Nevin Taşlıçay: Türk kadınını hak ettiği konuma taşıyacağız
Milliyetçi Hareket Partisi Ankara Milletvekili Nevin Taşlıçay, 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü ve Türk Kadınının Seçme ve Seçilme Hakkını Elde Edişinin 84. yıldönümü münasebetiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde partisi adına bir konuşma yaptı.
Milliyetçi Hareket Partisi Ankara Milletvekili Nevin Taşlıçay, 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü ve Türk Kadınının Seçme ve Seçilme Hakkını Elde Edişinin 84. yıldönümü münasebetiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde partisi adına bir konuşma yaptı. Ülke olarak güçlenmenin de yükselmenin de yolunun kadınların ekonomik hayata katılımından geçtiğini belirten Taşlıçay, “Türk kadınının siyasal haklarını kazandığı yıllarda dünyada en çok temsiliyet sahibi olan ikinci ülke iken şuan, dünya ortalamasının yüzde 7 gerisinde bulunduğunun altını çizdi.
ZİYA GÖKALP’IN KIZINA MEKTUBU
5 Aralık’ın öneminin altını çizen Taşlıçay konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bugün 5 Aralık. Demokrasimiz adına milat olan kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesinin yıl dönümü. 5 Aralık; kadını hak ettiği yere Avrupalılardan daha önce taşıyan Türk milletinin kadına verdiği önemin altına atılmış en önemli imzadır. Cumhuriyetin kurucu fikrini taşıyan Türk milliyetçisi aydınlardan Ziya Gökalp’in Malta sürgününde kızına yazdığı mektupta ‘Yeni hayat ne zaman başlayacak? Ne zaman ki, kadınlar da erkekler kadar tahsil görerek, cemiyetin idaresindeki rolleri icraya başlarsa.’ sözleriyle bu sorunlara ne denli önem verdiği görülmektedir. Rahatlıkla diyebiliriz ki, Türk Milliyetçilerindeki bu hassasiyet 5 Aralık sürecini hazırlamakta müthiş bir etki yaratmıştır.”
TÜRKİYE DÜNYANIN YÜZDE 7 GERİSİNDE
Türk kadınının siyasal haklarını pek çok devletten önce elde ettiğine dikkat çeken Taşlıçay, dünyada ve Türkiye’de hala kadının karar alma mekanizmalarındaki yeri, parlamentolardaki temsiliyet kuvvetinin tartışılmalı bir konumda olduğunu ifade etti. Taşlıçay, “Türk kadını Siyasal haklarını kazandığı yıllarda dünyada en çok temsiliyet sahibi olan ikinci ülke iken şuan, dünya ortalamasının yüzde 7 gerisinde bulunmaktadır. Tarihinde Kağan ile birlikte karar veren hatundan, seçilme hakkını 1934 yılında elde eden genç Cumhuriyet kadınına intikal etmiş bir demokrasi bayrağı mevcuttur. Bunu her alanda güçlendirmek elbette yine biz Türk kadınına düşmektedir” dedi.
TÜRK MİLLİYETÇİLERİ KADININ EN BÜYÜK DESTEKÇİSİDİR
Kadının ekonomik olarak önündeki engellerin aşılmasının önemine vurgu yapan Taşlıçay, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Türk milliyetçileri toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin neticesi olan bilhassa ekonomik şiddetin karşısında durmaktadır. Çünkü biliyoruz ki kadına yönelik ekonomik şiddet ile mücadele kadının karar alma mekanizmalarındaki yerinin de en büyük destekleyicisidir. Adına ister kadın yoksulluğu diyelim istersek cam tavan sendromu diyelim netice itibariyle kadının ekonomik olarak önündeki engelleri aşmamız ülkemizin temel meselesi olmalıdır.”
KADIN ERKEK EŞİTSİZLİĞİ KÜRESEL BİR SORUN
Kadınlara uygulanan ekonomik şiddetin sadece Türkiye’nin sorunu olmadığına dikkat çeken Taşlıçay, “2016 Dünya Ekonomik Forumu’nun özellikle ekonomi alanındaki verilerinin sorunun evrenselliğine işaret ettiğini” belirtti. Rapordan veriler paylaşan Taşlıçay, “Kadın-erkek eşitsizliğinin 170 yıl sonra ortadan kalkacağı öngörülüyor. Bu da bize toplumsal cinsiyet eşitsizliğini oluşturan en önemli unsurlardan ekonomide eşitsizliğin bir dünya gerçeği olarak karşımızda durduğu anlamına geliyor. Ancak yine Dünya Ekonomik Forumu’nun tahminlerine göre kadınların işgücüne katılım oranındaki yüzde 1’lik artış, küresel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’yı (GSYH) 80 milyar dolar artıracaktır; yani ülke olarak güçlenmenin de yükselmenin de yolu kadınlarımızın ekonomik hayata katılımından geçmektedir. Biz de bu itibarla diyoruz ki kadınlarımız güçlenirse Türkiye büyüyecektir” şeklinde konuştu.
YASALARIN ETKİN UYGULANMASI GÖZDEN KAÇMAMALIDIR
Taşlıçay, “Yarınların temelinde bizler olmak zorundayız, işte bunun için Türk kadını varlık iddiasını yürütmek zorundadır. Daha düne kadar, Türk hukukuna göre kadın çalışabilmek için “aile reisinden -yani kocasından-” izin almak mecburiyetindeydi. Bu iptidai uygulama hepimize çok uzak bir tarihte mevcutmuş gibi geliyor olsa da çok değil, henüz 1990 yılına kadar medeni kanunumuzda yer almaktaydı. Kadınların hak ettiği konuma kavuşmasında milat sayılabilecek bir düzenleme olan bu değişiklik ve akabinde kadın ve aile” odaklı düzenlemeler bugün için hiçte azımsanmayacak kazanımlardır. Perde arkasındaki mücadeleyi ve zihniyet dönüşümünü görmezden gelmemeliyiz. Bugün için Türk kadınının yasalar önünde emsal ülke kadınlarına nazaran oldukça iyi durumda olması da bu manada gurur sebebimizdir. Ancak yasaların uygulanması hususundaki eksikliğimiz de gözden kaçmamalıdır” dedi.
MHP LOKOMOTİF GÜÇTÜR
Türk kadınını hak ettiği konuma taşıyacak olan lokomotif gücün Milliyetçi Hareket Partisi olacağını ifade eden Taşlıçay, “Medeni ve siyasi hakları çağına göre oldukça erken elde eden Türk kadını, atasından aldığı bayrak ile yine kadın haklarında çağının öncüsü olmalıdır. Biliyor ve inanıyoruz ki, toplumda Türk kadınının adını hak ettiği yere taşıyacak lokomotif güç Milliyetçi Hareket Partisinin ta kendisidir” diyerek konuşmasını noktaladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.