Uğur Böceği

Uğur Böceği

İz peşinde

İz peşinde

‘‘Hey! Bozi nereye gitti bu insanlar.’’ Bozi şaşkın şaşkın sağa sola bakarak devasa binaların arasında hiç insan göremiyordu. Güneş doğmak üzereydi. Normalde koskoca şehirde bu saatte bile olsa insanlar olurdu. Bozi biraz isyan eder gibi homurdandı. ‘‘Hey! Bozi sana soruyorum. Beni duyuyor musun?’’  Bozi biraz daha homurdanarak koca kafasını salladı. Arkasına dönüp Pofuduk ayıyı silkeledi. ‘‘Ben ne bileyim. Bu insanların işine akıl sır ermiyor.’’ Pofuduk ayı başını öteye beriye sallayarak ‘‘haklısın galiba,’’ dedikten sonra korkuyla irkildi. ‘‘Saklan, saklan bak polis arabası geliyor.’’ Bozi ve Pofuduk ayı kendilerini iki bina arasına zar zor atmışlardı. Polislerde sanki onları izliyormuşçasına tam onlara çok yakın bir yerde durdular. Üç arkadaş arabadan indiler. Polis Hasan ‘‘arkadaşlar duydunuz mu? Norveç’te geyikler sokağa inmişler. Caddelerde, sokaklarda fink atıyorlarmış.’’ Bu arada konuşmaları duyan Pofuduk ‘‘Vay anasına! Bir tek biz şehre indik sanıyordum. Norveç buraya yakın mı Bozi.’’ Bozi hemen Pofuduk ayının ağzını kapatırken Hasan uykusuzluktan sersemlemiş görev arkadaşı Halil İbrahim’e ‘‘bir şey mi dedin sen?’’ Halil İbrahim ‘‘yok bir şey demedim.’’ Hasan gülerek ‘‘zaten kulağıma sanki ayı homurtusu gibi bir şey gibi geldi.’’ Hasan’ın bu sözüne Mete çok gülmüştü. Halil İbrahim zorlu gece nöbetinin verdiği, mahmurluktan sıyrılmışçasına ‘‘bir ayı olmadığımız kalmıştı. Sayende ayı gibi homurdanıyormuşum. Ha hah ha güleyim bari de boşa gitmesin. Bu arada Mete güldüğünü görmedim sanma sakın. Bunun hesabını elbet bir gün sorarım sana.’’ Pofuduk yine homurdanmıştı. Halil İbrahim Hasan’a ‘‘bak şimdi de sen ayı gibi homurdandın.’’ Deyince Mete yine güldü. Başlarının derde gireceğini düşünen Bozi, Pofuduk ayının kolundan tuttuğu gibi bulundukları aralıktan sessizce ama seri bir şekilde kaçmaya başladılar. Bu ara Hasan ‘‘ben homurdanmadım ama senin uykun gelmiş sanırım.  Birazdan nöbeti değiştireceğiz. Şu Korona virüs belası gitse de millet huzurluca sokağa çıksa. O zaman zaten yasak biter. Mete dilini mi yuttun kıkır kıkır gülüyorsun.’’ Mete ‘‘Halinize gülüyorum. Sabahtan beri bir ayı meselesi tutturdunuz. Sanki Bursa’yı ayılar bastı.’’  O ara üç polis arkadaş arabaya bindiler. Nöbeti devretmeden önce şehri son kez kolaçan etmek harekete geçtiler. Az ilerden dönüp yeniden turlamaya başladılar. Halil İbrahim birden ‘‘ayı, ayı’’ demeye başladı. Hasan ‘‘Halüsinasyon mu görüyorsun, ne ayısı’’  Mete yine kahkahayı bastı. Halil İbrahim heyecanlı, heyecanlı ‘‘sahiden ayı’’ o ara dili dolaşmış bir şekilde ‘‘sahiden, sahi’’ dedi. Hasan kıkırdayarak ‘‘hani nerede, sahiden sahi öylemi’’ derken tamda ayılar önlerine çıkmıştı. Hasan, Mete’ye  ‘‘frene bas ayılara çarpacağız’’ der demez, Mete frene bastı. Araba durdu. Bozi ise Pofuduk’un elinden tutarak Uludağ’a doğru kaçmaya başladılar. Mete ‘‘ne yapacağız şimdi. Hay Allah!’’ Hasan ‘‘Elbette ayıları geriden takip edeceğiz. Zaten sokaklar bomboş. Uludağ’a çıkana kadar umarım kimseye zarar vermeden gitmelerini sağlayacağız. Ancak tedbiri elden bırakmayalım. Merkeze bilgi verelim.’’  Hasan telsizi eline alıp polis merkezine haber verdi. Ayıların dağa rahat çıkabilmeleri için birkaç ekip istedi. Ekipler takibe dâhil olunca bir ara Hasan, Mete’yi açık olan bir fırının önünde durdurup epeyce ekmek aldılar. Ekmekleri üç arkadaş hemen arabanın bagajına koydular. Ayıların gittiği yeri diğer ekiplerle birlikte organize olarak takip ettiler. Sıcak ekmekleri ayıların muhtemelen gidiş yolu üzerine Uludağ’ın yamaçlarında uygun bir yere bıraktılar. Arabayla oradan biraz uzaklaşıp ayıları uzaktan takip ettiler. Bu ara çok yorulan Bozi ve Pofuduk sıcak ekmek kokusunu alınca ekmeklere doğru yöneldiler. Ekmekleri iki ayrı noktaya koyan Hasan’a Mete ‘‘neden ayrı ayrı yerlere koydun’’ deyince Hasan’da ‘‘biri bir taraftakini diğeri öteki taraftakini yer kavga etmezler’’ dedi. Ayılar ekmeklerini yedikten sonra bir homurtu sesi geldi. İki ayı karınlarını doyurmuş ellerini havaya kaldırıp sanki Hasan ve arkadaşlarına teşekkür ediyorlardı. Üç güzide polisimiz birbirine gülümsedi. Uludağ’dan biraz aşağı indiklerinde ise bir homurtu sesi yine geldi. Sesi Hasan’ın yanındaki Mete yapmıştı. Üç arkadaş kahkahalarla gülmeye başladılar. Sonra hep bir ağızdan ayıları taklit ederek homurdandılar. Rutin başlayan nöbetleri ayılarla şenlenmişti.

Uğur Böceğiniz diyor ki!

Biz insanların boşalttığı alanları vahşi hayvanlar dolduruyor. Bugün Norveç'te geyikler, Bursa’da ayıların gezdiğini medyada gördüm. Hatta İstanbul Galata"ya da yunuslar gelmiş. Aslında çoğu zaman biz insanoğlu onların yaşam alanlarını gasp ediyoruz. Doğal yaşam hepsinden güzel aslında korona virüs sebebiyle köylere gidenler köyün güzelliklerini yaşıyorlar. Ancak virüs tehlikesi geçince çoğu şehre dönecek.

Bu arada Korona virüsünden kurtulana kadar kendinizi, ailenizi ve çevrenizi koruyun. Kurallara uyalım lütfen. Evde kalalım, sağlıklı olalım dimi ya!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Uğur Böceği Arşivi