“Derdimi döksem Derindere’ye dere bile taşar”

Aşk: Sözlüklerdeki tarifi bana göre yetersiz. Aşk, anlatılmaz, yaşanır, diyenler çok haklılar. Ferhat dağları delmiş Şirin’in aşkı için… Diyor...

“Derdimi döksem Derindere’ye dere bile taşar”
Yayınlanma:
Güncelleme:

Aşk: Sözlüklerdeki tarifi bana göre yetersiz. Aşk, anlatılmaz, yaşanır, diyenler çok haklılar. Ferhat dağları delmiş Şirin’in aşkı için… Diyor ki Yunus: “Gel gör beni aşk neyledi?”  Uzatmayalım! Ayıp değil ya ben de kitaplara aşık, kitaplara sevdalıyım... Benim pek çok kitaplarım oldu, bu kitapların içindeki bilgileri hiç kitap alamayanlarla paylaşırsam, onlar da benim gibi okuyup, öğrenip ailesine, yöresine, yurduna hayırlı ve faydalı birer adam olurlar, düşüncesiyle ‘Allah rızası’ için hizmet amacıyla yola çıktım…. Okumuş birisi olarak doğduğum köyüme kütüphane kurup Millî Eğitim Bakanlığına hediye etmeye karar verdim. Amacım: Önder ve örnek birisi olarak köyümün insanlarına vefa borcumu ödemek, Rabb’imin benden hoşnutluğunu kazanıp, vicdanen müsterih olabilme güvencesiyle mutlu olmak… Bu mini girizgâhın ardından kitap aşkı yüzünden yaşadığım sıkıntıları, acıları, sizlerle paylaşıp, içimi boşaltmak ve derdimi -bir nebze de olsa- hafifletmek istiyorum: “Marifet iltifata tabidir” sözü bir fantezi caka değildir.  Her yıl ülke çapında kutlanan “Kütüphaneler Haftası” nda Kültür ve Millî Bakanlıklarınca arandığımı hatırlamıyorum.  Bu ilgisizliğe ve duyarsızlığa üzülmüyorum dersem yalan olur. Bakınız, nelerle karşılaştım: Kurduğum Kütüphaneye verdiğim 5000 civarındaki kitabım bir komisyon elemesinden geçirildi. Millî Eğitim Temel Hükümleri Kanununa aykırı kitapların olmadığı anlaşıldı. Tutulan tutanak ve teslim alma makbuzları da ‘Teşekkür’ nitelikli yazı ile tarafıma bildirildi. Dahası: Prosedür yerine getirildi. Köyümüzde “Kütüphane istemezük!”deyip kazan kaldıran isyancı asiler yine teyakkuza geçmişler. Uyumuyor, plân yapıyorlar. Malûm şoför esnaf gurubu ile petrol satıcı patron yine hücumda… Dilekçelerini yine o malûm öğretmen kendi el yazısıyla yazmış: Varan: 1. “Efendim, Kütüphanede ‘Komünist’ kitaplar varmış. Kütüphane kapatılmalı… Resmen cevap verildi: “İçeriğinde Komünist propagandası yapan sakıncalı kitap yoktur” Varan: 2. “Faşist” kitaplar var. Kütüphane kapatılmalı. Varan 3: “Humeynici” kitaplar var. Kütüphane hemen kapatılmalı. Her defasında Kaymakamlığa davet edildim. Yetkililerle oturup durumu enine-boyuna konuşup, ülkenin ‘cahiller elinden neler çektiğini vurguladık. Çayımızı içip, dağıldık. Bitti sanmayın! Atak devam ediyor. Sözün özü: Diyor ki sevgili peygamberimiz ümmetine: “Eğer sizler benim bildiklerimi bilseydiniz; çok ağlar, az gülerdiniz!” Demek ki güzîde güzellikleri yaşamak için Rabb’im her kula değişik çapta güç vermiş. Bazı insanı metanetli, donanımlı ve dirayetli yaratmış. En güzeli sabırla donatmış. “Görelim Mevlâ neyler; neylerse güzel eyler!” diyelim ve doğru bildiğimiz yola revan olmaktan başka çare mi var? Hoşça kalınız…

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.