Ekonomide bahar havası

Ülkemizde mart ayı başından beri süregelen piyasalardaki iyimser hava günümüzde de devam eder durumda. Devam eden iyimser havanın bundan sonrada süreceğine...

Ekonomide bahar havası
Yayınlanma:
Güncelleme:

Ülkemizde mart ayı başından beri süregelen piyasalardaki iyimser hava günümüzde de devam eder durumda. Devam eden iyimser havanın bundan sonrada süreceğine dair, gelen rakamlar ümit verici değil. Şubat ayında gelen ödemeler dengesindeki gösterge rakamlarına bakılırsa umutlanmak olası görünmüyor. FED’in faiz artışını öteleme girişimi küresel likiditenin yanı sıra petrol fiyatlarındaki düşük seyredişin sebep teşkil ettiği gelişmeler piyasa ortamındaki iyimserliği tetikliyor. Ancak, mevcut döviz tevdiat hesaplarındaki artış gösterge rakamları, kurlardaki düşük seyrin böyle devam etmeyeceği beklentisi, sermaye girişlerinin sıcak para akışının beklenti olarak daralmaya yol açacağı tahminler arasındadır. FED’in faiz artırım beklentisinin haziran ayında gerçekleşeceği varsayıldığında sıcak para akışının yeniden geldiği yere dönüş yapacağı varsayılıyor. İşte bu son aylar içersinde izlediğimiz iyimserlik rakamları yani enflasyon rakamlarının beklenenin altında gelmesinin yarattığı gösterge rakamlarındaki iyimserlik nedeni budur. Buna karşılık devam eden bahar havasının hazirana kadar süreceğine dair piyasalarda güven oluşmuş değil. Piyasalarda oluşan parasal gelişmeler, kredi ve döviz mevduatlarındaki gelişmeler ileriye dönük piyasalarda güvenin oluşmadığını ortaya koymaktadır. Bütün bunların dışında oluşan risklerin hala varlığıdır. Ülkemizin terör gibi yıllardır süregelen bir sorununun olması her gün gelen şehit haberlerinin yarattığı olumsuzluk, Suriye de ki gelişmeler, dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ortaya çıkacak bir takım siyasi gelişmeler, Anayasa da yapılması beklenen değişiklikler ve Başkanlık sisteminin getireceği siyasi gelişmeler, referandum söylentileri gibi ülkemize özgü risk faktörlerinin mevcudiyeti piyasalardaki olumsuzluğu tetiklemektedir. Bütün bunların yanı sıra ülkemizde mülteci durumundaki Suriyelilerin beraberlerinde getirdiği piyasada ve ekonomimizde oluşan kazanımlarda vardır. Şubat ayı sürprizi ile gelen rakamlardan 2.2 milyar dolar açık beklentisi varken sürpriz yaratan rakam 1 milyar 785 milyon dolar olarak ortaya çıkmıştır. Bunu değerlendiren çevrelerin buna neden olarak kaynağı belirsiz bir paranın 2 milyar 878 milyon doların ülkeye girişi varsayılmaktadır. Bir iddiada bu denli yüksek bir paranın ülkemize mülteci olarak gelen varlıklı Suriyeli mülteciler tarafından getirilmiş olmasıdır. Dış ihracatımıza gelince geçen yılın rakamlarına göre 292 milyar dolar daha düşük bir rakam ortaya çıkmıştır. Başbakan Yardımcısı Sayın Mehmet Şimşek tiwitter hesabından yaptığı açıklamada cari açığın daraldığını ifade ederek “Açık şimdi daha iyi yönetilebilir düzeydedir. Ancak hala yüksektir. Tasarruflar artmalıdır” demiştir. Bilindiği gibi tasarruf oranları %20’ler den %12’lere düşmüş durumdadır. Bütün bu gelişmeler doğrultusunda olumlu seyreden ekonomimizde ki bahar havasıyla birlikte piyasaların yönü konusunda yine yabancı para akışının seyri belirleyici olacaktır. Piyasaları taşıyacak yeni beklenti ihtiyacının olması dış piyasalarda oluşabilecek zayıflama gelişmeleri, jeopolitik gelişmeler mevcut terör olayları, sorunlu kredilerde ki artış oranı, turizm-tarım-sanayi sektöründe yaşanan sıkıntılar piyasalardaki temkinli görünümü de beraberinde getirmektedir. 2013 yılı sonrasından itibaren hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerin hikayeleri biri birinden farklılık arz ediyor. Bizdeki ekonomik baharın hikayesi kısaca yukarıda anlatmaya çalıştığım gibi seyretmektedir. Türkiye kendi hikayesini geliştirerek yazamadığı müddetçe ve kendini cazibe merkezi haline getiremediği müddetçe ekonomimizdeki baharında devamlılık arz etmesi beklenmemelidir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.