Bozkırın Tezenesi gönül telimizi havalandırdı gitti

Halk Müziği Sanatçısı Nuran Taş, “Sanat ve sanatçılık üzerine kafa yoranlar, öyle olduğunu sananlar ya da gerçekten öyle olanlar, bence Neşet Ertaş'ın...

Bozkırın Tezenesi gönül telimizi havalandırdı gitti
Yayınlanma:
Güncelleme:

Halk Müziği Sanatçısı Nuran Taş, “Sanat ve sanatçılık üzerine kafa yoranlar, öyle olduğunu sananlar ya da gerçekten öyle olanlar, bence Neşet Ertaş'ın ölümüyle bir kez daha düşünmeliler, ben ne yapıyorum diye. Toplumun her kesimini etkileyen nasıl engin bir insan sevgisi olduğuna kafa yormalılar örneğin. Alçak gönüllülüğüne de. Azıcık alkışla, sevilmeyle, ego ve kibrin yumağında debelenenler düşünmeliler bence” diyor. Bilmeyenlere, duymayanlara selâm olsun… Burası Kırşehir: Eğitim ve Kültürde marka şehir: Kırşehir… Gönül dostları, şairler, yazarlar ve Ahiler diyarının başkentidir: Kırşehir… Rabb’im bu şirin kentimizin canlı-cansız her bir nesnesini-tabir caizse-bir mozaik desenleri gibi müstesna süslemiş. Şık, güzel, güzîde güzellikler, özellikler… Bu günkü röportajımın konuğu ses sanatçısı, yorumcu, emin ve ehil adımlarla başarı basamaklarını tırmanan kültür gönüllüsü bir yıldız… Zamanı geliyor artık, başlarda taç edeceğimiz, gönüllerde sultan olarak taht kuracağına içtenlikle inandığım, ilmi misyon ve vizyonla donanımlı bir cici hanımefendi. Huzurunuza getiriyorum ve üstün saygıyla takdim edip, sizlere tanıtmak istiyorum: Sevgili Nuran Taş buyurunuz efendim! *Duran Erdoğan: Nuran TAŞ kimdir? Kısa özgeçmiş lütfen! *Nuran Taş: Mucur-Kırşehir 26 Ocak 1962 doğumluyum. Üniversite yıllarımdan beri Ankara'da yaşıyorum. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri mezunuyum. Bilgisayar programcısı devamında ise Sistem Analisti olarak bir bankanın otomasyon biriminde görev yaptım. Müzik çalışmalarımı iş hayatımla birlikte yürüttüm. Bir albüm çalışmam var, adı, “Doğarcasına”. İki türkülük single çalışmam var. Şimdilerde hayatımda sadece müzik var. Evliyim. Orta derecede İngilizce biliyorum. *Duran Erdoğan: Mûsikî zevkinizi, sanat ve türkü söylemek üzerine düşüncelerinizi öğrenerek konuya girmek istiyorum? *Nuran Taş: Sanat; dünyayı anlama, bilme çabasının yanı sıra, onu anlamlı kılma etkinliğidir aynı zamanda. Bir arayıştır, iyiye, doğruya, güzele, estetik olana ulaşma çabası. Böyle dertleri olan ve bu amaçla üreten kişilere de sanatçı diyoruz. Sanatçılar, hayata-insana dair ne varsa, her tür duygu, düşünce ve kavramı nasıl algılıyorsa onu kendi benliğinde dönüştürdükten sonra edebiyat, resim, müzik aracılığıyla dışa yansıtmaya çalışır. Nasıl küçük bir çocuk duygularını en masum en temiz haliyle yaşarsa, sanatçı da öyle yaşar.  Onun içinde o çocuk hep vardır ve inatla onu korumaya çabalar. Sanatçı yüreği, hem dıştan gelen zorlamalara karşı kalın bir zırh oluşturabilmeli,  hem de en hassas duyguları algılayabilecek kadar şeffaf ve geçirgen olmalı bana göre. Aslında yaratıcılık da bir anlamda bu ikisi arasındaki gerilimden ve çelişkiden doğar. Tüm sanat dalları arasında beni en çok etkileyen tür müzik, müzik türleri içinde de en çok etkileyeni halk müziğidir diyebilirim. Daha geniş ve doğru bir tanımlama ile Anadolu Müziği. Binlerce yıllık Anadolu kültürünün mirası olan türkülere olağanüstü saygı ve sevgi duymam nedeniyle bu konuda kendimi geliştirmek adına farklı dönemlerde birçok dersler aldım. Türkü söylemeyi çok seviyorum demek yeterli olmaz. Kendimi var edebildiğim bir alan. Türkü söylemenin duygusal boyutu dışında bir de düşünsel ve evrensel boyutu var ki bu alanla da çok ilgiliyim. Sözlerdeki felsefi derinliğe kafa yormak gerekiyor. Çağımız insanı hızlı hareket edip hızlı yaşıyor. Hızla yaşa, çok tüket. Kimselerin durup düşünmeye zamanı yok gibi. Oysa sadece türkülerde soluklanıp, oradaki sözlere kulak verdiğimizde bile hayatın aslında bu kadar da sığ olmadığını fark ediyoruz. Müzik dinleme alanım oldukça geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Her tür müziği severek dinlerim. Klasik müzik, sanat müziği, arabesk, popüler müzik. Müziğin hangi alanında olursanız olun eğer yorumcuysanız her tür müzik dinlenmeli. Dağarcık ne kadar zengin olursa o kadar iyidir. Önemli olan taklide düşmemek. Kendi sesinizi, yorumunuzu, kimliğinizi bulmak önemli, hiç kimseye benzememeli. *Duran Erdoğan: Sanatçı perspektifinden bakarsak; Üstat Neşet Ertaş’la ilgili düşüncelerinizi alabilir miyim? *Nuran Taş: Onu kaybettiğimizde şöyle bir not düşmüştüm; Neşet Ertaş, gönlümüzdekileri diliyle, teliyle, havalandırdı ve gitti. Kendi deyimiyle “yoruldu” gitti. Sanat ve sanatçılık üzerine kafa yoranlar, öyle olduğunu sananlar ya da gerçekten öyle olanlar, bence Neşet Ertaş'ın ölümüyle bir kez daha düşünmeliler, ben ne yapıyorum diye. Toplumun her kesimini etkileyen nasıl engin bir insan sevgisi olduğuna kafa yormalılar örneğin. Alçak gönüllülüğüne de. Azıcık alkışla, sevilmeyle, ego ve kibrin yumağında debelenenler düşünmeliler bence. Daha on sekizinde söylediği bozlağı dinledim dün, nasıl bir acı, nasıl bir hissetmedir ki hayata dair, öyle bir çığlık atabilmiş. Yıllarca o çığlığını duyurmaya çalışıp, çalıp, söyledi aynı duyarlılıkla. Tüm “gerçek sanatçılar” gibi onu da sonsuzluğa uğurluyoruz bugün. Sazının, sözünün sesi kulaklarımızda, yüreklerimizde. *Duran Erdoğan: Bestelenmiş eserleriniz var mı? *Nuran Taş: Sözü, müziği bana ait çalışmalarım var. İlk albümümde  “Özlemin Adı” şarkısının sözleri bana ait. Aslında bestesi de bana ait ama albümde farklı bir beste kullandık. Bunun dışında henüz ortaya çıkmamış çalışmalarım da var. *Duran Erdoğan: Şiir-edebiyat-güzel sanatlarla ilgili olduğunuz belli. Eserlerinizin isimleri? *Nuran Taş: Edebiyata çok yakın hissediyorum. Çok yoğun olmasa da şiir yazıyorum çocukluk yıllarımdan beri. Her dönemime ait şiirlerim var. Bunlardan bazıları edebiyat dergilerinde yayımlanmıştır. Hatta bir şiirime (Ateş) beste ve görüntü çalışması da yapıldı. Şu anda internet ortamında izleniyor ve dinleniyor. *Duran Erdoğan: Hiç ödül aldınız mı? *Nuran Taş: Şiir ya da müzik alanında böyle bir başvurum olmadı. Madem tüm hayatımız söz konusu. Ortaokul son sınıfta katıldığım şiir okuma yarışmasında birinci olmuştum ve hediye edilen O. Veli Kanık’ın şiir kitabını gözüm gibi saklarım. *Duran Erdoğan: Bir fıkra anlat dersem ne anlatırsınız? *Nuran Taş: Temel otoyolda ters yöne girer. Bunu gören trafik polisi, sürücüleri uyarmak için radyodan anons yaptırır. Bu arada ters yolda ilerleyen Temel de radyo dinlemektedir. Polis radyodan, lütfen dikkat, ters yönde ilerleyen bir araç var! Temel bağırır, ne bir tanesi, hepsi hepsi. *Duran Erdoğan: Olmazsa olmaz özel zevkleriniz, prensipleriniz, kurallarınız var mı? *Nuran Taş: Kuralcılıkla, ilkelilik arasındaki ince çizgiyi fark etmek gerekiyor. Çok katı kurallarım yok, uyumlu bir insanım. Ama ilkelerim var. İnsan ilişkilerinde, hayatla olan ilişkimde de bu ilkelerimden pek ödün vermem. Gündelik hayatta ise çay olmazsa olmazım, müzik dinlemek, kitap okumak da öyle. *Duran Erdoğan: “Mucurluysan geç yukarı!” deyimini irdeler misiniz? *Nuran Taş: Genel kullanımda, biraz ayrıcalıklı olmayı istemeye gönderme yapılsa da aslında Mucur insanının saygınlığına dair anlatılan bir hikaye diye biliyorum. *Duran Erdoğan: “Pekmez akıllı Kırşehirli sözünü duydunuz mu”? Ne dersiniz? *Nuran Taş: Aynı şekilde, farklı bir gönderme var ama bence pratik zekâyı ve aklı çağrıştıran bir hikâyesi vardır diye düşünüyorum. *Duran Erdoğan: Doğal mısınız? Aynaya bakınca kendinizi nasıl buluyorsunuz?  *Nuran Taş: Evet oldukça doğal ve kendimle barışık bir insanım. Aynaya baktığımda karşımda iyi bir insan görüyorum. *Duran Erdoğan: Hayvan ve tabiat, toprak-ağaç-çiçek sevginiz? *Nuran Taş: Tüm canlıları seviyorum. Ama ağaç sevgim bir başka… “Ağaçlar toprağın göğe yazdığı şiirlerdir” demiş ya Halil Cibran, bana da öyle geliyor, şiir gibi… *Duran Erdoğan: En sevdiğiniz yemek-şair-yazar-coğrafi bölge? *Nuran Taş: Kahvaltıyı çok severim, severek yediğim yemek çok, ayıramadım. Şairler başta Nazım Hikmet, Edip Cansever, Yılmaz Odabaşı, Ahmet Erhan… diye devam eder… Sevdiğim yazar da çok ama bir dönem İnci Aral’ın tüm kitaplarını çok severek okudum. Tabii ki önce kendi memleketim, bir de Karadeniz’in yeşilini çok sevmiştim… *Duran Erdoğan: En son okuduğunuz kitap? *Nuran Taş: Mario Levi’nin “Bu Oyunda Gitmek Vardı”. *Duran Erdoğan: İçki-sigara, alkol ve sair bağımlılıklar, var mı? Ne dersiniz? *Nuran Taş: Tek bağımlılığım çay, onun dışında hiç biri yok. Tam tersine sağlıklı yaşam konusuna ilgi duyan biriyim. Fiziksel ve ruhsal sağlık iyileşme adına yoga ve benzeri çalışmalar yapıyorum. *Duran Erdoğan: Sizce internet-akıllı telefon-televizyon nedir ne değildir? Faydalı mı? Zararlı mı? *Nuran Taş: Çağımızın dinamik dünyasında tüm bunları yadsımak mümkün değil, tabiki kullanılmalı ama kullanım amacınız önemli. Şimdilerde elinden cep telefonu düşmeyen bir gençlik var, gerçek dünyadan kopuk, sanal bir alemde bağımlı olarak yaşamak hiç de sağlıklı değil. İnternet de öyle… Kendi adıma, çok faydalanıyorum… Kültürel, sanatsal olayları, konuyla ilgili kişi ve etkinlikleri izlemek adına aktif olarak kullanıyorum. Televizyon da hayatın vazgeçilmezlerinden ama belli bir saatin üzerinde izlemenin, düşünmeye ve yorum yapmaya ket vurduğunu düşünüyorum. *Duran Erdoğan: Sporla aranız nasıl, hangi takıma ilgi duyarsınız? *Nuran Taş:  Yürümeyi seviyorum.  Bedeni çok yoran sporlara ilgi duymuyorum. Futbolla da ilgilenmiyorum ama Milli Maçlarda izlemişliğim vardır. Spor değil ama yoga yapıyorum. *Duran Erdoğan: Samimiyet ve öfke denilince ne anlatırsınız? *Nuran Taş: Samimiyet benim için en önemli insani değer, çevremde öyle insanlar görmek isterim. Bu yaptığınız işe de doğrudan yansır. Öfke duygusal bir tepki ama kontrol edilemiyorsa tehlikeli. Hem kişinin kendisi hem de çevresi için. *Duran Erdoğan:  Hobisi olmayan insan düşünemiyorum: Sizin de ‘Hobiniz’ vardır mutlaka? *Nuran Taş: El işlerine yatkınlığım ve ilgim var. Ahşap boyama, örgü ya da çeşitli malzemelerden yeni bir şey üretmeyi severim. *Duran Erdoğan:  “İyi ki” leriniz nelerdir? *Nuran Taş: İyi ki müzik hayatıma girmiş, iyi ki sevgi dolu bir ailem var… *Duran Erdoğan: “Keşke” leriniz nelerdir? *Nuran Taş: “Keşke” insanı mutsuz eden bir sözcük, olabildiğince kullanmamak gerekiyor, mutlaka vardır benim de… *Duran Erdoğan: Zengin misiniz?  Cimri misiniz? *Nuran Taş: Cimri insanlardan hiç hoşlanmam, cömertlik iyidir her zaman. Zenginliğe gelince; maddi değerleri hep bir araç olarak gördüm. Gönül zenginliği önemlidir bence. *Duran Erdoğan: *Neden korkarsınız? *Nuran Taş: Korku ve sevgi hayattaki en temel duygulardan ikisidir. Neden çok korkuyorsanız onu yaşamanız muhtemeldir. Dolayısıyla korku enerjisine pek yer vermiyorum, yerine sevgi taşımaya çalışıyorum. *Duran Erdoğan: Sizce mutlu ve mükemmel yaşantının formülü var mı, nedir? *Nuran Taş: Çok basit aslında; Sevdiğiniz işi yapmak, sevdiğiniz insanlarla birlikte olmak. *Duran Erdoğan: Ölüm ve ölümsüzlüğü tarif eder misiniz? *Nuran Taş: Ölüm hayatın bir gerçeği, doğduğunuz anda böyle bir gerçek var hayatınızda. Ama yaşadığınız sürece insanlık için bir şeyler üretebilmiş, iz bırakabilmişseniz ölümsüzsünüz demektir. *Duran Erdoğan: Hedefleriniz? *Nuran Taş: Şimdilerde, kafamdakileri tam hayata geçirebildiğim, biraz da kalıpları yıkan bir müzik programı yapmak istiyorum televizyonda. *Duran Erdoğan: Eğer yetkili birisi olsaydım Kırşehir’e ya da yaşadığım yöreme şunları mutlaka yapardım dediğiniz olur mu? Meselâ neler? Hayâlleriniz, umutlarınız? *Nuran Taş: Kültürel, sanat, spor alanında gelişme sağlayacak mekânlar açardım. *Duran Erdoğan:  *Kırşehir devamlı göç veriyor…  Bu göç nasıl durdurulur? *Nuran Taş: En önemli etken ekonomiktir. Dolayısıyla yeni üretim alanları yaratmak gerekir. *Duran Erdoğan: Unuttuklarım, sormadıklarım, hattâ soramadıklarım olabilir. Son mesajınızı almak istiyorum? *Nuran Taş: Yazan, üreten, yaşadığı bölgeyi kalıcı kılmak ve tanıtmak adına böyle bir misyon üstlenmiş çok değerli insan, değerli yazar Duran Erdoğan’a bu güzel söyleşi için çok teşekkür ediyorum… *Duran Erdoğan: Zaman ayırıp, nezaket gösterip bu ölümsüz röportajı benimle gerçekleştirdiniz. Kendimi bu açıdan çok şanslı görüyorum. Ne güzel! Mensubu olmakla onur duyduğum Gazetem Anadolu adına, sizi merak edip tanımak için can atan güzide okurlarım adına, asıl ben siz değerli hanımefendiye çok teşekkür ediyorum. Rabbim yar ve yardımcınız olsun. Yolunuz hep açık olsun. Yeniden buluşmak temennisiyle…

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.