aykut Kocaman’la Fenerbahçe yıllar sonra takım olma hüviyetine kavuşmuştu ve Aykut Kocaman’ın takımını biraz geliştiren ve aynı yolda giden Ersun Yanal da takımı bir yıl sonra şampiyon yapmıştı. Ersun Yanal’ın gelmesi de gitmesi de hataydı, Ersun Yanal’dan önce ne yapıp edip Aykut Kocaman’ın uzun yıllar Fenerbahçe’nin başında kalması sağlanmalıydı. En doğru iş buydu. Aykut’u takımın başında tutamayan Yıldırım, bundan sonra hata üstüne hata yaptı. Önce demeç hataları, “Her şeyi ben yaptım, takımı ben şampiyon yapıyorum” büyüklüğüne büründü. Onu gönderdi, bunu getirdi, hatalara yeni hatalar ekledi. Ersun’dan sonra nasıl olsa takımı ben şampiyon yapıyorum kaprisi ile önce, 1. adam yetersizliği olan İsmail Kartal’a takımı emanet ederken, nasıl olsa Avrupa gitmiyoruz, bu takım bize Türkiye Liginde şampiyon olmaya yeter düşüncesi ile transfer yapmayan ve o yılı kaybedince geçen transfer sezonunda çok ve pahalı futbolcuyu bilinçsizce takıma dolduran Yıldırım son yanlış işini de yaparak Beşiktaş’ın ekmeğine yağ sürmüştür. Tıpkı geçen yıl Galatasaray’ı şampiyon yaptığı gibi. Transfer sezonunda “Ah Şu Transfer” başlıklı bir yazı yazmıştım, Fenerbahçe’nin transfer sezonunun şampiyonu olacağını ama gerçek ligde şampiyon olmasının çok zor olduğunu söylemiştim. Çünkü yanlış transferler yapılıyordu, takımın eksik yerlerine değil, rastgele yaşı geçmiş bazı ünlü futbolcuları almak akıllı transfer değildi, üstelik bunlarla 3-4 yıllık mukaveleler imzalandı. Şimdi göndermek için çare aranıyor. Yaşı ileri diye Kuyt gönderildi, aynı yaşta Van Persie alındı, takımın en önemli silahı Sow gönderilmemeliydi. Çok para harcanarak, dönemini bitirmiş ünlü futbolcuları alarak şampiyon olacağını düşünmek çağdışı bir hareket değil midir, sayın Yıldırım hala bu zihniyetle şampiyonluk kovalıyor. Bir atasözümüz vardır “Elin yumruğunu yemeyen, kendi yumruğunu balyoz zannedermiş” diye. Sayın Yıldırım sadece kendi yaptıklarına bakıyor, rakipler neler yapıyor, nasıl transfer politikası izliyor, nasıl yönetiliyor, aldıkları futbolcular kimlerdir, eksik yerlerini nasıl dolduruyorlar, Sayın Yıldırım ve ekibi bunlarla hiç ilgilenmiyor, sanki ligde sadece Fenerbahçe var ve herkesi kolayca yenecek zannediyor.  İşte Beşiktaş’ın şampiyon olmasında birinci sıraya bu yüzden Aziz Yıldırım’ı koyduk. Gelelim 2.  ve 3. sıradaki Şenol Güneş ve Slaven Biliç’e, yıllarca Trabzonspor’da futbol oynadıktan sonra yine Trabzonspor’da birçok dönem teknik direktörlük yapan ve son kez Bursaspor’u çalıştıran Şenol Güneş ilk defa şampiyon olabilecek bir takımda görev yapmıştır. Trabzonspor’da iken 2 kez son anda Fenerbahçe’ye kaptırmış olduğu şampiyonluklar vardır. O sezonlar da tecrübesizlik ve talihsizlik neticesinde kaptırılmış şampiyonluklardır. Aslında Şenol Güneş hem kişisel hem teknik açıdan son derece önemli bir teknik direktördür, Milli takımdaki başarısı da zaten ortadadır. Türk Milli takımını dünya şampiyonasında öyle veya böyle 3. yapmıştır. Bu büyük bir başarıdır. Son olarak Bursaspor’da geçen yıl başarılı bir sezon geçirmiş ve önemli işler yapmıştır. Beşiktaş aslında Hırvat Teknik Direktör Slaven Biliç sayesinde 3-4 yıldır bu şampiyonluğa hazırlanıyordu,  Biliç’in hakkını da teslim etmek gerek. Çünkü bu takımın temelini Biliç atmıştır, Biliç son derece iyi bir çalıştırıcı ve futbol açısından bilgidir, sadece eksiği cesareti azdı. Biz Türkiye’deki kariyeri boyunca bunu gördük. Çünkü Türkiye’de tek eksiği büyük maç kazanamamaktı. Derby maçlarını yarı yarıya kazanmış olsaydı Slaven Biliç de Beşiktaş’la en az bir şampiyonluk yaşardı. İşte Şenol Güneş, Biliç’in çalışmalarını tamamladı ve bu sezon takımı şampiyon yaptı. Trabzonspor’da iken yaşadığı tecrübesizliğe de bu kez düşmedi, kimse ile yanlış işler içine girmedi, kimseye cevap vermedi, sadece kendi işine baktı, futbolcularını motive etti ve neredeyse tüm maçlarını deplasmanda oynayan şahane bir Beşiktaş oluşturdu, sakin, kararlı ve adım adım başarıya koştu. Sayın Güneş’i kutlamamak, tebrik etmemek elde değil. Umarız Beşiktaş Şampiyonlar Ligin’de de başarılı olur ve ülkemize puanlar kazandırır.