Sefer Aşır Eraslan

Sefer Aşır Eraslan

VİP Hac

VİP Hac

Süper hac hizmeti. En lüks sınıfta haccetmek… Diyanet İşleri Başkanı, hac sezonunda Devlet Bey’e  “VİP HAC” teklifi etmiş. Devlet Bahçeli Bey de arkadaşlarına dahi sorma ihtiyacı duymadan reddetmiş. Ne güzel etmiş. Keşke diğer bir bahane ile bedavadan hac yolunu tutanlar da böylesine ilkeli olabilselerdi. Tahminim cami yapımına bu işlerden artan epeyce bir kaynak olurdu.

Diyanet Vakfı eski genel müdür yardımcılarından bir arkadaş vakfın gelirleri ile alakalı şunları anlatmıştı. Önce bana “Hocam haydi tahmin et bakalım. Diyanet Vakfı’nın gelirlerinin çoğu nereden? diye sordu. Kurban bağışları, Cuma cami çıkışlarındaki toplananlar ve varlıklı insanların bağışı demiştim de “evet onlar da var ama onlar bir yekün teşkil etmez. En büyük gelir kalemi hacılardan kesilen paralardır” demişti. Demek çok daha ucuza haccetmek imkan dahilinde. Keşke kesilenlerin tamamını hayrı hizmetler ve cami yapımı ile yurt dışı faaliyetlere harcansa. Vakıf kesinden 40 defa hacca, 30 defa umreye gittiğini “övünerek” söyleyen adama ne denir bilmem. Kasap olmadığı halde o kontenjandan gidenlerin, irşad hizmeti için gidenlerin, Suudi hastanelerinde inceleme bahanesiyle gidenler… Haddi hesabı yok. Diğer doktor hemşire sağlık memuru olarak gidenler vazifelerini yaptıkları için onlara için olumsuz bir durum yok.

Eski Diyanet İşleri Başkanlarından birisi teftiş kurulunda görevli, alevi araştırmaları ile meşhur bir arkadaşı çağırmış.

-Sen Hacıbektaş alevilerini iyi tanırsın. Onlar da özellikle dedeler de seni severler. Hacıbektaş dedesi ile hanımını vakfın kesesinden hacca götürelim. Git bu teklifi kendilerine söyle.

Arkadaş tamam demiş gitmiş Hacıbektaş dedesinin yanına.

-“Sizi ve eşinizi vakfın kesesinden hacca götürmek istiyoruz. Kabul ederseniz bu yıl götürmek arzusundayız.

Dede efendi şöyle demiş:

-Kimin kesesinden olacak bir daha söyler misiniz?

-Diyanet Vakfının kesesinden.

-Peki bu paraları kimden, nereden alıyorsunuz?

-Hacılardan alıyoruz.

-Peki onlara sordunuz mu? Senin paranla Hacı Bektaş dedesini ve hanımını da hacca götüreceğiz. Ne dediler izin verdiler mi?

Yok izin almadık söylemedik. Ama vakfın kasasında bu para.

-Olmaz! Olmaz! Kabul edemeyiz. Şayet bizim kendi paramızla götürürseniz olur. Onu da hanımdan sorayım. 50 öğrenciye burs veriyoruz. Bütçe müsait ise sizi ararım. Biz elimiz terleyerek kazanmadığımız parayı haram kabul ederiz. Çocuklara tavsiyemiz de eliniz terleyerek kazandığınız para sizindir, helal paradır” deriz. Diğerlerine el sürmeyiniz.

Hoca efendi gelir başkan beye durumu anlatır. Başkanın cevabı ise, “bizim müftülerin bu dededen ders alacakları çok şey var” demiş. “Birbirini kıran, ispiyonlayan müftülerin daha çok ders almaları gerekir” der.

Bu konuda o kadar çok anlatılan var ki en güzeli burada bırakalım. Ders alalım Devlet Bey’den ve bu dede efendiden. Kendi paranızla gitmişseniz haccınız mübarek olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sefer Aşır Eraslan Arşivi