Kadına kalkan eller

Kadınlarımız birer sosyal varlıktır Kadının da bir sosyal varlık olduğunu üretimde yerinin olduğunu, erkekle eşit haklara sahip olduğunu unutmamamız gerekir. Sen kadınsın üç adım erkeğin arkasından yürümelisin, çalışmana ve okumana gerek yok demek kadını yok saymaktır. Sosyal hayatın içinden çıkarmaktır. Sadece doğuran bir meta haline getirmektir. Erkeği egemen bir güç odağı haline getirirseniz, kadın sosyal hayattaki yerini alamaz. Bu durum fetişizm ve şiddeti yaratır. Çağdışı ve ilkel değerlerin yerine uygar dünyanın değerlerini yerleştiremezseniz başıboş, kuralsız ve hastalıklı bir toplum yaratırsınız. Bir kadına tecavüze yeltenmek sonunda hunharca öldürmek, yetmedi DNA izlerini yok edebilmek için bileklerini kesmek, yetmedi yakmak canavarlık değil de nedir? Canavar bile avını karnını doyurmak için yakalar ve yer. Topluma yön verenlerin demeç ve sözlerine daha özen göstermelerinde yarar vardır. Olur olmaz ağızlardan kadınları aşağılayan sözler sarf etmeleri hepimizi yaralar ve üzer. Aşağılayıcı ve yerici sözlerin hangi kanal aracılığı ile gelirse gelsin kadına karşı şiddeti meşrulaştırır. Ortaya çıkan bu şiddeti de şiddetle ve vahşet yasalarıyla yok edemezsiniz. Hadım edelim, idam edelim korkutup sindirelim derseniz globalleşen uygar dünyadan da koparsınız. Uygar dünyanın şart koştuğu İnsan hakları AB normlarına da ters düşersiniz. Şiddet eylemlerinin neden bu coğrafyada daha fazla yaşandığını ortaya koyarak çözüm aramamızın gereği vardır. Hükümet edenlerin öncelikle kadın-erkek eşitliğini vurgulayıcı demeçler vermeleri, kadınında sosyal hayatın bir parçası sosyal bir varlık üretimde yerinin olduğunu dile getiren çabalar sarf etmeleri gereklidir. Her kadın ve çocuk cinayetinin arkasından ağıt yakarak gözyaşı dökerek bir yere varılmaz. Bilindiği gibi her canlı bulunduğu yaşam koşullarına göre tutum ve davranış kazanır. Bu da sağlıklı aile yapısı ve sağlıklı sosyal çevre koşullarını geliştirmekle olur. Sekiz yaşında bir kız çocuğu ile evlenilir, tecavüzcü imam eğer tövbe etmişse arkasında cemaat namaza durabilir. Gibi demeçler toplumun dinamiklerini olumsuz yönde tetikler. Kadına ve çocuklara karşı işlenen cinayetlerin iyi hal indiriminden, af kanunundan yararlandırılmamaları daha doğru bir yaklaşım olur sanırız. Affa uğrayanların tekrar aynı suçu işledikleri istatistiki verilerle ortadadır. Bakın sadece 2013 yılında 214 kadın ve 10 çocuk öldürüldü.167 kadın ve çocuk tecavüze uğradı. Örtülü ya da örtüsüz olması durumu değiştirmiyor. Dileğimiz ve beklentimiz ÖZGECAN gibilerin artık ölmemesi içindir. Son yedi yılda kadına karşı işlenen cinayetlerde %1400 artış var. Vahim bir sonuçtur. Önlenmesi için ciddi tedbirler alınmalıdır. Yeter artık bu katliam gibi tecavüzler. Kadına karşı yakılan kırmızı ışıklar yeşile dönsün...