Eflatun Neimetzade

Eflatun Neimetzade

Haydar Aliyev siyasetinin temel ilkeleri (3. yazı)

Haydar Aliyev siyasetinin temel ilkeleri (3. yazı)

Haydar Aliyev’in getirmiş olduğu özellikler nelerdir? Bu durumu analiz ettiğimizde şunları görüyoruz:

-Azerbaycan halkı savaş istemiyor, barış taraftarıdır;

-Azerbaycan halkı Bağımsızlık taraftarıdır;

-Azerbaycan halkı bağımsız, dünya devletleri arasında kendini görmeyi arzu ediyor;

-Azerbaycan devleti Avrupa Şurasına Üyedir ve Avrupa Şurası`nın tüm kriterlerini uygulamaya koymuştur;

-Azerbaycan devleti dünyevi devlettir, hukuka dayalıdır, barışı, özgürlüğü, demokrasiyi topraklarında koruyor;

-Dünyada teröre karşı çağrı yapıyor, terörün her türüne karşı barışmazdır, terörü lanetliyor ve ona karşı dünya örgütleriyle işbirliği içindedir;

-Dünyanın bütün devletlerinin toprak bütünlüğünü müdafaa ediyor, kendi toprak bütünlüğünü  de 2020 yılında 44 günlük savaşla geri almıştır.

DÜNYA TÜRKLERİNİN KURTARICISI

Sadece devlet mekanizması değil, Azerbaycan’ın dünyada modern, bir dünya devleti olarak tanıtmıştır. Azerbaycan`da devlet Bağımsızlığının sağlamlaştırılması, toprak bütünlüğünün korunması, hukuki devlet prensiplerinin yaratılışı, sabit sosyal-ekonomi stratejisinin yaratılması, şahsiyetlerin hukuk ve özgürlüklerinin çok yönlü yükselişi ve güveni, itibarlı müdafaasını temin olunması, demokratik ıslahatların gerçekleşmesi problemlerinin hallini Haydar Aliyev zamanında yapmıştır. Bir dünyevi devlet için gereken tüm olanakları yaratmıştır. Ulu Önder Atatürk, Türkiye Cumhuriyetini nasıl zor şartlarda kuruduysa, Haydar Aliyev de ülkeyi kaostan, uçurumun kenarından kurtarıp, bir dünya ülkesi haline getirmiştir.

Azerbaycan’da ilmin, eğitimin devamlı yükselişi de Haydar Aliyev’in denetiminde yürütülmüıtür. Ülkemizde, gelişmiş Avrupa ülkelerinden daha yüksek yeni sağlık merkezlerin, Hastanelerin inşası ve muasır teknik donanımı ile temin olunması ve bu çağdaş teknik anın kullanılması için uzman kadroların Avrupa’da eğitimi de bizzat onun adıyla bağlıdır.

Ulaşımda, yeni Metro istasyonlarının inşasında yeni reformlari Haydar Aliyev uğurla gerçekleştirmiştir, ülkemizdeki yolların Avrupa’dakinden daha iyi olmasını araliksiz tavsiye ediyordu. Diyorum ki, onunla çalışmak zevkliydi, insan onun yanında çalıştığı süreçte her alanda uzman olarak pekişiyordu.

Haydar Aliyev koyu bir Türkçü idi, bütün Türk Dünyasının birliği için çalışıyordu. Her defasında şunu diyordu: “Türk devletleri ile kardeşlik ilişkilerimizi sağlam ve ebedi olarak yapmalıyız. İleride mutlaka ortak alfabe üzerinde çalışmalar yapmalıyız. Zaten Türk kardeş devletlerinin ortak dili Türkçedir. Azerbaycan Latin alfabesini almıştır. İleride bütün Türk kardeş devletleri de ortak alfabe üzerinde çalışmalıdır. Çünkü ortak ananelerimiz vardır ve hepimiz kadim Oğuz kökünden gelmişiz ve zaman içinde dünyaya yayılmışız. Ama tek yumruk olarak birleşmez isek, ileride büyük gücler bizleri yutacaktır, ya da ezecektir” – diyordu.

Ulu Önder Haydar Aliyev Deha siyaset adamıydı. Bugün parlayan, yükselen çağdaş Azerbaycan devleti  onun şah eseridir. Bu devlet gerçekten de sağlam ellerdedir ve Azerbaycan`ı dünya devletleri yakından tanıyor ve bütün alanlarda işbirliği yapıyordur. Muasır Azerbaycan devleti Haydar Aliyev`in emanetidir ve halkımız bu ender şahsiyeti kalbinde ve ruhunda daima yaşatacaktır.

Türk Dünyasının birliği önemlidir, dünyada yaşayan 350 milyon Türkler er ya gec birleşmeliler, bir bütün olduğumuzda hiçbir yabancı ülke dahili işlerimize karışamaz. Bunun için öncelikle ülke dahilinde ve haricinde yaşayan  soydaşlarımızın ve vatan evlatlarının bağımsız Azerbaycan’la ilişkilerinin pekişmesine, dünya Azerbaycan’lıları arasında birliğin, kardeşliğin sağlam olmasını sağlıyordu. Onun varisi, Sayın, İlham Aliyev’in şahsi gayretleri, aklı, kemali sayesinde 2001 yılı Kasım ayında Bakü’de Dünya Azerbaycanlıların I. Kurultayı teşkil olundu.

EL GÜCÜ, SEL GÜCÜ

Azerbaycan topraklarının beşte birini işgal etmiş Ermeni teröristlerinin vahşiliklerini Sayın, İlham Aliyev Dünya siyasilerinin ve insanlarının dikkatine götürmüş oldu. BM Güvenlik Konseyinin 1993 yılında almış olduğu dört karara uymayan Ermenistan, işgalci devlet olarak  kayıtlara geçmiştir. İleri düzeyde pekişmiş Siyaset ve Devlet adamı, Sayın, İlham Aliyev`in garetleri sayesinde muzaffer Ordumuz, 30 yıl düşman işgalindeki topraklarımızı 44 günlük Savaş sonucunda işgalden ebediyen azad etmiştir.

Yolumuz dünyevi Devlet yaratmak yoludur, hak yoludur, uygarlığa kavuşmak yoludur, ekonominin yükselişi, halkımızın mutluluğu için birleşme yoludur. Bu yol bizi kıymetli Cumhurbaşkanımız, siyaset arenasında parlayan yıldız, Sayın, İlham Aliyev’in etrafında simsiki birleşmeye götürmüştür. Buna göre bütün aydınlarımıza, sağ duyulu çağdaş  soydaşlarımıza buradan bin-bin teşekkür ediyorum!

Aziz kardeşlerim! Azerbaycan’ın mutlu geleceği için, halkımızın yükselişi, gelecek torunlarımızın mutlu yaşamaları için, topraklarımızı ileride de savunmamız için sımsıkı Sayın, İlham Aliyev`in etrafında sımsıkı birleşelim, tek bir yumruk olarak Sayın, Cumburbaşkanımızın etrafında ebediyen kenetlenelim, diyorum. Çünkü güç birliktedir, başarı birliktedir, zafer birliktedir! Eğer halkımız tek yumruk olup, Sayın, İlham Aliyev`in etrafında kenetlenmiş olmasaydı, eğer kardeş Türkiye Cumhurbaşkanı, Sayın, Recep Tayyip Erdoğan`ın denetiminde Türkiye Silahlı Kuvvetleri sırtını arkamıza dayayarak tüm gücüyle yanımızda yer almasaydı, o zaman Azerbaycan olarak tekbaşına topraklarımızı zalim Ermeni düşmanlarının elinden alamazdık. Çünkü asi ve vandal Ermenilerin arkasında yurtdışındaki Ermeni Diasporası ve Batının ikiyüzlü hain devletleri duruyor.

AZERBAYCAN-TÜRKİYE KARDEŞLİĞİNİN TARİHİ ZAFERİ

Hala 1918 yılında Nuri Paşanın Başkanlığında Osmanlı Ordusu kardeş Azerbaycan topraklarına geldi. Nuri Paşa önce Gence`de Ermeni silahlı çeteleri meydana topladı ve şöyle demiştir:

-Sizleri öldürmek istemiyoruz. Silahlarınızı teslim edin ve Kardeş Azerbaycan topraklarından çekilin gidin… Gitmeseniz hepinizi öldüreceyiz! - Ermeni çeteleri hemen silahları teslim ettiler, çekilip toz oldular… Bakü`de ciddi çatışmalar yaşandı ve  Ermeniler silahlarıyla Güneye, İran topraklatrına doğru çekilmişler, yok olmuşlar… Fakat yol boyunca önlerine çıkan kadın, yaşlı, coçukları, hatta iri baş hayvanları bile acımasızca, vahşice öldürmüşler…Ağır çatışmalar sonucunda Salyan, Neftçala, Masallı, Lenkeran ve Astara`da, İl ve köylerde, kasabalarda pek çok insanlar öldürüldüler ve ya sakat kaldılar…

Bu Ermeniler gerçekten de vahşi, acımasız, vandal ve nankörler… Sovyetler zamanında, yani 1988 yılına dek - elektrik ve gazı onlara bedavaya vermişiz. Parasını bile istemedik… Ama Garabağ`da, özellikle Hocalı`da 1988-1992 yıllarında insanlarımıza vahçice soykırım yaptılar… Bu Hayları Hindistan topraklarından bir zaman neden kovmuşlar, biliyor musunuz? Neden mi? Çünkü hırsızlar, acımasızlar, iyiliği anlayamazlar, daha önemlisi nankörler – buna göre…

“TEK MİLLET, İKİ DEVLET”-HAYDAR ALİYEV!

Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin azad ettikleri yedi İlde – köy ve kasabalarda, İlçelerde tek bir sağlam bina göremezsiniz. Yakmışlar, dağıtmışlar, harabeye çevirmişler. Bunu yapanlar insan olamazlar… Bunu yapanlar vandallar, vahşiler, insan bile değiller. Şuşa kentinde binaları az yakmışlar, çünkü orada düşman askerleri yaşamışlar…

Şimdi Şuşa Dünya Kültür Kenti ilan olunmuşdur. Ben Şuşaya iki defa gitmişimdir. Çevresindeki muazzam tabiat insanı büyüluyor adeta. Cıdır düzü, Dağlar, yeşillikler bir Cennettir… Şuşa - Garabağ Bölgesinin dövünen kalbi sayılıyor. Doğal tabiatıyla, muazzam güzelliğiyle, insanı büyülüyor, hayran bırakıyor…

Evet, kardeş Türkiye`nin bizzat yardımlarıyla, manevi ve silahlı gücü sayesinde, Şanlı Ordumuz, Muzaffer Silahlı Kuvvetlerimizin Baş Komutanı, Sayın, İlham Aliyev’in olaganüstü birikimi, gayretlerı sayesinde ezeli topraklarımız vandal düşmanın igalinden ebediyen azad edilmişdir. Ulu Önder, Haydar Aliyev’in ruhu şad olsun ki, İlham gibi cesur, deneyimli evladını kendi yerine oturttu!!! Bu tarihi zaferde Haydar Aliyev’in büyük zahmeti, emeği olmuştur... Tekrar ediyorum – Türkler, tarih boyunca hep topraklarını yitirmişler. Ama ilk defa Azerbaycan Türkleri ezeli ve tarihi topraklarımızı geri ala bilmiştir. Bu zaferimizi kutlamalıyız. Evet, yeyip-içmekle değil elbette! Yazarak Şanlı zaferimizi dünya halklarına anlatmalı …ve anlatmalıyız. Her fırsatta, her imkandan yararlanarak Şanlı Ordumuzun bu tarıhı zaferini dünya insanlarına anlatmamız, anlatmamız, anlatmamız lazım…

Buradan Türkiye Genel Kurmay Başkanına, Silahlı Kuvvetlerine, Mehmetciklere ve başta, Cumhurbaşkanı, Sayın, Recep T. Erdoğan’a bin-bin teşekkürler diliyorum. Tanrı sizleri korusun, diyorum.

Tanrı Dünyadaki tüm Türkleri ve Büyük Atatürk`ün Şah eseri sayılan, “Türkiye Cumhuriyeti”ni korusun, diyorum.

Yaşasın Azerbaycan-Türkiye kardeşliği!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Eflatun Neimetzade Arşivi