“Efeli Hayriye” nasıl yazıldı? Yazar Sümer Tek'ten özel açıklamalar

20. Ankara Kitap Fuarı’nda standını ziyaret ettiğimiz Sümer Tek, “Efeli Hayriye” kitabını anadolugazete.com.tr okuyucularıyla paylaştı. Tek, bir önceki röportajımızda hikâyelerin ilham kaynaklarına ve karakterlerin derinliğine inerken, bu sefer yazma sürecine ve okuyucuların kitaptan çıkaracağı mesajlara değiniyor.

“Efeli Hayriye” nasıl yazıldı? Yazar Sümer Tek'ten özel açıklamalar
Yayınlanma:

ÖZEL HABER: GAMZE ERDOĞAN

20. Ankara Kitap Fuarı’nda büyük ilgi gören Yazar Sümer Tek, “Efeli Hayriye” kitabını ve eserlerinde vermek istediği mesajlara ilişkin olarak anadolugazete.com.tr'nin sorularını yanıtladı.

Okuyucularınızın kitabınızdan çıkarmalarını istediğiniz ana mesaj nedir?

Her birimizin hayatı, kimi derin izler bırakan, kimi geleceğimize yön veren hikâyelerden ibaret. Efeli Hayriye, bin yıllık vatanımız Anadolu’da alın teri, göz nuru ve şehit kanıyla vücuda getirdiğimiz güzelliklerden bir demettir. Kısacası, Efeli Hayriye, Anadolu'dur. Okuyucularıma yanı başlarındaki değerleri hatırlatmak istedim. Aldığımız her nefese, yediğimiz her lokmaya, giydiğimiz her kıyafete ve dinlediğimiz her türküye sinen Anadolu irfanının farkına varalım istedim. Eğer hikâyelerimi okuyanlar bunun farkına varabilirse, ben de amaçlarımdan birine ulaşmış olacağım.

HİKÂYELERİNİ NASIL YAZIYOR?

Yazma sürecinizdeki günlük rutinleriniz nelerdi?

Günlük bir rutinim yok. Ne zaman kendimi rahat ve hikâye yazmaya hazır hissedersem o zaman yazıyorum. Hikâyelerimi öncelikle aklımda, ruhumda ve özümde damıtıyorum. Bazen günlerimi alıyor, bazen de bir kaç saatimi. Vakti geldiğinde kaleme döküyorum. Yani her şey dönüp dolaşıp ilham perisinin gülümsemesine bakıyor!

adsiz-tasarim-3.png

Kitabınızdaki karakterlerden birini oluştururken gerçek hayattan esinlendiğiniz bir kişi var mıydı?

Birkaçı hariç bütün hikâyelerimin kahramanları gerçek hayattandır. Çoğunu bizzat tanıdığım, günlük yaşantımın bir parçası oldukları için yazarken hiç zorlanmadım desem yeridir. Mesela ismini kitabıma veren Efeli Hayriye anneannem, İclal’in kahramanı annem, Atabarı’nın kahramanı ilkokul öğretmenim, Hatice’nin kahramanı ise ortaokul arkadaşımdır.

Hikâye yazım sürecinizde hangi teknikleri kullandınız?

Genellikle durum hikâyeleri yazıyorum. Biliyorsunuz, bu tekniğin ilk örneklerini ünlü Rus Yazar Anton Çehov vermiştir. Okuyucularım her hikâyemde olay akışından ziyade, meydana gelen olayların zihnimde ve ruhumda uyandırdığı hisler, düşünceler ve çağrışımların ipuçlarını bulacaklardır. Yine bu tekniğe uygun şekilde kahramanlarım hep sıradan insanlardır.

adsiz-tasarim-4.png

Okuyucularınızın en çok hangi karakteri veya sahneyi hatırlamasını umuyorsunuz?

Aslında her hikâye yazarının çocuğu gibidir. Bir anne nasıl çocuklarını birbirinden ayırmazsa ben de hikâyelerimin her birini ayrı ayrı ama aynı derecede seviyorum. Bu sorunun cevabını okurlarıma bırakıyorum.

Yazma kariyerinizde size en çok ilham veren yazarlar kimlerdir?

Anton Çehov’un yanı sıra, romanlarını da çok severek okuduğum Tarık Buğra ve Memduh Şevket Esendal’ı sayabilirim. Tabii Sait Faik Abasıyanık’ı da unutmamak lazım.

 Muhabir
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.