Sefer Aşır Eraslan

Sefer Aşır Eraslan

Soykırım yalanı

Soykırım yalanı

Dünyanın bir numaralı çetesi ABD’nin devlet Joe Biden başkanı her yıl “öyle mi söyleyecek böyle mi” laflarının arasında bu yıl seçim zamanında söylediği gibi “soykırım” kelimesini kullandı. Bunu aylarca cevap vermediği kutlamanın dönüşünü de bu güne denk getirerek yaptı. Ayrıca İstanbul için “Konstantinepolis” dedi. Artık nasıl bir tabir kullanacakları merak konusu olmaktan çıktı. Bu sebeple hem Ermeni’ye hem de Yunan’a arka çıktığını, taraf olduğunu gösterdi.

Soykırım hakkında konuşan sözde aydınlar, televizyonların kadrolu baykuşları “Ermenilerin ne kadar mülayim insanlar” olduklarını anlattılar. Bazıları da “artık kabul edelim” noktasına gelip ahkam kestiler. Hiç birisi o şahit olmadığımız, yüz yıldan fazla bir zamanda olanları anlatırken, daha otuz yıl evvel Karabağ’da Şuşa ve Hocalı katliamını söylemekten imtina ettiler.

Hadi PKK, HDP tarafını anlıyoruz da sırf kendilerini içinde bulundukları çıkmazda kurtarmak için ilerici devrimci kılığında göstermek isteyenlere ne demeli? Bir üniversite öğrencisi kızın eski Ermanistan devlet başkanı Sarkisyan’a sorduğu “Karabağ’ı aldınız ancak Nahcivan’ı ne zaman alacaksınız” sorusuna verdiği cevabı “Biz Karabağ’ı aldık siz de çalışın Nahcivan’ı alın” demesine hiç kimse temas etmedi. Niyet belli.

SSR döneminde yani Sovyetler zamanında “halkların dostluğu” esasına dayandığı söylenen sistemde pek çok metro istasyonuna adını veren bu halkların dostluğu orada yaşayan Türkleri uyutmak kandırmak üzerine inşa edilmiş bir kandırmacaydı. Aynı üniversitede çalıştığımız aynı mahallede oturduğumuz Ermeni karı koca her karşılaşmamızda “komşu Van’ı ve Ararat’ı ne zaman vereceksiniz?” sorusunu sormayı yeni mi öğrendi yoksa eskiden beri var olan bir düşmanlığın neticesi mi? Elbette cevabımız hazırdı. Siz 1900 yılının haritasını getirin görelim kim kimden nereyi alacak görürüz “cevabımızdan korkup “istemiyoruz sen elimizden Erivan’ı da alacaksın” cevabını vermişlerdi.” Şol Revan’da balam kaldı” türküsü hala söylenen bir acının neticesinde ortaya çıkmıştır.

İçimizdeki satılmışlar olmasa dışarıdaki düşmanın cevabı kolay amma önce bunlara daha fazla müsamaha gösterilmemelidir. Her yıl Talat Paşa’nın şehit edilişinin yıldönümünde büyük törenler düzenlenmelidir. Böylece Garo Paylan’lar paylarına düşeni almalıdırlar.

Devam edecek olan bu yazının ileriki sayılarında ABD’nin müttefik değil düşman oluşunu anlatacağım…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sefer Aşır Eraslan Arşivi