Yine yeşillendi finduk dalları!

  Temel Amerika’da otobüs şoförü olarak işe başlar. İlk iş gününde insanlar otobüse binerler ama Temel’in dikkatini bir şey çeker. Beyaz...

Yine yeşillendi finduk dalları!
Yayınlanma:
Güncelleme:

  Temel Amerika’da otobüs şoförü olarak işe başlar. İlk iş gününde insanlar otobüse binerler ama Temel’in dikkatini bir şey çeker. Beyaz Amerikalılar otobüsün ön tarafına, zenciler ise arka tarafına oturuyorlar. Temel yolculardan birini durdurup sorar: “haçen ha bu iş nedur beyle?” Yolcu cevap verir: “burası Amerika, burada zenciler ikinci sınıf vatandaştır. O yüzden onlar öne oturamazlar!” Temel bu, dayanır mı? “ andergalaaa, inun hepinuz aşşaaa” der ve tüm yolcuları indirir. “bağa bakun hele, benum gözümde herkes eşittur, ayrı- gayrı olmaz. Bağa göre hepunuz yeşilsinuz. Heşim dibinun tekrar oğaa” diyerek yolculara otobüse bindirirken tekrar seslenir: “ulaaa! Koyu yeşullar arkayaaa!” ​Tabii ki bizim ülkemizden bahsetmiyorum bizde böyle şeyler göremeyiz. Beyaz- siyah ayrımı, ırk ayrımı, sivil-siyasi ayrımı, tesettürlü- tesettürsüz ayrımı… Bu örnekler uzar gider ama bizimle alakası olmadığı için üzerinde durmayı düşünmüyorum yazmayı çok isterdim. ​Yakın geçmişi hatırlarsanız Kadınlar Günü’nü icra etmiştik. Hatta o günlerde “kadınlar da insandır” sözü defaatle eleştirilmiş, oradaki “–da” bağlacının başlı başına bir negatif ayrımcılık olduğundan bahsedilmişti uzun uzun. Geçenlerde içinde bulunduğum bir grupta geçen bir konuşmadan ufak bir alıntı yapmak istiyorum size. Yaklaşık on kişilik bir grup ve grubun içindeki tek tesettürlü bayan benim. Bunu ne tesettürümden utandığım için ne de tesettürsüz olanları eleştirdiğim için yazıyorum. Maksat ortam gözünüzde canlansın. Bir beyefendi, açık yüreklilikle sol cenahtan olduğunu söylüyor ve diyor ki: “bizim amacımız farklı, siyaset değil ve biz farklı görüşlerle bir arada yaşayabilmeliyiz.” Eyvallah buna diyecek bir sözümüz yok. Tek devlet üzerinde yaşamak bunu gerektirir. Ve devam ediyor arkadaş beni göstererek; mesela, diyor. “Benim yanımda bu hanım gibi giyinen bir bayan çalışıyor, herkes istediğini giyinsin” haydeee… Ne oldu şimdi? Geldi mi sana koyu yeşiller arkaya! ​Yıllarca okullarda ve kamu kuruluşlarında örtülü kızlar bulunmasın diye mücadeleye girişen, ümmet kelimesini ayrımcı, Kemalist vurgusunu bütünleştirici sayan bir insana bu cümlenin şiddetli ayrımcılık içerdiğini anlatamazsınız. İşin enteresan kısmı bazı temiz niyetli insanlar bu zihniyetin gerçekten birleştirici olduğunu zannediyor. Orada şunu demeliydim, demedim. “ evet benim de bir grup mini etekli, bir grup çarşaflı, bir grup Kemalist ve bir grup Anti-Kemalist, bir grup Türk, bir grup Çerkez arkadaşım var. Ve ben bunlarla bir arada oturabiliyorum” gördünüz mü işte insanların arasını ayırmanın bir düzine yolu. Bir anda bir sürü ayrıştırılmış insan grubu oluştu. Bunları söylerken ben özgürlükçü mü olmuş oluyorum? Yoksa yanında çalışan çaycısını örnek göstererek “ben de böyle bayanlarla çalışıyorum” diyenler mi özgürlükçü? Dayanamadım, bir ufak ayrıntı daha yazmak istiyorum. Mesela herkesin ne iş yaptığını, ardından ne mezunu olduğunu sorup ben Kur’an Kursu Öğreticisi olduğumu söylediğimde mezuniyetimi sorma gereği bile hissetmeden, konuşmanın ilerleyen bölümlerinde “şuna bi oku da düzelsin” diye muhteşem bir espri yapan zihniyetle karşı karşıyaysanız, hele de benim gibi yıllarca bunlarla uğraştıysanız artık kaale alıp cevap vermezsiniz. Siz onun o garip haline gülersiniz, o sizi esprisine gülüyor zanneder. O sizi eski Türk sinemalarındaki üfürükçü hocalarla karıştırırken, siz onun cehaletine bir kere daha gülersiniz. Her neyse çok da ayrıntıya boğmayalım sizi amacımız hâsıl oldu. O ufacık toplantıda bile yeşilin tonları kendini gösterdi. Bir türkü var malumunuz. Yine yeşillendi fındık dalları, ama en uygunu da burası galiba: “zaten hep yeşildi fındık dalları!” Biz koyu yeşillerle açık yeşilleri ayıraduralım, düşmanlarımız yeşil meralarımızda sığırlarını otlatmaya başladı bile. Gönül ister ki, Medine’de Rasul nasıl bir birlik kurduysa ve kimi nereye koyduysa işte biz de tam olarak Medine ölçülerinde yaşayalım insanlığımızı. Sulh ve selamette kalınız…

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.