Selami Mutlu

Selami Mutlu

Suriyelilerin Türkiye istilası!

Suriyelilerin Türkiye istilası!

Son zamanlarda ülkemize resmi kayıtlı olarak ya da sınır ihlali ile gelen Suriyeli-Sudanlı-Iraklı göçmenler yüzünden illerimiz öğle artış gösterdi ki, sayıları bazı illerimizi geçmiş durumda. Neredeyse “Burası bizim vatanımız, bizim toprağımız siz geldiğiniz yere Orta Asya’ya, Moğolistan’a geri dönün” diyecekler. Deseler de şaşırmamak gerek. Hiçbir dünya ülkesi sadece resmi kayıtlarda 4-5 milyona varmış göçmeni ülkesine Entegre etmez. Türkiye’nin bunu kabul etmesi sadece popülist yaklaşımdan ibarettir. Aman benim ülkeme gelip de değerlerimi alt-üst etmesinler diyen Avrupalıların verdiği ve de nerelere harcandığı meçhul maddi destek yüzünden göçmen girişine rıza göstermemiz kabul edilemez.

Durup dururken neredeyse sınırları bile kaldırmaya kalktığımız bir dönemde. İki ülke liderleri arasında birbirlerine kahve içmeye gidildiği bir iklimde. Okyanus ötesi ülkenin kirli amaçlarına kanarak Suriye topraklarına asker göndermemiz ve bunu da “Terörü bitireceğiz orada güvenli bir bölge oluşturacağız” bahanesini etiketleyerek yapmamız ne uluslararası yasalara uysa da insani ve komşuluk değerlerine sığmaz. Barış ve diplomasi yoluyla çözüm varken savaşmak gibi bir macera ile ülke topraklarını ihlal etmek Türkiye’nin bir bataklığa saplanması olur. ABD 1950 yılı itibarıyla Türkiye’yi hep kendi menfaatleri doğrultusunda kullanmıştır. Kore’de şehitlerimiz bunun yüzündendir. Ülkede ki sağ-sol çatışmalarına silah veren el hep aynı eldendir. El-Kaide, IŞID-BAKO HARAM Vs. gibi terör örgütleri ABD’nin büyütüp beslediği örgütlerdir. Kıbrıs’ta ki çıkarmamız esnasında ABD Ambargosu unutulmamalıdır. PKK-YPG gibi terör örgütleri bu gün yine ABD’nin Ortadoğu da üs oluşturmasına varlık göstermesine aracılık eden terör örgütleridir. Bu projelerin tamamı ABD-İsrail kaynaklıdır.

ABD’nin oynadığı emperyalist oyunların maşası durumuna düşmemeliyiz. Bugün ABD askerleri çekilecek “Buyur gel sende Suriye de ki yerini al” demeleri de bir tuzaktan öte bir şey değildir. Suriye hemen YPG’ye çağrı yaparak ortak düşman olarak gördükleri Türkiye’ye karşı birleşmişlerdir. Suriye lideri ESAD Türkiye ile savaşmaktan öte uyguladığı göç politikasıyla Türkiye’ye gelen göçmenlere göz yumarak Türkiye’nin ekonomisi ile zaten savaşmaktadır. Türkiye var olan ve harekât sonrası gelecek olan göçmenlerle zora düşmüş ekonomisini felç edecektir. Bu oyuna gelinmemelidir.

Resmi verilere göre Türkiye nüfusu 82 milyon dur. Yine resmi rakamlar göçmen sayısını yaklaşık 5 milyon olarak göstermektedir. Ancak resmi olmayan yollarla ülkemizde ki göçmen sayısı 8 milyonu aşmıştır. Bu rakamlarla Türkiye nüfusu 90 milyon dolayındadır. Her gün Türkiye de 465 Suriyeli çocuk dünya ya gelmektedir. 650.000 Suriyeli çocuk eğitim sistemimize entegre olmuştur. Geri kalan 400.000 çocuk eğitim dışıdır. Suriyelilerin geri dönüşü sağlansa bile Türk vatandaşından fazla öncelik kazandıkları için geri dönmeyeceklerdir. Ülke ekonomisi bilinçli bir şekilde çökertilmeye çalışılmaktadır. Türkiye yanlış göçmen politikaları ile demografik yapısını yitirmekte öz değerleri-ülküsü-ekonomisi ve ahlak yapısı zarar görmekte giderek Araplaşmaktadır.

Hedef Suriyelilerin entegre edilmesi değil geri gönderilmesi olmalıdır. Bunun için de güvenli bölgeye gidişleri sağlanamıyorsa Avrupa ya göç kanalları açık tutulmalıdır. Göç yasasıyla ülkemize giriş yapan ve kampa alınan göçmenler kamptan resmi ya da dolaylı yollarla kamptan ayrılarak şehirlere akın etmektedirler. Buna izin verilmemelidir. Dünyanın hiçbir ülkesinde göçe tabi kamplarda yaşayanlara başka illere geçişlerine izin verilmez. Göç edenler şehirlerimizin ahlaki- ve asayiş sorunlarını da beraberinde getiriyorlar. İllerde mafyalaşıp terör yaşatıyorlar. Düşük ücretle çalışarak işsizliğin artmasına neden oluyorlar. Bugünlere gelinmesinde başından beri yürütülen yanlış politikalar neden oluşturmuştur. İlk yıllarda Suriye’ye destek olup birlikte IŞID ile mücadele edilseydi bu günler yaşanmayacaktı. Bu yanlışlar sonrası geldiğimiz noktada artık hepimiz tek vücut hepimiz birlikte Türkiye olmalıyız. Allah Mehmetçiklerimizin yardımcısı olsun.

Önce benim ülkemin çıkarları diye düşünen Avrupa’nın göçmen kabul etmeyişini düşünmek gerekir. Göçmen kabulü ile bizim ne gibi çıkarımız olmuştur. Suriye’ye harekât düzenlemekle ne gibi yarar sağlayacağız. Bize yararı ve zararları iyi hesaplanmalıdır. Hamasi nutuklarla verilen demeçler artık ses vermemektedir. Ankara Türkiye üzerine çökertilmeye çalışılan kara bulutların farkına varmalı Suriye politikasını yenileyerek Şam yönetimiyle diyaloga girmelidir.

Suriye fatihi olacağım, ülkemin ekonomide ki sanayide ki durumunu unutturacağım iç politikada yandaş kurum ve medya ile kahraman olacağım hevesi ile Suriye bataklığına girilmez. Bu heves daha ağır sorunlarla Türkiye’nin karşılaşmasına neden olur. Herşeyden önce ABD Güvenilmez bir müttefiktir. “Tavşana kaç tazıya tut” diyerek dünyanın bütün ülkelerinde emperyalist emellerini tatmin yolundadır. Ortadoğu coğrafyası ezelden beri yapısı itibarıyla geleni yutmaya hazır bir kara deliktir. O bataklığa kandırılarak sokulanlar o kara delikte yok olur.

Suriye de barışa yönelik diplomatik ve siyasi bir çözüm oluşturulmadıkça ne göçmenler ülkelerine geri döner, ne Türkiye bir yarar sağlar ne de bölgede barış sağlanır. Güvenli bölgede 250 metre kare ev de, 150 metrekare bahçede yapsanız okulunu hastanesini de kursanız boşa kürek sallamış olursunuz. Vergiyi Türk vatandaşından alıp elin Arap’ına yedirmek vicdanlara sığar mı?  Kaldı ki, ülkesi savaşta iken kaçan  göçmenlerin Türkiye’nin düşeceği herhangi bir zor durumda, sizi arkadan vurmayacağını garanti edebilir misiniz! Geçmiş tarihimizi iyi okumanızda yarar var.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Selami Mutlu Arşivi