İsmail Atıcı

İsmail Atıcı

Cennetle ilgili ayetler

Cennetle ilgili ayetler

Nefsani arzulara, (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı. Bunlar dünya hayatının geçici menfaatleridir. Halbuki varılacak güzel yer, Allah’ın katındadır. / (Resulüm!) De ki: Size bunlardan daha iyisini bildireyim mi ? Takva sahipleri için Rableri yanında, içinden ırmaklar akan, ebediyen kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve (hepsinin üstünde) Allah’ın hoşnutluğu vardır. Allah kullarını çok iyi görür. (Al-i İmran 14 – 15)

İşte onlara, alt taraflarından ırmaklar akan Adn cennetleri vardır. Onlar Adn cennetlerinde tahtlar üzerinde kurularak orada altın bileziklerle bezenecekler, ince ve kalın dibadan yeşil elbiseler giyecekler. Ne güzel karşılık ve ne güzel kalma yeri! (Kehf 31)

Muttakilere vadolunan cennetin durumu şöyledir: İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Orada meyvelerin her çeşidi onlarındır. Rablerinden de bağışlama vardır.... (Muhammed 15)

Takva sahipleri cennetlerde ve ırmakların kenarlarında, güçlü ve yüce Allah’ın huzurunda hak meclisindedirler. (Kamer 54 – 55)

Onlara: Yaptıklarınıza karşılık sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak afiyetle yeyin, için (denilir.) Ayrıca biz onları, ceylan gözlü hurilerle evlendirmişizdir. (Tur 19 – 20)

İman eden ve soylarından gelenler de, imanda kendilerine tabi olanlar (var ya !) İşte biz, onların nesillerini de kendilerine kattık. Onların amellerinden de bir şey eksiltmedik. Herkes kazandıklarına karşı bir rehindir. (Tur 21)

Onlara canlarının istediği meyve ve etten bol bol verdik. (Tur 22)

Orada karşılıklı kadeh tokuştururlar, ama burada (içki yüzünden) ne saçmalama vardır ne de günaha girme. (Tur 23)

Hizmetlerine verilmiş, (kabuğunda) saklı inci gibi gençler etraflarında dönüp dolaşırlar. (Tur 24)

Cennettekiler birbirlerine dönüp sorarlar! (Tur 25)

Derler ki: “Daha önce biz, aile çevremiz içinde bile (ilahi azaptan) korkardık. (Tur 26)

Allah bize lütfetti de bizi vücudun içine işleyen azaptan korudu. (Tur 27)

Gerçekten biz bundan önce O’na yalvarıyorduk. Çünkü iyilik eden, esirgeyen ancak O’dur. (Tur 28)

Şüphesiz takva sahipleri için umulanı buldukları yer, bahçeleri, üzüm bağları, göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar, içki dolu kaseler vardır. ( Nebe 32 – 32 – 33 – 34)

İyiler kesinkes cennettedir. Onlar orada koltuklar üzerinde etrafa bakarlar. Onların yüzünde nimetlerin sevincini görürsün. Kendilerine mühürlü halis bir içki sunulur. Onun içiminin sonunda misk kokusu vardır. İşte, yarışanlar ancak onda yarışsınlar. Karışımı Tesnim’dendir. (O Tesnim, Allah’a) Yakın olanların içecekleri bir kaynaktır. (Mutaffifin 22 – 23 – 24 – 25 – 26 – 27 – 28)

İman edip salih ameller işleyenlere ise, zemininden ırmaklar akan cennetler vardır. İşte büyük kurtuluş budur. (Buruç 11)

Onların Rableri katındaki mükafatları, zemininden ırmaklar akan, içinde devamlı olarak kalacakları Adn cennetleridir. Allah kendilerinden hoşnut olmuştur, onlar da Allah’tan hoşnut olmuşlardır. Bu söylenenler hep Rabbinden korkan (O’na saygı gösterenler) içindir. (Beyyine 8)

Rabbinin huzurunda durmaktan korkan kimselere iki cennet vardır. (Rahman 46)

İki cennet de çeşit çeşit ağaçlarla doludur. (Rahman 48)

İkisinde de akıp giden iki kaynak vardır. (Rahman 50)

İkisinde de her türlü meyveden çift çift vardır. (Rahman 52)

Hepsi de örtüleri atlastan minderlere yaslanırlar. İki cennetin de meyvesinin devşirilmesi yakındır. (Rahman 54)

Oralarda gözlerini yalnız eşlerine çevirmiş güzeller var ki, bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmuştur. (Rahman 56)

Sanki onlar yakut ve mercandırlar. (Rahman 58)

Bu ikisinden başka iki cennet daha vardır. (Rahman 62)

Bu cennetler koyu yeşildirler. (Rahman 64)

İkisinde de durmadan fışkıran iki kaynak vardır. (Rahman 66)

İkisinde de her türlü meyveler, hurma ve nar vardır. (Rahman68)

İçlerinde huyu güzel, yüzü güzel kadınlar vardır. (Rahman70)

Otağlar içinde sahiplerine tahsis edilmiş huriler vardır. (Rahman72)

Bunlara onlardan önce ne bir insan ne de bir cin dokunmuştur. (Rahman 74)

Yeşil yastıklara ve harikulade güzel döşemelere yaslanırlar. (Rahman 76)

Büyüklük ve ikram sahibi Rabbinin adı yücelerden yücedir. (Rahman 78)

İyiler ise, kafur katılmış bir kadehten (cennet şarabı) içerler. (İnsan 5)

(Bu) Allah’ın has kullarının içtikleri ve akıttıkça akıttıkları bir pınardır. (İnsan 6) Kullar, şiddeti her yere yayılmış olan bir günden korkarak verdikleri sözü yerine getirirler. (İnsan 7)

Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler. (İnsan 8)

Biz sizi Allah rızası için doyuruyoruz; sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür bekliyoruz. (İnsan 9)

Biz, çetin ve belalı bir günde Rabbimizden (O’nun azabına uğramaktan) korkarız (derler). (İnsan 10)

İşte bu yüzden Allah onları o günün fenalığından esirger; (yüzlerine) parlaklık, (gönüllerine) sevinç verir. (İnsan 11)

Sabretmelerine karşılık onlara cenneti ve (cennetteki) ipekleri lütfeder. (İnsan 12)

Orada koltuklara kurulmuş olarak bulunurlar; ne yakıcı sıcak görülür orada, ne de dondurucu soğuk. (İnsan 13)

(Cennet ağaçlarının) gölgeleri, üzerlerine sarkar; kolayca koparılabilen meyveleri istifadelerine sunulur. (İnsan 14)

Yanlarında, gümüş kaplar ve billur kaselerle, gümüş beyazlığında (billur gibi) şeffaf kupalarla dolaşılır ki, sakiler bunu (cennet şarabını) ölçüsünce tayin ve takdir ederler. (İnsan15–16)

NOT: Müfessirler, cennet kapları, kupaları ve kaselerinin gümüş ve billurla tanıtılmasının, sadece bilinmeyeni bilinenle anlatmak maksadıyla yapılmış bir teşbih olduğunu belirtirler. Nitekim Abdullah B. Abbas, “Cennetteki nimetlerle dünyadakiler arasında isimlerinden başka bir benzerlik yoktur.” demiştir.

Onlara orada bir kaseden içirilir ki (bu şarabın) karışımında zencefil vardır. (İnsan 17)

(Bu şarap) orada bir pınardandır ki adına Selsebil denir. (İnsan 18)

İnsanların etrafında öyle ölümsüz genç nedimler (hizmetçiler) dolaşır ki, onları gördüğünde, etrafa saçılıp dağılmış inciler sanırsın. (İnsan 19)

Ne yana bakarsan bak, (yığınla) nimet ve ulu bir saltanat görürsün. (İnsan 20)

Üzerlerine yeşil ipekten ince ve kalın elbiseler vardır; gümüş bilezikler takınmışlardır. Rableri onlara tertemiz bir içki içirir. (İnsan 21)

Onlara şöyle denir: Bu, sizin için mükâfattır. Sizin gayretiniz karşılığını bulmuştur. (İnsan 22)

(Hayırda) önde olanlar (ecirde de) öndedirler. (Vakıa 10)

İşte bunlar naim cennetlerinde (Allah’a) en yakın olanlardır. (Vakıa 11 – 12)

(Onların) çoğu önceki ümmetlerden, birazı da sonrakilerdendir. (Vakıa 13 – 14)

Cevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedir, karşılıklı olarak oturup yaslanırlar. (Vakıa15 -16)

Çevrelerinde, (hizmet için) ölümsüz gençler dolaşır; Main çeşmesinden doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle. (Vakıa 17 – 18)

Bu şaraptan ne başları ağrıtılır ne de akılları giderilir. (Vakıa 19)

(Onlara) beğendikleri meyveler, canlarının çektiği kuş etleri, saklı inciler gibi iri gözlü huriler, yaptıklarına karşılık olarak (verilir). (Vakıa 20 – 21 – 22 – 23 – 24)

Orada boş bir söz ve günaha sokan bir laf işitmezler. (Vakıa 25)

Söylenen, yalnızca “Selam, selam” dır. (Vakıa 26)

Düzgün kiraz ağacı, meyveleri salkım salkım dizili muz ağaçları, uzamış gölgeler, çağlayarak akan sular, tükenmeyen ve yasaklanmayan sayısız meyveler içindedirler ve kabartılmış döşekler üstündedirler. (Vakıa 28 – 29 – 30 –31- 32 –33 – 34)

Gerçekten biz hurileri apayrı biçimde yeni yarattık. (Vakıa 35)

Onları, eşlerine düşkün ve yaşıt bakireler kıldık. (Vakıa 36 – 37)

Bunların birçoğu önceki ümmetlerdendir. Birçoğu da sonrakilerdendir. (Vakıa 39 – 40)

(Onların mükafatı) içine girecekleri Adn cennetleridir. Orada altın bilezikler ve incilerle süslenirler. Orada giyecekleri elbiseleri de ipektir. (Fatır 33)

Onlara altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada canlarının istediği, gözlerinin hoşlandığı her şey vardır. Ve kendilerine: “Siz orada ebedi kalacaksınız, işte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur. Orada sizin için bol bol meyveler vardır, onlardan yersiniz” denilir. (Zuhruf 71-72-73)

Kapıları yalnızca kendilerine açılmış Adn cennetleri vardır. Onlar koltuklara yaslanıp kurularak orada birçok meyveler ve içecekler isterler. Yanlarında, eşlerinden başkasına bakmayan kendilerine yaşıt güzeller vardır. (Sad 50-51-52)

Takva sahiplerine vaat olunan cennetin özelliği (şudur): O’nun zemininden ırmaklar akar. Yemişleri ve gölgeleri süreklidir. İşte bu (kötülüklerden) sakınanların (mutlu) sonudur. Kafirlerin sonu ise ateştir”. (Rad Suresi 35)

Şüphesiz (o gün) takva sahipleri, gölgeliklerde ve pınar başlarında, canlarının çektiğinden çeşit çeşit meyveler arasında olacaktır. (Mürselat 41-42)

(O yurt) Adn cennetleridir; oraya babalarından, eşlerinden ve çocuklarından salih olanlarla beraber girecekler, melekler de her kapıdan onların yanına varacaklar. (Rad 23)

İnanıp, iyi işler yapanları da içinde ebediyen kalmak üzere girecekleri, zemininden ırmaklar akan cennetlere sokacağız. Orada onlar için tertemiz eşler vardır ve onları koyu(tatlı) bir gölgeye koyarız. (Nisa 57)

(Cennette) onların altlarından ırmaklar akarken, kalplerinde kinden ne varsa hepsini çıkarıp atarız. Ve onlar derler ki: “Hidayetiyle bizi (bu nimete) kavuşturan Allah'a hamd olsun! Allah bizi doğru yola iletmeseydi kendiliğimizden doğru yolu bulacak değildik. Hakikaten Rabbimizin elçileri gerçeği getirmişler.” Onlara: İşte size cennet; yapmış olduğunuz iyi amellere karşılık ona vâris kılındınız diye seslenilir. (Araf 43)

(Allah'ın azabından korkup rahmetine sığınan) takvâ sahipleri, mutlaka cennetlerde ve pınar başlarında olacaklar. (Hicr 45)

Muhakkak ki Allah, iman edip iyi davranışlarda bulunanları, zemininden ırmaklar akan cennetlere kabul eder. Bunlar orada altın bileziklerle ve incilerle bezenirler. Orada giyecekleri ise ipektir. (Hac 23)

Yüce bir cennettedirler. Orada boş bir söz işitmezler. Orada (cennette) devamlı akan bir pınar, yükseltilmiş tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra dizilmiş yastıklar, serilmiş halılar vardır. (Gaşiye 10-16)

Kapıları yalnızca kendilerine açılmış Adn cennetleri vardır. Onlar koltuklara yaslanıp kurularak orada bir çok meyveler ve içecekler isterler. Yanlarında, eşlerinden başkasına bakmayan, kendilerine yaşıt güzeller vardır.(Sad 50-51-52)


(Cennette) onların altlarından ırmaklar akarken, kalplerinde kinden ne varsa hepsini çıkarıp atarız...(A’raf 43)

İman edip iyi davranışlarda bulunanlara, içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele! O cennetlerdeki bir meyveden kendilerine rızık olarak yedirildikçe: Bundan önce dünyada bize verilenlerdendir bu, derler. Bu rızıklar onlara (bazı yönlerden dünyadakine) benzer olarak verilmiştir. Onlar için cennette tertemiz eşler de vardır. Ve onlar orada ebedî kalıcılardır. (Bakara 25)

NOT: Bu ayette, dünyada müslüman olup güzel işler yapan ve gerçekten mümin olarak ahirete göçen kimselerin alacakları mükafatlar anlatılmış, orada cennetliklere verilen nimetlerin dünyadakilere benzediğine işaret edilmiştir. Ancak, ahiret nimetlerinin dünyadakilerle aynı olduğu düşünülmemelidir. Nitekim, Buhari’nin “Bedü’l-halk” bahsinde rivayet ettiği bir hadiste “Cennet ehline gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, kalplerden bile geçmeyen nimetler verilir.” denilmiştir

İman edip iyi işler yapanlar da cennet bahçelerindedirler. Rablerinin yanında onlara diledikleri her şey vardır. İşte büyük lütuf budur. (Şura 22)

Fakat Rablerinden sakınanlara, üst üste yapılmış, altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Bu, Allah'ın verdiği sözdür. Allah, verdiği sözden caymaz. (Zümer 20)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmail Atıcı Arşivi