Asım Atabey

Asım Atabey

Yazmasam mı diye çok düşündüm

Yazmasam mı diye çok düşündüm

Bu vatan bizim. Sınırlarımızı korumak kadar, her zerre toprağını da korumak görevimizdir. Yapılan hataların ve yanlışlıkların acısı, zaman içinde kendini gösterir. İşte o zaman iş işten geçmiş olur. Sakın altın karşıtı olduğumu düşünmeyin. Ancak altın üretiminde çok hassas ve çok dikkatli olmalıyız. Çünkü altın üretiminde kullanılan ana madde siyanürdür. Siyanür zehir demektir. Zehir ise ölümlerin öldürmelerin birinci silahıdır. 

Altın cevheri toprakla karışık bulunur. Ülkemizde pek çok yerde altın cevherinin bulunduğu alanlar vardır. Şirketler yurdumuzda altın arama isteklerinde bulunur. Arama ruhsatları alır. Üretim yapılır. Benim aklıma yatmayan durum şudur. Değerli okuyucular. Bir ton altın cevherinin bulunduğu toprak, işlendiği zaman ortalama on gram altın elde ediliyormuş. On ton topraktan yüz gram altın üretiliyor. Ne demek on top toprak? On ton toprak, bir kamyon toprak demektir. Bir kilo altın üretimi demek, kaç ton toprak işlendi? 30 ton altın için kaç ton toprak işlendi?

Bu yıl ülkemizde altın üretimi otuz ton diyorlar. Otuz ton üretim demek üç bin ton toprak demektir. Üç bin ton toprak altın üretiminde kullanıldığı için ve siyanürlü olduğu için bu toprak uzun seneler zehrini yok edemiyor. Bu siyanürlü topraklarda ürün yetiştirilemiyor. Bu topraklar üzerinde olan sular kullanılamıyor. Bu topraklar altında yer altı suları da zehirli oluyor. Bu topraklar üzerinde meyve ağaçları yetişmiyor. Bu topraklar üzerindeki suları içen börtü böcek ölüyor. Kurt kuş ölüyor. 

Yabancı sermaye diye yöneticilerimiz yanıp tutuşuyor. Onlarda davet üzerine geliyorlar. Yöneticilerimiz de seviniyor. Gelen şirketler ne yapıyor? Topraklarımızı zehirliyorlar. Ürettikleri altınları memleketlerine götürüyorlar. Anlaşmaların içeriği neyse ben bilmiyorum. Ancak yabancı şirketler ürettikleri altının bir miktarını bize veriyorlar. Çoğunu alıp götürüyorlar. Üretim sahasında altın cevheri tükenince de zehrini bize bırakıyorlar. Aslında üretimde kullanılan topraklar toplama havuzlarına alınıyor. Orada depo ediliyor. Bu işlem sırasında olabilecek bir hata ve bu havzanın önünde olan tarım arazilerimize telafisi imkânsız zararlar açıyor.

Kimi zaman doğal afetler olabiliyor. Toplama havuzlarının üzerine bol yağış oldu. Yağışları havuzlar almadı. Ve toprak taşkınları meydana geldi. Ne olacak bizim tarım arazilerimiz. Siyanürlendi. Topraklarımız zehirlendi. Bu elimizde olmayan nedenlerle tarım topraklarımız zehirlendi. Elli sene, yüz sene sonra gelecek nesillerimizin hali ne olacak? Atalarımızın kanıyla bize emanet edilen vatanımızı, biz gelecek nesillerimize nasıl bırakacağız? Altın uğruna bu güzelim vatanımız ve güzelim çok verimli topraklarımız onların insanca yaşamalarına yetmeyecektir. 

Bizim altın kadar kıymetli zeytinlerimiz var. Zeytinden zeytinyağı elde edilir. Rengi altın sarısıdır. Eğer istenirse zeytinyağımızdan elde edeceğimiz paralar, altından elde edeceğimiz paradan daha çok olabilir. Bir kere zeytin fidanını dikip, ürün verir yaşa gelince ve bu ağaçtan zeytin ve zeytinyağı elde edilmeye başlanınca, bu iş tam bin yıl aralıksız ürün elde edilmeye ve zeytinyağı üretilmeye devam edilir. Zeytin ağaçlarının toprağı zehirleme tehlikesi var mı? Yok. Böyle bir tehlike yok. Zeytin ağaçları on binlerce insanımıza iş alanı olur mu? Evet. İnsanlarımıza iş alanı olur. 

Öyleyse kaz dağlarında köylülerimiz altın madeni işletmelerine karşı çıkıyorlar. Dağlarımız üzerinde zeytin ağaçlarımızı keserek ve toprak katliamı yapılarak altın üretimini durduralım.  Zeytinlerimizin kesilmesine engel olalım. Boş alanlar varsa, oraları da zeytin ağaçlarıyla dolduralım. Zeytinliklerimiz altın yerine koyalım. Havamızı bu ağaçlar sayesinde koruyalım. Ağaçlar sayesinde sularımız zenginleşir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Asım Atabey Arşivi