İsmail Atıcı

İsmail Atıcı

Konularına göre Ayetler

Konularına göre Ayetler

ALLAH ANILDIĞI ZAMAN SIKINTI BASAR

Allah, tek olarak anıldığı zaman, ahirete inanmayanların içlerine sıkıntı basar. Ama Allah'tan başkası anıldığı zaman hemen yüzleri güler. (Zümer 45)

ALLAH’A YAKLAŞTIRAN ŞEYLER

1- Sizi huzurumuza yaklaştıracak olan ne mallarınızdır ne de evlâtlarınız. İman edip iyi amelde bulunanlar müstesna; onlara yaptıklarının kat kat fazlası mükâfat vardır. Onlar (cennet) odalarında güven içindedirler. (Sebe 37)

2- Onların ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır; fakat O'na sadece sizin takvânız ulaşır. Sizi hidayete erdirdiğinden dolayı Allah'ı büyük tanıyasınız diye O, bu hayvanları böylece sizin istifadenize verdi. (Ey Muhammed!) Güzel davrananları müjdele! (Hac 37)

NOT:Bu ayet, genel olara bütün ibadetlerde iyi niyet ve ihlasın gerekliliğini ortaya koymaktadır. Anlaşılıyor ki, ibadetlerimizde bizi Allah rızasına ulaştıracak olan temel unsur, kalplerimizin takvası, yani bu ibadetleri, gösterişten uzak olarak sırf Allah rızası için yapma çabasıdır. Nitekim Hz. Peygamber bir hadislerinde, “Amellerin kıymeti ancak niyetlere göredir. Herkesin niyeti ne ise, eline geçecek olan da odur” buyurmuşlardır.

ARACI OLMA

85. Kim iyi bir işe aracılık ederse onun da o işten bir nasibi olur. Kim kötü bir işe aracılık ederse onun da ondan bir payı olur. Allah her şeyin karşılığını vericidir.(Nisa 85)

NOT : Toplum hayatı birçok halde aracılığı gerekli kılar. Kendisinden aracı olması istenen kimse neye aracı olduğuna dikkat etmek mecburiyetindedir; çünkü neticeden onun da günah-sevap, fayda-zarar bakımlarından payı olacaktır.

AZABIN BİR KISMI DÜNYADA GÖRÜLÜR

De ki: Çabucak gelmesini istediğiniz şeyin (azabın) bir kısmı herhalde yakında başınıza gelecektir. (Neml 72)

NOT: Kafirlerin, daha dünyada iken, çektikleri bir kısım cezalara işaret olunmakta ve asıl cezanın ahirette olduğu, dolaylı bir şekilde ifade edilmektedir.

BERZAH ALEM

Ta ki boşa geçirdiğim dünyada iyi iş ve hareketler yapayım. “Hayır! Onun söylediği bu söz boş laftan ibarettir. Onların gerisinde ise yeniden dirilecekleri güne kadar süren bir berzah vardır. (Mü’minun 100)

NOT: Sözlükte engel anlamına gelen berzah, ölüm ile başlayıp yeniden dirilmeye kadar süreyi ifade eden dini bir terimdir

2- Onlar sabah akşam o ateşe sokulurlar. Kıyametin kopacağı gün de Firavun ailesini azabın en çetinine sokun (denilecek)! (Gafir – Mü’min 46)

NOT: Kabir azabının gerçek olduğuna bu ayetle de istiblal edilmiştir.

ZAMAN

(Resulüm) Onlar senden azabın çabuk gelmesini istiyorlar. Allah vadinden asla dönmez. Muhakkak ki, Rabbinin nezdinde bir gün, sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir. (Hac 47)

Allah, gökten yere kadar her işi düzenleyip yönetir. Sonra bütün bu işler saya geldiklerinize göre bin yıl tutan bir günde O’nun nezdine çıkar. (Secde 5)

Melekler ve ruh (Cebrail) oraya, miktarı (dünya senesiyle) elli bin yıl olan bir günde yükselip çıkar (Meariç 4)

BIKILMAYAN KİTAP

Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirdi. Rablerinden korkanların, bu Kitab'ın etkisinden tüyleri ürperir, derken hem bedenleri ve hem de gönülleri Allah'ın zikrine ısınıp yumuşar. İşte bu Kitap, Allah'ın, dilediğini kendisiyle doğru yola ilettiği hidayet rehberidir. Allah kimi de saptırırsa artık ona yol gösteren olmaz. (Zümer 23)

NOT: Ayette zikredilen “Kitaben müteşabihen” ifadelerinden, ayetlerin birbirini pekiştirdiği anlamı çıkarılmıştır. Kur’an, 23 senede muhtelif zaman ve şartlarda inmiş olmasına rağmen ayetlerinin hiçbiri diğeri ile çatışmaz. Bilakis birbirini teyit ve tefsir eder.

“Okunmaya doyulmayan” şeklinde tercüme edilen “mesaniye” kelimesi “çeşitli üsluplarda tekrarlanan” şeklinde anlaşılmıştır.

BEŞ ŞEY BİLİNMEZ

Kıyamet vakti hakkındaki bilgi, ancak Allah'ın katındadır. Yağmuru O yağdırır, rahimlerde olanı O bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Yine hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Şüphesiz Allah, her şeyi bilendir, her şeyden haberdardır. (Lokman 34)

NOT:İnsanların bilemediği, yalnızca Allah’ın bildiği şeylere “gayb, mugayyebat” denir. Allah’ın bildirmesiyle kulların, meleklerin...bunların bazılarını bilmesi, onları gayb olmaktan çıkarmaz

BAL HAKKINDAKİ AYET

Rabbin bal arısına: Dağlardan, ağaçlardan ve insanların yaptıkları çardaklardan kendine evler (kovanlar) edin. Sonra meyvelerin her birinden ye ve Rabbi’nin sana kolaylaştırdığı yaylım yollarına gir diye vahyetti. Onların (arıların) karınlarında renkleri çeşitli bir şerbet (bal) çıkar ki, onda insanlar için şifa vardır. Elbette bunda düşünen bir kavim için büyük bir ibret vardır. (Nahl 68-69)

CEZALARIN ERTELENMESİ

Eğer Allah yaptıkları yüzünden insanları (hemen) cezalandırsaydı yer yüzünde hiçbir canlı yaratık bırakmazdı. Fakat Allah, onları belirtilmiş bir süreye kadar erteliyor vakitleri gelince (gerekeni yapar). Kuşkusuz Allah kullarını görmektedir. FATIR SURESİ

DAĞIN KALDIRILIŞI

171. Bir zamanlar dağı İsrailoğullarının üzerine gölge gibi kaldırdık da üstlerine düşecek sandılar. "Size verdiğimi (Kitab'ı) kuvvetle tutun ve içinde olanı hatırlayın ki korunasınız" dedik.(Araf 171)

DUA

1- Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, kabul edeyim. Çünkü bana ibadeti bırakıp büyüklük taslayanlar aşağılanarak cehenneme gireceklerdir. (Mümin-Gafir 60)

2- O daima diridir; O'ndan başka hiçbir tanrı yoktur. O halde dinde ihlâslı ve samimi kişiler olarak O'na dua edin. Her türlü övgü âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. (Mümin –Gafir)

GİZLİ KONUŞMA

Gizli konuşmalar şeytandandır. Bu iman edenleri üzmek içindir. Oysa şeytan, Allah’ın izni olmadıkça müminlere hiçbir zarar veremez. Müminler Allah’a dayanıp güvensinler. (Mücadele 10)

HZ. NUH’UN YAŞADIĞI SÜRE

Ant olsun ki biz Nuh’u kendi kavmine gönderdikte o bin yıldan elli yıl eksik bir süre onların arasında kaldı, sonunda onlar zulümlerini sürdürürken tufan kendilerini yakalayıverdi. (Ankebut 14)

EŞLER HUZUR KAYNAĞI

Sizi bir tek candan (Âdem'den) yaratan, ondan da yanında huzur bulsun diye eşini (Havva'yı) yaratan O'dur...(A’raf 189)

Kaynaşmanız için size kendi (cinsi)nizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet peydâ etmesi de O'nun (varlığının) delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır.(Rum 21)

ESMA-İ HÜSNA (EN GÜZEL İSİMLER)

180. En güzel isimler (el-esmâü'l-hüsnâ) Allah'ındır. O halde O'na o güzel isimlerle dua edin. Onun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın. Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır.(A’raf 180)

NOT :Bu ayette en güzel isimlerin Allah’a ait olduğu ifade edilmekte ve Allah’a o isimlerle dua etmemiz emrolunmaktadır. Hadis-i şerifte “Allah’ın doksan dokuz adı vardır. Onları ezberleyen muhakkak cennete girer” buyurulmuştur. Ancak hadiste tahdit yoktur. Allah’ın isimleri sadece doksan dokuzdan ibaret değildir, başka isimleri de vardır. Ayet-i kerimede anlatılan “Allah’ın isimleri hakkında eğri yola gidenler”den maksat, O’nun isimlerini tahrif edenlerdir. Müşrikler Allah’ın isimlerini tahrif ederek kendi tanrılarına veriyorlardı “Allah” ismini tahrif edip Lat ve Aziz ismini değiştirerek “Uzza” demişlerdir. Halbuki yüce Allah, en güzel isimlerin kendine has olduğunu bildirmiştir.

GAYBI ALLAH BİLİR

59. Gaybın anahtarları Allah'ın yanındadır; onları O'ndan başkası bilmez. O, karada ve denizde ne varsa bilir; O'nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez. O yerin karanlıkları içindeki tek bir taneyi dahi bilir. Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır.(Enam 59)

NOT : “Göklerde ve yerde insan ilminin keşfedip insanlığın istifadesine sunamadığı nice hazineler vardır ki Allah bunları bilir, zamanı geldiğinde, dilediğini insanlığın istifadesine sunar, dilediğini de kendi ilminde saklı tutar. İşte gaybın anahtarlarından maksat bunlar olmalıdır.

GEÇMİŞ ÜMMETLERDE İBADET

Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz. (Bakara 183)

Biz her ümmete kendi dönemlerinde uyguladıkları özel bir ibadet yolu belirledik. (Hac 67)

Biz her ümmete kurban ibadeti koyduk ki, Allah’ın kendilerine erzak olarak verdiği hayvanları keserken Allah’ın adını ansınlar..... (Hac 34)

Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır; fakat O’na sadece sizin takvanız ulaşır. Sizi hidayete erdirdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız diye O, bu hayvanları böylece sizin istifadenize verdi (Ey Muhammed!) güzel davrananları müjdele! (Hac 37)

GERÇEK KÖRLER

gerçek şu ki, gözler kör olmaz; lakin göğüsler içindeki kalpler kör olur. (Hac 46)

Bu dünyada kör olan kimse ahirette de kördür; üstelik iyice yolunu şaşırmıştır.(İsra 72)

GÜZEL ARKADAŞLAR

NOT: Hz.Aişe’nin anlattığına göre birisi Resulullah’a gelip şöyle demişti: “Ey Allah’ın Resulü! Seni kendimden, çoluk çocuğumdan daha çok seviyorum. Evimde iken hatırlayınca sabredemiyorum, hemen gelip seni görüyorum. Benim ve senin öleceğimizi düşününce anladım ki sen cennete girdiğin zaman peygamberlerle beraber yüce makamlara götürüleceksin, ben ise cennete girsem bile zannederim seni göremiyeceğim!” Hz.Peygamber bu samimi tehassüre cevap vermemiş, beklemişti. Şu ayet nazil oldu:

(Bu kişi peygamberimizin azatlısı SEVBAN’dı.)


Kim Allah'a ve Resûl'e itaat ederse işte onlar, Allah'ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddîkler, şehidler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır! (Nisa 69)

HABERİ ARAŞTIRMA

Ey iman edenler! Eğer bir fasık size haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersinizde sonra yaptığınıza pişman olursunuz. (Hüçrat 6

HALKI İYİ OLAN

Halkı iyi olduğu halde Rabbin, haksızlıkla memleketleri helâk etmez. (Hud 117)

Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan sebebidir ve büyük mükâfat Allah'ın katındadır. (Enfal 28)

Rabbin, kendilerine âyetlerimizi okuyan bir peygamberi memleketlerin ana merkezine göndermedikçe, o memleketleri helâk edici değildir. Zaten biz ancak halkı zalim olan memleketleri helâk etmişizdir.

NOT: Ayetteki “ana merkezine” olarak manalandırılan “fi ümmiha”, Mekke şehri olarak açıklanmıştır. Zira Mekke’nin, bir adı da “Ümmü’l-Kura” idi. Aynı kelime, memleketin ileri gelenleri şeklinde de tefsir edilmiştir. (Kasas 59)

Yolun doğrusu Allah'ındır. Yolun eğrisi de vardır. Allah dileseydi hepinizi doğru yola iletirdi. (Nahl 9)

HEMEN CEZALANDIRMA OLSAYDI

Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları takdir edilen bir müddete kadar erteliyor. Ecelleri geldiği zaman onlar ne bir saat geri kalabilirler ne de öne geçebilirler.(Nahl 61)

Eğer Allah, yaptıkları yüzünden insanları (hemen) cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı yaratık bırakmazdı. Fakat Allah, onları belirtilmiş bir süreye kadar erteliyor. Vakitleri gelince (gerekeni yapar). Kuşkusuz Allah, kullarını görrmektedir(Fatır 45)

GÜNAHKAR

Gerçekten hiçbir günahkâr, başkasının günah yükünü yüklenemez. (Necm 38)

İKİ ÖLÜM İKİ DİRİLME

Onlar: Rabbimiz bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin biz de günahlarımızı itiraf ettik bir daha (bu ateşten) çıkmaya yol var mıdır? derler. (Gafir (Mü’min 11)

NOT: Birinci ölüm, dünya hayatının sonunda; ikinci ölüm ise kabirde ilk sorgulama yapıldıktan sonra vuku bulacaktır. Buna göre birinci dirilme kabirde sorgulama için, ikinci dirilme ise kıyametten sonraki ebedi hayat içindir.

İMTİHANDAN GEÇİRİLME

İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece "İman ettik" demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar?

NOT: Bu ayetin, imanları sebebiyle çeşitli işkencelere maruz kalan bazı sahabiler hakkında nazil olduğu rivayet edilmiştir.


Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir. Elbette Allah, doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır.
Yoksa kötülükleri yapanlar bizden kaçabileceklerini mi sandılar? Ne kadar kötü (ne yanlış) hüküm veriyorlar! (Ankebut 2-3-4)

Her canlı, ölümü tadar. Bir deneme olarak sizi hayırla da, şerle de imtihan ederiz. Ve siz, ancak bize döndürüleceksiniz.(Enbiya 35)

İNŞALLAH DEMEDİKÇE

Hiçbir şey için "Bunu yarın yapacağım" deme.

Ancak Allah dilerse (yapacağım de). Unuttuğun zaman Allah'ı an ve "Umarım Rabbim beni,doğruya daha yakın olana eriştirir."de.(Kehf 23-24)

KAFİRLERİN İYİ İŞLERİYLE İLE İLGİLİ AYETLER

Onların yaptıkları her bir (iyi) işi ele alırız, onusaçılmış zerreler haline getiririz (değersiz kılarız). (Furkan 23)

NOT: kafirlerin misafire ikram, akrabayı ziyaret gibi güzel davranışlarının iman etmemiş olmamaları sebebiyle boşa gideceği işe yaramaz telakki edileceği anlatılmaktadır.

5

İNSANLAR ARASINDAKİ DERECELER

Rabbi’nin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Birbirlerine iş gördürmeleri için kimini ötekine derecelerle üstün kıldık. Rabbi’nin rahmeti onların biriktirdikleri şeylerden daha hayırlıdır. (Zuhruf 32)

Baksana, biz insanların kimini kimden nasıl üstün kılmışızdır! Elbette ki ahiret, derece ve üstünlük farkları bakımından daha büyüktür. (İsra 21)

NOT: 20. ayet, gerek dünya, gerekse ahiret nimetleri bakımından Allah’ın lütfunun sınırsızlığını ifade etmekte, servet, mevki, sağlık ve yaşayış güzelliği bakımından insanlar arasındaki farkları, ilahi takdirin bir kere iyi olduğunu, bununla birlikte bu dünyada mutlak eşitliğin imkansızlığını ortaya koymaktadır. Bunun yanında, 21. ayette anlıyoruz ki ahirette de insanlar eşit durumda olmayacaklar, aksine, insanların dünyada yapmış oldukları işlere göre ahirette de derece farkları daha da büyük olacaktır. Ancak, 18. ayetten de anlaşılacağı üzere, para ve mevki gibi dünyevi imkanlar, Allah nezninde mutlak bir değer ifade etmediği için, dünya hayatını sırf bunların peşinde koşarak geçirenler, ahirette üstün derecelere ulaşmak hakkını kaybetmiş olacaklardır.

Sizi yeryüzünün halifeleri kılan, size verdiği (nimetler) hususunda sizi denemek için kiminizi kiminizden derecelerle üstün kılan O'dur. Şüphesiz Rabbin, cezası çabuk olandır ve gerçekten O, bağışlayan merhamet edendir.(Enam 165)

KALPLERDE OLANI BİLME

Göklerde ve yerde olanları bilir. Gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı da bilir. Allah kalplerde olanı bilendir. (Teğâbün 4)

MÜEZZİNLERİN DEĞERİ

(İnsanları) Allah’a çağıran, iyi iş yapan ve “Ben Müslümanlardanım.” diyenden kimin sözü daha güzeldir? (Fussilet 33)

NOT: Ayette vasıfları anlatılan zat Resûlullah (S.A) dır. Bazılarına göre ayet müezzinler hakkında nazil olmuştur. Allah’ın davetine uyan ve insanları da uymaya davet eden herkesin de bu vasfın sahibi olacağı belirtilmiştir.

KAFİR

Kâfir olanlar da birbirlerinin yardımcılarıdır. Eğer siz onu (Allah'ın emirlerini) yerine getirmezseniz yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat olur.(Enfal 73)

Allah'a ve Peygamberine düşman olanlar, işte onlar en aşağıların arasındadırlar.(Mücadele 20)

Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, artık onun Allah nezdinde hiçbir değeri yoktur. Ancak kâfirlerden gelebilecek bir tehlikeden sakınmanız başkadır. Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor. Dönüş yalnız Allah'adır.(Al-i imran 28)

NOT:Ayette yasaklanan dostluk, kafirlere karşı gönülden bağlanma ve müminleri bırakıp onlara ilgi ve sevgi gösterme manasındaki dostluktur. Buna karşılık bir müslüman devletin başka müslümanların aleyhine olmamak şartıyla kafirlerle barış imzalaması ve başka bir gayri müslim devlete karşı işbirliği yapması caizdir.

KIZ VE ERKEK ÇOCUKLARI

Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Dilediğini yaratır; dilediğine kız çocukları dilediğine de erkek çocukları bahşeder. Yahut onları hem erkek hem de kız çocukları olmak üzere çift verir. Dilediğini de kısır kılar. O, her şeyi bilendir, her şeye gücü yetendir. (Şurâ 49-50)

Onlardan biri, Rahmân'a isnat ettiği kız çocuğuyla müjdelenince, hiddetlenerek yüzü simsiyah kesilir. (Zuhruf 17)

NOT:Ayette ifade edildiği gibi kızları Allah’tan, oğulları kendilerinden saydıkları için, kız çocuğunun doğum haberine üzülür ve sinirlenirlerdi. Sonra da kızları diri diri kuma gömerlerdi.

Onlardan birine kız müjdelendiği zaman öfkelenmiş olarak yüzü kapkara kesilir.

Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aşağılık duygusu içinde yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün! Bakın ki, verdikleri hüküm ne kadar kötüdür!(Nahl 58-59)

. Diri diri toprağa gömülen kıza, sorulduğunda,
"Hangi günah sebebiyle öldürüldü?diye.(Tekfir 8-9)

KİTAPLARI SAĞDAN SOLDAN VE ARKADAN VERİLENLER

Kimin kitabı sağından verilirse, kolay bir hesapla hesaba çekilecek; ve sevinçli olarak ailesine dönecektir. Kimin de kitabı arkasından verilirse, derhal yok olmayı isteyecek, ve alevli ateşe girecektir. Zira o, (dünyada) ailesi içinde (mal-mülk sebebiyle) şımarmıştı. O hiçbir zaman Rabbine dönmeyeceğini sandı. Oysa gerçekten Rabbi onu görüyordu. (İnşikak 7-15)

Soldakiler; ne yazık o soldakilere! İçlerine işleyen bir ateş ve kaynar su içinde, kapkara dumandan bir gölge altındadırlar; Serin ve hoş olmayan. Çünkü onlar bundan önce varlık içinde sefahete dalmışlardı. Büyük günahı işlemekte direnir dururlardı. Ve diyorlardı ki: Biz öldükten, toprak ve kemik yığını haline geldikten sonra, biz mi bir daha diriltileceğiz? Önceki atalarımız da mı? De ki: Hem öncekiler hem de sonrakiler, belli bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır! Sonra siz ey sapıklar, yalancılar! Elbette bir ağaçtan, zakkum ağacından yiyeceksiniz. Karınlarınızı ondan dolduracaksınız. Üstüne de kaynar sudan içeceksiniz. Susamış develerin suya saldırışı gibi içeceksiniz. İşte ceza gününde onlara sunulacak ziyafet budur! (Vakıa 41-56)

Fakat o, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuş nedir bilir misin? Köle azat etmek, Veya açlık gününde yemek yedirmektir, yakınlığı olan bir yetime. Veya hiçbir şeyi olmayan yoksula. Sonra iman edenlerden, birbirlerine sabrı tavsiye edenlerden ve birbirlerine acımayı öğütleyenlerden olmaktır. İşte bunlar sağdakilerdir. Ayetlerimizi inkâr edenler ise işte onlar soldakilerdir, cezaları, kapıları üzerlerine sımsıkı kapatılmış bir ateştir. (Beled 11-20)

KUR’AN-I KISIMLARA AYIRANLAR

Allah’ı ve peygamberlerini inkar edenler ve (inanma hususunda) Allah ile peygamberlerini birbirinden ayırmak isteyip “Bir kısmına iman ederiz; ama bir kısmına inanmayız.” diyenler ve bunlar (iman ile küfür arasında bir yol tutmak isteyenler) yok mu? İşte gerçekten kafirler bunlardır. Ve biz kafirlere aldaltıcı bir azap hazırlamışızdır. (Nisa 150-151)

Nitekim biz, (Kur’an’ı) kısımlara ayıranlara azabı indirmişizdir. Onlar Kur’an’ı bölüp ayıranlardır. (hıc süresi:90:91)

NOT: Kur’an’ı bölüp ayıranlar onun bir kısmını kabul edip, bir kısmını da reddedenlerdir. Veya Kur’an’a şiir, kehanet ve masal diyenlerdir.

...Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkar mı ediyorsunuz? Sizden öyle davrananların cezası dünya hayatında ancak rüsvalık; kıyamet gününde ise en şiddetli azaba itilmektir. Allah sizin yapmakta olduklarınızdan asla gafil değildir. (Bakara Süresi: 85)

KUR’AN ŞİFADIR

De ki bu Kur’an mühim bir mesajdır. Ama siz ona sırtınızıdönüyordunuz. (Sad 67-68)

Bu Kur’an ancak bütün milletler için bir derstir. (Sad 87)

Şüphesiz ki bu Kur’an en doğru yola iletir. İyi davranışlarda bulunan müminlere kendileri için büyük bir mükafat olduğunu müjdeler. (İsra 9)

.Eğer biz onu, yabancı dilden bir Kur'an kılsaydık, diyeceklerdi ki: Ayetleri tafsilatlı şekilde açıklanmalı değil miydi? Arab'a yabancı dilden (kitap) olur mu? De ki: O, inananlar için doğru yolu gösteren bir kılavuzdur ve şifadır. İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur'an onlara kapalıdır. (Sanki) onlara uzak bir yerden bağırılıyor (da Kur'an'da ne söylendiğini anlamıyorlar.)(Fussılet 44)

. Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.(Zuhruf 44)

KURANA GÖRE DÜNYA GEÇİCİ

Ey kavmim! Şüphesiz bu dünya hayatı, geçici bir eğlencedir. Ama ahiret, gerçekten kalınacak yurttur.(Gafir 39)

Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlât sahibi olma isteğinden ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdiği ziraatçilerin hoşuna gider. Sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çer çöp olur. Ahirette ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allah'ın mağfireti ve rızası vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir geçimlikten başka bir şey değildir.(Hadid 20)

MESCİT YAPANLAR VE YIKANLAR

Allah'ın mescitlerini ancak Allah'a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah'tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte doğru yola ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır.(Tevbe 18

)

Allah'ın mescidlerinde O'nun adının anılmasına engel olan ve onların harap olmasına çalışandan daha zalim kim vardır! Aslında bunların oralara ancak korkarak girmeleri gerekir. (Başka türlü girmeye hakları yoktur.) Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük azap vardır.( Bakara 114)

Mescidler şüphesiz Allah'ındır. O halde, Allah ile birlikte kimseye yalvarmayın (ve kulluk etmeyin).(Cin suresi 18)

NOT: Mescidler şu şekilde tefsir edilmiştir:

Namaz kılmak için bina edilmiş yerler

-Bütün yeryüzü

-Bütün mescidlerin kıblesi olduğundan “Mescid-i Haram”

-Secdeye temas eden uzuvlar.

Bu ayette ,hırıstiyanların kiliselerine ve yahudilerin havralarına girdikleri zaman yaptıkları gibi ,Allah’a eş tutulmaması ihtar edilmektedir.

NAZAR

O inkar edenler Zik’ri (Kur’an’ı) işittikleri zaman, neredeyse seni gözleriyle devireceklerdi. Hala da (kin ve nefretlerinden) “Hiç şüphe yok, o bir delidir.” derler. (Kalem 51)

ÖRTÜNME

Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunanlar (köleleri), erkeklerden, ailenin kadınına şehvet duymayan hizmetçi vb. tâbi kimseler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar (Dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler). Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz. .(Nur 31)

NOT:Yukarıdaki ayette kadınlara, teşhir etmeleri yasaklanan “zinet”ten maksadın ne olduğu konusunda farklı görüşler vardır: Bir görüşe göre bu zinetten maksat, küpe, bilezik, yüzük ve gerdanlık gibi süs takıları ile sürme, kına gibi şeylerdir. Bu yoruma göre bu tür zinet eşyasının bedende teşhiri kadınlar için haramdır. Elbise de zinet olmakla beraber, gizlenmesi mümkün olmadığı için ayette diğerlerinden istisna edilmiştir. Ancak, daha kuvvetli bir görüşe göre ayetteki “zinet” tabiri, kadının vücudunu ifade eder ki, buna göre yasaklanan, süs eşyalarının teşhiri değil, vücudun teşhiridir. Bu yasaklamadan istisna edilen “görünen kısım” ise, kadının yüzü, elleri ve –bir görüşe göre- ayaklarıdır

RUH

Sana ruh hakkında soru sorarlar. De ki: Ruh, Rabbimin emrindendir. Size ancak az bir bilgi verilmiştir.(İsra 85)

NOT:Bu ayet, insan için ruhun mahiyetini kavramanın imkansız olduğunu ifade etmektedir. Nitekim “Ruh’un mahiyeti” problemi, asırlardır insanlığı en çok düşündüren konulardan biri olmakla beraber, halen meseleye nihai bir çözüm getirilmemiştir ve öyle görülüyor ki, bundan sonra da getirilemeyecektir.

SEVGİ EŞİT DEĞİLDİR

Üzerine düşüp uğraşsanız da kadınlar arasında âdil davranmaya güç yetiremezsiniz; bâri birisine tamamen kapılıp da diğerini askıya alınmış gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir, günahtan sakınırsanız Allah şüphesiz çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir. (NİSA 129)

NOT:Birden fazla kadınla evli bulunan erkek, eşleri arasında eşit ve adil davranmak mecburiyetindedir. Ancak bazı hususlar vardır ki bunlarda eşitliği korumak insanın tabiatına aykırıdır; mesela iki eşi aynı derecede beğenmek ve sevmek mümkün değildir; bu sebeple de erkekler bununla mükellef kılınmamışlar, isteseler de bunu yapamayacakları kendilerine bildirilmiştir. Buna mukabil elde olan, maddi sayılabilecek haklarda, nimet ve imkanlarda adalet şarttır; beraber kalma müddeti, mesken, giyecek, yiyecek ve diğer imkanları burada örnek olarak zikretmek mümkündür

RIZIK

1-)Nice canlı var ki, rızkını (yanında) taşımıyor. Onlara da size de rızık veren Allah’tır. O, her şeyi işitir ve bilir. (Ankebut 60)

2-) Allah rızkını kullarından dilediğine bol bol verir, dilediğine de

kısar şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilendir. (Ankebut 62)

3-)Ovada hem sizin için hem de rızıkları size ait olmayanlar için (sürekli) geçim vasıtaları yarattık. (Hicv 20)

4-)Allah kiminize kiminizden daha bol rızık verdi. Bol rızık verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere verip de bu hususta kendilerini onlara eşit kılmazlar. (Nahl 71)

5-)Herhangi birinize ölüm gelip de: Rabbim beni yakın bir süreye kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsan! demesinden önce, size verdiğimiz rızıktan harcayın. (Münafikun 10)

6-)Yeryüzünde yürüyen her canlının rızkı,yalnızca Allah’ın üzerinedir. Allah o canlının durduğu yeri ve sonunda bırakılacağı mekanı bilir. (Hud 6)

7-)Allah kiminize kiminizden daha bol rızık verdi. Bol rızık verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere verip de bu hususta kendilerini onlara eşit kılmazlar. Durum böyle iken Allah'ın nimetini inkâr mı ediyorlar? Allah size kendi nefislerinizden eşler yarattı, eşlerinizden de sizin için oğullar ve torunlar yarattı ve sizi temiz gıdalarla rızıklandırdı. Onlar hâla bâtıla inanıp Allah'ın nimetine nankörlük mü ediyorlar? (Nahl 71-72)

8-)Orada hem sizin için hem de rızıkları size ait olmayanlar için (gerekli) geçim vasıtaları yarattık. (Hicr 20)

9-)Daha dün onun yerinde olmayı isteyenler: Demek ki, Allah rızkı, kullarından dilediğine bol veriyor, dilediğine de az. Şayet Allah bize lütufta bulunmuş olmasaydı, bizi de yerin dibine geçirirdi. Vay! Demek ki inkârcılar iflâh olmazmış! demeye başladılar. (Kasas 82)

ŞEFAAT

1- O gün, Rahmân'ın izin verdiği ve sözünden hoşlandığından başkasının şefaati fayda vermez. (Ta-ha 109)

2- Allah'ın huzurunda, kendisinin izin verdiği kimselerden başkasının şefâati fayda vermez. Nihayet onların yüreklerinden korku giderilince: Rabbiniz ne buyurdu? derler. Onlar da: Hak olanı buyurdu, derler. O, yücedir, büyüktür.

NOT:Ayette şefaat için izin çıkınca, şefaat edenlerle kendilerine şefaat edileceklerin karşılıklı konuşmalarına işaret edilmektedir. (Sebe 23)

SABIR VE AF

1- Kim sabreder ve affederse şüphesiz bu hareketi, yapılmaya değer işlerdendir.

2- Kötülük karşısında sabreden ve onu bağışlayan kimse, mert ve azimli insanların yaptığı işi yapmıştır. Dinin istediği de budur. (Şura 43)

ŞAİRLER

Şairler(e gelince), onlara da sapıklar uyarlar.
Baksana onlar her vâdide şaşkın şaşkın dolaşırlar.
Ve onlar yapamayacakları şeyleri söylerler.
Ancak iman edip iyi işler yapanlar, Allah'ı çok çok ananlar ve haksızlığa uğratıldıklarında kendilerini savunanlar başkadır. Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akıbete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir.

Sahih hadis kitaplarında yer alan birçok hadisten de anlaşılacağı üzere, kötülüğü ifade etmeyen ve iyi maksatla kullanılan şiir, yukarıda kötülenen şiiirden istisna edilmiştir. Nitekim ashab-ı kiram arasında Resul-i Ekrem’in takdirlerini kazanmış birçok şairler bulunmaktaydı. Mesela Hz. Peygamber’in, Hassan bin Sabit’e, “Müşrikleri (şiirlerinle) hicvet, bil ki muhakkak Cebrail de seninle beraberdir” buyurduğu rivayet olunmuştur.(Şuara 224-227)

ŞEYTAN VE DOSTLARI

1- Kim Rahmân'ı zikretmekten gafil olursa, yanından ayrılmayan bir şeytanı ona musallat ederiz. (Zuhruf 36)

2- Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan alıkoyarlar da onlar, kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar. ( Zuhruf 37)

3- O şeytan dostu kimse, en sonunda bize gelince arkadaşına: Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı, ne kötü arkadaşmışsın! der. (Zuhruf38)

NOT:Ayetten, kıyamet gününde yoldan çıkan ve şeytana arkadaş olan kimsenin fitne umuma gelir

4- Bir de öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz (umuma sirayet ve hepsini perişan eder). Biliniz ki, Allah'ın azabı şiddetlidir. (Enfal 25)

VERİLEN HÜKÜMDE SEÇME HAKKI YOKTUR

Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.(Ahzab 36)

YİYECEK VE İÇECEKLER

Tûr-i Sînâ'da da yetişen bir ağaç daha meydana getirdik ki, bu ağaç hem yağ hem de yiyenlerin ekmeğine katık edecekleri (zeytin) verir.

Hayvanlarda sizin için elbette ibretler vardır. Onların karınlarındakinden (sütlerinden) size içiririz. Onlarda sizin için birçok faydalar daha vardır; etlerinden de yersiniz.(Mü’minun 20-21)

1.İncire, zeytine,
2. Sina dağına ,
3. Ve şu emîn beldeye yemin ederim ki,
4. Biz insanı en güzel biçimde yarattık.(Tin 1-4)

Allah, göklerin ve yerin nûrudur. O'nun nûrunun temsili, içinde lamba bulunan bir kandillik gibidir. O lamba kristal bir fanus içindedir; o fanus da sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki, doğuya da, batıya da nisbet edilemeyen mübarek bir ağaçtan, yani zeytinden (çıkan yağdan) tutuşturulur. Onun yağı, neredeyse, kendisine ateş değmese dahi ışık verir. (Bu,) nûr üstüne nûrdur. Allah dilediği kimseyi nûruna eriştirir. Allah insanlara (işte böyle) temsiller getirir. Allah her şeyi bilir. (Nur 35)

NOT:Allah’ın nur olmasının manası, bütün alemin ve alemdeki bütün hissi nurların ve idrak edici güçlerin yaratıcısı ve icat edicisi olmasıdır. Şu halde, nurdan asıl umulan aydınlatma, açığa çıkarma, tecelli ve inkişaf manalarının temeli, nurdan ve nuru alandan çok, nuru yapıp yaratana ait olacağı için “Nur” ismi Allah’a daha layıktır. Ancak, bundan dolayı nuru yaratana “Nur” denilmesi, lisan bakımından hakikat değil, mecazdır.

İkisinde de her türlü meyveler, hurma ve nar vardır.(Rahman 68)

Ey İsrailoğulları! Sizi düşmanınızdan kurtardık; Tûr'un sağ tarafına (gelmeniz için) size vâde tanıdık ve size kudret helvası ile bıldırcın eti lütfettik.(Taha 80)

ZANDAN KAÇINMA

Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. (Hücrat 12)

ZORLAMA KARŞISINDA

Kim iman ettikten sonra Allah'ı inkâr ederse -kalbi iman ile dolu olduğu halde (inkâra) zorlanan başka- fakat kim kalbini kâfirliğe açarsa, işte Allah'ın gazabı bunlaradır; onlar için büyük bir azap vardır. (Nahl 106)

NOT:Rivayet olunduğuna göre Kureyş kafirleri, Ammar ile babası Yasir ve anası Sümeyye’yi, zorla dinlerinden döndürmeye kalkıştılar. Onlar bunu kabul etmeyince, Sümeyye’nin iki ayağını iki deveye bağlayıp ters istikamette çektirerek parçaladılar. Yasir’i de şehit ettiler. İslam’da ilk şehitler bunlardır. Ammar ise, onların işkencelerine dayanamayarak, diliyle onların istedikleri şekilde inkar etti. Durum Resulullah (s.a.)’a bildirilince, “Ammar başından aşağıya kadar imanla doludur. İman onun etine, kanına karışmıştır!” buyurduktan sonra Ammar’a: “Seni yine zorlarlarsa, istediklerini söyle” dedi. Bu durum, zorlama karşısında sadece dille inkar etmenin caiz olduğuna bir delildir.

ALLAH’TAN BAŞKA DOSTLAR EDİNME

1- Allah'tan başka dostlar edinenleri Allah daima gözetlemektedir. Sen onlara vekil değilsin. (Şura 6)

NOT: Ayette Hz. Peygamber’in vazifesinin sadece tebliğ olduğu ifade edilmiştir.

2- Yoksa onlar Allah'tan başka dostlar mı edindiler? Halbuki dost yalnız Allah'tır. O ölüleri diriltir, her şeye kadirdir. (Şura 9)

KUTSALA HAKARET ETMEME

Allah’tan başkasına tapanlara (ve putlarına) sövmeyin; sonra onlar da bilmeyerek Allah’a söverler. Böylece biz her ümmete kendi işlerini cazip gösterdik. Sonuçta dönüşleri Rablerinedir. Artık O ne yaptıklarını kendilerine bildirecektir. (En’am 108)

YOLUN DOĞRUSU

Yolun doğrusu Allah'ındır. Yolun eğrisi de vardır. Allah dileseydi hepinizi doğru yola iletirdi.(Nahl 9)

O kullarımı ki, onlar sözü dinlerler,sonra da en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah'ın doğru yola ilettiği kimselerdir. Gerçek akıl sahipleri de onlardır.(Zümer 18)

Not:Sözün en güzeli Kurandır.

Şüphesiz ki bu Kur'an en doğru yola iletir; iyi davranışlarda bulunan müminlere, kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.

(isra 9)

Bize doğru yolu göster.
Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!(Fatiha 6-7)

EMANETE HIYANET YARAŞMAZ

161. Bir peygambere, emanete hıyanet yaraşmaz. Kim emanete (devlet malına) hıyanet ederse, kıyamet günü, hainlik ettiği şeyin günahı boynuna asılı olarak gelir. Sonra herkese -asla 4 haksızlığa uğratılmaksızın-kazandığı tastamam verilir.(Al-iimran 161)

NOT : Bedir savaşında elde edilen ganimetlerin taksimi sırasında, kayıp bir eşya için, münafıkların “Herhalde Muhammed almıştır” demeleri üzerine bu ayetin nazil olduğu nazil olduğu rivayet edilir. Uhud savaşında Hz.Peygamber’in stratejik bir noktaya yerleştirdiği okçuların, İslam ordusunun savaşı kazanma belirtisi üzerine, Hz.Peygamber tarafından “Herkesin aldığı ganimet, kendisinin olacaktır” gibi bir söz söylenebileceği zannına kapılarak görevlerini terk etmeleri üzerine, onların bu zannını reddetmek için indirildiği de rivayet edilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmail Atıcı Arşivi